Beritan: İran'da yeni bir söylem ve politikaya ihtiyaç var

KODAR Eş Başkanı Fuad Beritan, İran toplumunun demokratikleşmeye yatkın olduğuna dikkat çekerek, yeni bir söylem ve politikanın gerektiğini belirtti.

Beritan, "İran halklarıyla birleşip demokrasi mücadelesi temelinde demokratik İran, federal ya da özerk demokratik Kürdistan hedefiyle mücadele geliştirilmelidir" dedi.

Doğu Kürdistan Özgür ve Demokratik Toplumu (KODAR) Eş Başkanı Fuad Beritan, önemli hedeflerinden birinin de, 'İran'ın siyasal, sosyal ve kültürel yaşamı içinde dogmatik ve toplum dinamizmini öldüren geriliklerin aşılması' olduğunu söyledi.

'TOPLUM DEMOKRATİKLEŞMEYE YATKIN'

İran’da güçlü bir toplumsal kültür ve buna dayanan bir halk geleneği olduğuna dikkat çeken Beritan, ANF’ye şu değerlendirmelerde bulundu:

"Adalet ve eşitlik değerleri toplumun kültürel değerlerinin derinliklerinde fazlasıyla yer almaktadır. Demokratik ve özgürlükçü bir kültür de vardır. İran’a, İran toplumuna bakıp özgürlükçü, demokratik bir geleneğinin olamadığını söylemek yanlıştır. Bırakalım uzun tarihini, Musaddık’ta sembolünü bulan ulusal demokratik eğilimi İran İslam devrimi bile ya da Şah’ı deviren devrim bile çok güçlü demokratik özelliklere sahiptir. Toplumda çok güçlü bir demokratik uyanış ortaya çıkarmıştır. İran’da bir demokratik devrim yaşanmıştır. Bu devrim İran toplumunun karakterinde ve duygularında önemli değişimler ortaya çıkarmıştır. İktidara ve devlete karşı kölece boyun eğen bir toplum gerçeği yoktur. Örgütlülüğe ve demokratik hareketliliğe yatkın bir özelliği vardır. Sistemin kendisi bile iktidarını sürdürmek için toplumu örgütlemeye ihtiyaç duymaktadır. Bu açıdan örgütlenmeye ve harekete geçmeye yönelik karakterleri zayıf değildir. Bunun bir kere görülmesi lazım. Bugün statükocuların blokunu sallayan da İran’daki şaha karşı gerçekleşen demokratik devrimin yarattığı halk gerçeğidir. Bu rejimin sarsılmasında İran halk devriminin toplumda yarattığı etkilerin payı da görülmelidir."

Beritan, mevcut İran rejiminn Kürtlere dönük baskısına da değinerek, "Halk üzerinde şöyle baskı yapıyor, baskıcı rejimdir diyerek, bu doğru değerlendirmeden yola çıkarak, İran toplumundaki gerçekleri görmezden gelemeyiz. Bugünkü baskıcı karakterine bakarak İran toplumunu ve tarihsel dinamiğini kendimize göre ele alamayız. Demokrasi mücadelesi veren ve İran'ı demokratikleştirmek isteyenlerin, Kürt sorununu demokratik siyasal temelde çözüp demokratikleşme temelinde demokratik bir İran yaratmak isteyenlerin İran'daki gelişmelere daha objektif, daha gerçekçi yaklaşması şarttır. Şunu söylemek yanlış olmaz: Ortadoğu ülkeleri içinde Kürdistan'dan sonra, Kürt toplum gerçeğinden sonra demokratik değerlere, demokratikleşmeye en yatkın toplum İran toplumudur" şeklinde konuştu.

'AVRUPA VE ABD'NİN HOŞUNA GİTMEYEN BİR İRAN GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKACAK'

İran'ın artık eski İran olmayacağını, ama ABD'nin, Avrupa’nın veya diğer ülkelerin beklediği İran da olmayacağını kaydeden Beritan, şöyle devan etti:

