Demirtaş'ın avukatları: Hukuk değil, siyasi hamle!

  Rehin tutulan Selahattin Demirtaş'ın avukatları, müvekkilleri hakkındaki yeniden tutuklama kararının siyasi hamle olduğunu söyledi.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) rehin tutulan Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki hukuksuzluğa karşı, avukatları Mahsuni Karaman, Mehmet Emin Aktar, Mesut Beştaş ve Aygül Demirtaş, Amed Barosu Adli Yardım Merkezi’nde açıklama yaptı.  

'YARGI ZORBALIĞI!'

Av. Mehmet Emin Aktar, yargı denilen bir mekanizmanın uyguladığı bir zorbalıkla karşı karşıya olduklarını belirterek, “Hiçbir kuralla kendini bağdaştırmayan bir yargı" vurgusunda bulundu.
Av. Aktar, "(...) Sayın Demirtaş’ın hiç şüpheli olmadığı bir başka dosya üzerinden tutuklanması, bunun bir tarifi yok" dedi.

'TEK AÇIKLAMASI SİYASİ REHİNELİK'

Demirtaş’ın avukatları adına açıklamayı okuyan Mahsuni Karaman, Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere HDP’li vekilleri tutuklamaya götüren sürecin, tutuklanma şekil ve gerekçeleri, yargılama süreçlerinde ortaya konulan siyasi ve yargısal pratik, mevcut tutulma halini “siyasi rehine” olarak niteleme dışında bir seçeneklerinin olmadığını söyledi.
Karaman, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın telefon trafiğini ve o gün yaşananlara ilişkin şunları paylaştı: “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 Eylül 2019 tarihinde telefon ile Edirne Cezaevi Müdürlüğünü arayarak Sayın Demirtaş’ı SEGBİS odasında hazır etmelerini istemiştir. Hangi amaçla şifaen çağrıldığını öğrenmek üzere SEGBİS odasına çıkan müvekkil, savcının 6-8 Ekim olayları ve suç isnatları nedeniyle şüpheli olarak ifadesini almak istediğini öğrenmiştir. Sayın Demirtaş, suçlamaların kapsamı, cezaevinde oluşu, telefon ile çağrılmış olması ve avukatlarının hazır olmaması gerekçesi ile daha sonra ve bizzat Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında beyanda bulunacağını belirtmiştir. Bunun üzerine ifade alma işlemine son verilmiştir. Aynı gün öğleden sonra ve yine telefonla Sayın Demirtaş’ın tutuklamaya sevk edildiği, Edirne Cezaevine ve biz avukatlarına bildirilmiştir.
Tutuklamaya sevk edilen ve Edirne Cezaevinde SEGBİS odasında tek başına hazır edilen müvekkil, burada beklediği sırada, Ankara Adliyesi koridorlarında Sayın Demirtaş’ı sorgulayacak ve tutuklayacak hakim arayışına girilmiştir. Öyle ki, günün Nöbetçi Hakimliği, 6’ncı Sulh Ceza Hakimliği olmasına rağmen, ne hikmetse 1’nci Sulh Ceza Hakimliğine sorgu yaptırılarak müvekkil tutuklattırılmıştır. Ankara Cumhuriyet Başsavcısının ve Başsavcı Vekillerinin de, adeta hükümet komiseri gibi, müvekkilin tutuklanmasına karar verildiği ana kadar Adliyede nöbet tuttuğunu da not etmek isteriz.”
Karaman, tutuklama kararının, süren mevcut dava dosyası üzerinden değil, şüphelisi olduğu iddia edilen başka bir soruşturma dosyası üzerinden verildiğini söyledi.

'ŞÜPHELİSİ BİLE DEĞİLLER'

Demirtaş ve Yüksekdağ’ın haklarında halen devam eden davalardaki aynı suçlamalarla tutuklandıklarını aktaran Karaman, haklarında tutuklama kararı verilen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/146757 soruşturma sayılı dosyanın şüphelisi dahi olmadıklarını kaydetti.
Av. Karaman, kararın siyasi bir hamle olduğunu belirterek, Erdoğan'ın karardan bir gün sonra Demirtaş ve Yüksekdağ’ı kastederek, “Bunları bırakamayız, şehitlerimiz bize hesap sorar” ifadelerini kullanmasını hatırlattı.

'ASIL CEZAYI ONLAR ALMALI'

Av. Karaman, şunları belirtti: "Adalet Bakanlığı ile Hakimler ve Savcılar Kuruluna sesleniyoruz: Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, Soruşturma Savcısı ve tutuklama kararını veren Ankara 1’inci Sulh Ceza Hakimi hakkında derhal ve resen soruşturma başlatın. Yok hükmündeki bu kararı telafi edici çareler bulun. Aksi halde, sorumluluk makamında olanlar olarak, olmayan soruşturma dosyası üzerinden verilen bu tutuklama kararına karşı tutumsuzluğunuz Türkiye yargısının tamamen yok olduğunun tescili olacaktır. Ayrıca tüm sorumlular hakkında tarafımızca da suç duyurusunda bulunacağını kamuoyunun bilgisine sunarız."
Av. Mahsuni Karaman, AİHM Büyük Daire’nin beklenenden daha sert bir karar vereceğini de dile getirdi.