Türk devletinin gerilla cenazeleri ve devlet vahşetine karşı direniş sırasında şehit düşenlerin cenazelerine yönelik insanlık dışı uygulamaları devam ediyor.

Cenazeler bazen aylar, bazen yıllar sonra teslim ediliyor. Teslim edilirken de insanlık dışı muamele yapılıyor. Cenazelerin defnedilmesi sırasında da aynı zihniyet devreye giriyor. Çok sayıda cenaze ailelerinden habersiz gizli defnedilirken, cenazelerini alanlar da benzeri görülmemiş baskılarla karşılaşıyor.

Amed’in Sur ilçesinde 2 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı ardından uygulanan devlet terörüne karşı direniş sırasında şehit düşen Hakan Arslan’ın kemikleri 7 yıl aradan sonra babasına bir torba içerisinde teslim edilmişti.

En son Şirnex’in Besta bölgesinde ocak ayındaki bir çatışmada şehit düşen YJA-Star gerillası Hamiyet Yalçınkaya’nın (Leyla Amed) cenazesi ailesinin tüm girişimlerine rağmen aylar sonra teslim edildi.

ZALİMLİK

Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) üyesi din alimi Abdullah Alkan, “Bu yapılanlar hem İslam dininde hem de insan anlayışında yanlıştır” diye tepki gösterdi.

Alkan, “Zalimler, kendi inançlarımız doğrultusunda çocuklarımıza cenaze töreni düzenlememize izin vermiyorlar. Cenazelerimizi defnetmemize izin vermemeleri zalimliktir. Bu İslam dininde de yok, insanlık anlayışı içinde de yanlıştır. İslam dininde ölen kişinin bedeni kutsallaşıyor. Şu an İslam dini adı altında devleti yönetenlerin kendi ırklarına da diğer ırklara da saygısı yok” şeklinde konuştu.

DİYANET FAŞİST BİR GELENEKLE HAREKET EDİYOR

Diyanetin imamlarının, “Allah tarafından söyleneni değil, Diyanet tarafından söyleneni uyguladığını” belirten Alkan, “Diyanet inanç ve değerlerini unutmuş ve faşist bir gelenekle hareket ediyor” diye ekledi.

Mele Alkan, "Din eğer mazlumların derdine deva olmamış ve onlardan yana olmamışsa o din anlayışı içeriği boşaltılmış ve gerçekliğinden uzaklaşmış demektir. Çünkü din hep Firavun gibi zalimlerin karşında durmuştur” şeklinde konuştu.