"Hatta Avrupa ve ABD'nin hoşuna gitmeyen bir İran gerçeği ortaya çıkacaktır. Artık günümüzde anti-emperyalistlik, anti-Amerikancılık ya da dış dünyaya karşı çıkmak Irak ve İran’da görüldüğü gibi bu baskıcı, otoriter rejimlerle, yönetimlerle olmamaktadır. Çünkü bunlar halkın gücünü, desteğini almadıklarından dolayı dışa karşı pozisyonları da zayıftır. Ama halkın gücünü alan, demokratikleşen, halkla barışık olan, halkın örgütlenmesine dayanan herhangi bir yönetim, başarılı olacaktır. Bu açıdan İran'daki yumuşama ve demokratikleşme adımları öyle söylenildiği gibi İran’ın batının ve ABD'nin hoşuna gidecek, onların İran'daki etkisini, gücünü arttıracak bir gelişme olmayabilir. Yumuşama, reform ve demokratik adımlarla toplumsal tabanı genişleyen ve topluma örgütlenme ve ifade özgürlüğü tanıyan bir İran, dışa karşı daha güçlü bir pozisyona ulaşabilir. ABD'nin istediği, işbirlikçi ve ekonomik olarak liberal bir değişimdir. Ancak İran böyle bir gelişimden çok, demokratik açılımlar, reforma uğramış ve tüm İran halklarının iradesini esas alan bir İran olmalıdır.

Bunun için İran’daki gelişmelere batılıların gözüyle yaklaşmak doğru ve yeterli olmadığı kadar, mevcut muhalif güçlere de sekter yaklaşılmamalıdır. İran öyle batının beklediği süreçler içinde ve ölçülerde demokratikleşmeyecektir. Batının anladığı İran'ın demokratikleşmesi değildir. Onlar İran'ın işbirlikçi hale gelmesini ve ekonomik olarak tamamen liberal olmasını istemektedirler. İran'da ise batıya ve Avrupa’ya karşı işbirlikçilik yapmama, iş birliğinden uzak durma bir toplumsal eğilimdir. Bunun da görülmesi gerekiyor. İran toplumsal muhalefetinin, halkın beklentilerini karşılamayacak düzeyde de olsa, yumuşama ve kimi reformlarla demokratik açılımlar istedikleri, ama bunu batıyla iş birliği yapma temelinde düşünmedikleri de görülmelidir."

'BATI KAFASIYLA DEĞİL...'

KODAR olarak, Kürt sorununun siyasal çözümü, İran'ın demokratikleşmesi biçiminde bir yaklaşımları olduğunu vurgulayan Beritan, "Ancak şu anda İran için en iyi çözüm, toplumsal güçleri daha aktif kılmak, siyasal çerçeveyi de, İran'ın reformlar yaparak demokratikleşmesi, Kürt ve tüm diğer İran halklarını sorununun demokratik siyasal temelde çözülmesi yönünde koymak daha sonuç alıcı olacaktır. Kuşkusuz İran'ın demokratikleşmesi süreci Kürt halkının özgürleşmesi açısından da önemli imkanlar sunar" diye belirtti.

Beritan, İran'ın siyasal, sosyal ve kültürel yaşamı içinde dogmatik ve toplum dinamizmini öldüren geriliklerin aşılmasını hedeflediklerini dile getirirken, "Ancak bu da batı kafasıyla değil de, İran’ın kendi olumlu değerleri üzerinde ve Ortadoğu tarihsel gerçeği temelinde yapılacaktır" diye ekledi.

Beritan, İran rejiminin baskıcı, inkarcı politikalarına rağmen, İran’da ortaya çıkan hareketlilik ve bunun ortaya çıkardığı reform ve yumuşama isteğinin, İran toplumunda Kürt ve diğer halkların sorununun demokratik çözümü doğrultusunda yeni düşünceler ortaya çıkarması gerektiğini belirtti.

'YENİ SÖYLEM VE POLİTİKA GEREKİYOR'

KODAR Eş Başkanı Fuad Beritan, şu tespitleri de yaptı:

"İran'da demokratikleşmenin ve Özgürlük Mücadelesinin İran koşullarında gelişeceğini görerek, hatta İran'da gelişecek muhalefetin, bırakalım batı yanlısı olmasını, batıya karşı tutumda daha tutarlı hale geleceğini görerek, yeni bir söylem, yeni bir politikayla, yeni bir üslupla demokratik mücadelenin geliştirilmesi gerekmektedir. Tabii ki gerilla yine özgürlüğün ve demokrasinin güvencesi olarak varlığını sürdürür, bir savunma gücü olur. Her türlü saldırıya karşı halkı ve halkın değerlerini savunur. Meşru savunmasız bir mücadele düşünmek, özellikle de Ortadoğu’da kuzuyu kurda teslim etmektir. Ama bütün mücadeleyi gerillayla sürdürmek yerine, meşru savunma gücünün varlığı koşullarında demokratik örgütlenmeyi geliştirerek, İran halklarıyla birleşip demokrasi mücadelesi temelinde demokratik İran, federal ya da özerk demokratik Kürdistan hedefiyle mücadele geliştirilmelidir."