Cezaevi Gözlem Kurulları düşman hukuku uyguluyor

Kürdistan ve Türkiye'deki cezaevlerinde siyasi tutsakların tahliyeleri keyfi olarak engelleniyor. Cezaevi Gözlem Kurulları, düşman hukukuyla siyasi tutsakları rehin tutmaya devam ediyor.

CEZAEVİ GÖZLEM KURULLARI

Türkiye ve Kürdistan cezaevlerinde son yıllarda Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu adı altında bir yapı oluşturuldu. Bu kurum tutsaklara istediği yaptırımı uyguluyor, hatta cezasını tamamlayan tutsakların tahliye olup olmayacağına bile karar veriyor. Tutsaklar,  "iyi halli olmadığı", "ıslah olmadığı", "pişman olmadığı" gibi gerekçelerle rehin tutulmaya devam ediyor.

İdare ve Gözlem Kurulu, siyasi tutsakların 'Denetimli serbestlik' ve 'Koşullu salıverilme' gibi  tahliye haklarını dahi kontrol altına alabiliyor.

Peki, Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu hukukun neresinde? İstanbul Barosu avukatlarından Feyzi Çelik, ANF'ye değerlendirdi.

Ülkede 2020 yılına kadar ceza infaz sisteminin tamamen yargının kontrolünde olduğunu belirten Feyzi Çelik, salgın bahanesi ile bazı cezalarda infaz indirim ve kolaylıkları getirilirken siyasi suçlardan dolayı hükümlü olanlar hakkındaki ayrımcılığın yeni bir boyuta ulaştığını kaydetti. Suç ve cezaların kanuniliği ve masumiyet karinesinin uygulanmaz hale geldiğini belirten Çelik, "Savcı, cezaevi müdürü, infaz koruma görevlileri ve idari kararla ataması yapılan ceza infaz gözlem kurulları oluşturuldu. Yasal dayanağı aşacak şekilde bunların çalışma esas ve usulleri yönetmeliklere bırakıldı. Bu yönetmelikler gerekçe gösterilerek 30 yıl gibi şartlı tahliye sürelerini dolduran siyasi hükümlülere daha önce yürürlükte olmayan uygulama ve zorlamalar dayatıldı. Pişmanlık kavramı alabildiğine geniş yorumlanarak kişilerin düşünce ve ifade özgürlükleri gerekçe gösterilerek şartlı tahliyenin üç ve altı aylık sürelerle ertelendiğini görüyoruz. Cezaevinde otuz yılını doldurmasına rağmen tahliyesi engellenen Şair İlhan Çomak'ın durumu örnek gösterilebilir. Oysa siyasi olmayan suçlardan hükümlü olmayanlarda şartlı tahliyelerin engellenmediğini görüyoruz" diye konuştu.

DÜŞMANA ÖZGÜ İNFAZ SİSTEMİ

Ayrımcılıkla birlikte adeta düşmana özgü bir ceza ve infaz sisteminin uygulandığını kaydeden Çelik, şöyle dedi:

"Suç ve cezanın kanuniliği gereği daha önceki yasal düzenlemelerden dolayı bu kişilerin kazanılmış hakları idari birimler tarafından engelleniyor. Kuşkusuz bu engelleme kararlarına karşı İnfaz Hakimliklerine başvuru yapılabiliyorsa da hakimlerin atamasındaki idari usul bu hakimlere olan başvuruları sonuçsuz bırakıyor. Bu durumda infaz hakiminin kararına karşı Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yoluna başvurulabilir. İtiraz üzerine verilen kararlara karşı başkaca bir kanun yolunun kapalı olması keyfiliğe alan açmaya devam ediyor. Devleti koruma refleksi ile ayrımcılık böylece kalıcı hale getirilip herkesin eşit bir şekilde yararlanmasının yolu kapatılıyor."