Bolu'daki tutsaklar: Hak ihlali ve işkence var!

Bolu F Tipi Cezaevi’ndeki tutsaklar, Nurullah Semo'nun 2 yıldır tek başına bir odada tutulduğu ve işkenceye uğradığını açıkladı.

Bolu F Tipi Cezaevi’nde kalan siyasi tutsaklara hak ihlalleri uygulanıyor. Yaşadıklarını mektupla anlatan tutsaklar, Nurullah Semo'nun 2 yıldır bir odada tek başına tutulduğunu, Semo’nun her sabah sayım sırasında hakaretlere ve tehditlere maruz kaldığını söyledi. Tüm girişimlere rağmen Semo’nun yanlarına verilmediğini kaydeden tutsaklar, sistematik işkenceye maruz kalan arkadaşlarının can güvenliğinin olmadığını ifade etti.

'HEKİMLER DAVAYA GÖRE MUAMELE YAPIYOR!'

Hekimlerin, tutsakların yargılandıkları davaya göre muamele yaptıklarının belirtildiği mektupta, kelepçeli muayene dayatılmasının halen devam ettiğini vurgulandı. Türk Tabipler Birliği'ne (TTB) çağrı yapan tutsaklar, şunları kaydetti:

'TTB GEREĞİNİ YAPMALI'

"Yine revire çıkma talebimiz olunca istisnalara yer verilmeksizin, acı dinlemeksizin bir ay geçmeden revire çıkarılmıyoruz. Ayın birinde revire gitmişsek, sonraki ayın birine kadar revire gidemiyoruz. Acil olan taleplere bu şekilde duyarsız kalınmakta. TTB’ye çağrımızdır. Kurumlarına bağlı olan, doktor olan, Hipokrat yemini edenler dosyalarımıza bakıp yargılandığımız davadan dolayı bize karşı kin ve nefretle bakmamalılar. Ülkemizde bu tarihi yemini ağızlarına alıp da bize nefretle bakan, ellerimizde kelepçeyi her ne sebeple olursa olsun açmayan doktorun vicdanını ve ahlakını sorgulaması gerekiyor. Hasta olan insan arasına fark koymak etik değildir. TTB’nin bunu üzerinde durup gereğini yapacaklarına inanıyoruz.”

'MEKTUPLAR KAYBEDİLİYOR, ELBİSELERİMİZ YIRTILIYOR'

Mektuplarının sistematik bir şekilde kaybedildiğini, ailelerinden gelen kolilerin açılıp tahribata uğratıldığını kaydeden tutsaklar, şu ifadeleri kullandı: “Son dönemlerde mektuplarımız bilinçli olarak kaybediliyor. Eskiden ayda yılda bir tane kayboluyordu, bir şey olmaz diyorduk ama artık sistematik bir hal almış. Devamlı mektuplar kayıp ya da engellenip karalanıyor. Ailelerimizden gelen koliler bizden bihaber açılıyor. Artık emniyet mi istihbarat mı açıyor, bilmiyoruz ama gelen elbiselerimizi yırtmışlar. Aileye bu durumu sorunca aile bu elbiseleri yeni aldıklarını paylaştılar bundan anlaşılıyor ki koliler başka yere götürülüyor.”

'SELAM VERMEMİZ DAHİ ENGELLENİYOR'

Kendilerine keyfi bir şekilde yayınların verilmemesi konusunda açtıkları davanın devam ettiğini de belirten tutsaklar, şöyle devam etti: “Yine oda değişim taleplerimize hiç cevap verilmiyor. Spor ve sohbet haklarımız çok kısıtlanıyor. Bunun dışında herhangi bir etkinliğe çıkarılmıyoruz. Bazen bizi spora ya da telefon görüşmesine giderken karşılaştığımız arkadaşlarımızı sorduğumuz zaman görevliler aramıza giriyor ve provokatif davranıp saldırılara maruz kalıyoruz. 21’inci yüzyılda bize Allah'ın selamını bile çok görüyorlar!"