Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Leyla Güven, HDP Muş Milletvekili Mensur Işık ve beraberindeki heyet, Muş’un Varto ilçesine giderek, HDP İlçe Örgütü’nü ziyaret etti. Daha sonra Güven ve beraberindekiler, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridi protesto etmek için bulunduğu Erzurum Oltu T Tipi Cezaevi’nde fedai eylemle yaşamını yitiren Zehra Sağlam'ın Varto ilçesine bağlı Kayalıkale (Xinzor) köyünde yaşayan ailesini ziyaret etmek için yola çıktı.

HEYETİN GEÇİŞİNE ENGEL

Güven ve beraberindekiler, Abdurrahman Paşa Köprüsü'nde Türk askerleri tarafından durduruldu. Askerler, heyete "bölgede operasyon olduğu" gerekçesiyle Kayalıkale köyüne geçişlerini engelleyeceklerini söyledi.

Jandarmalar tarafından Zehra Sağlam’ın evine baskın yapılarak babası Emrullah Sağlam'ın da gözaltına alındığı belirtildi.

GÜVEN: BU SORUNU HEP BİRLİKTE ÇÖZECEĞİZ

Asker barikatlarının önünde açıklama yapan Güven, Zehra Sağlam'ın ailesine taziye ziyaretine geldiklerini ancak engellendiklerini belirterek, şöyle dedi:

"Biz araçların geçtiğini, o köyde hayatın devam ettiğini, bu uygulamanın sadece bize dönük bir uygulama olduğunu gördük. Bundan dolayı da 21'inci yüzyılda Türkiye gerçekliğini hep birlikte görmüş olduk. Üzülerek belirtiyorum çünkü Türkiye demokrasisi açısından bir milletvekili kendi köylüsünü ziyaret edemiyorsa burada ciddi bir sorun var demektir. Bu sorunu hep birlikte çözeceğiz. Çünkü bu ülke ve bu topraklar hepimizindir. Hep birlikte daha güçlü bir ülke olması ve daha demokratik bir ülke olması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Belki bugün bu köyün yolu bize kapalı olabilir ama Zehra Sağlam arkadaşımın ailesine buradan başsağlığı dileklerinde bulunuyorum ve diyorum ki biz hep birlikte daha demokratik bir ülkede yaşayacağız; bunun sözünü veriyorum."

'HER ŞEYDEN KORKAN DEVLET!'

Ardından heyet HDP Varto İlçe Örgütü'ne ziyarette bulunuldu. Burada açıklamalarda bulunan Güven, Kürtlerin bu ülkenin kuruluşunun her aşamasında emeği olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Malazgirt zaferi olarak bilinen bir zafer var. Sayın Öcalan diyor ki o zafer bir Türk zaferi değil, o bir Kürt zaferidir. Bunu da açıklıyor, diyor ki iki tane Kürt birliğinin on bin tane askeri vardı, o sayı oldu 20 bin. Alparslan'ın da 4 bin askeri vardı. Şimdi bu savaşı kim kazandı? 20 bin asker mi kazandı, yoksa 4 bin asker mi? Bunlar kendilerine bunu kendi zaferleriymiş gibi gösteriyorlar. Bunlar aslında açığa çıktı. 21'inci yüzyıldayız ve hiçbir şey artık saklı kalmıyor. Kürtler de artık eski Kürtler değil. Şimdi tankını, topunu getirmiş, taziyeye gitmemiz engelleniyor. Her şeyden korkan bir devlet söz konusu."

'ÖCALAN'IN FELSEFESİ KURTARACAK'

Ortadoğu sorunu noktasında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çözüm gücü olduğuna vurgu yapan Güven, şunları dile getirdi:

“Bizden korkmayın, bizler bu ülkenin asli üyeleriyiz, varlıklarıyız. Biz sizden önce vardık. Bakın, şimdi ders kitaplarında Kürtlerin Türklerden önce Müslüman olduğuna dair kıyamet kopmuş, MHP ve İYİ Parti itiraz ediyor. Siz tarihi değiştiremezsiniz ki. Siz bugüne kadar yalan söylediniz ve tarihi yalan anlattınız. Ama bu gerçek, bu hakikat mutlaka açığa çıkacaktır. Bunu kabul etmek zorundasınız. Bu inkarcı Cumhuriyet içerisinde Kürtler de kendi mücadelelerini sürdürüyor ve bundan sonra da sürdüreceklerdir. Sayın Öcalan’ın konumu son derece önemlidir. Ve ona dikkat çekmek için ben bu eylemi başlattım. O gün ne söylediysem bugün de aynısını söylüyorum ve diyorum ki Ortadoğu'da kalıcı bir çözümün ve onurlu bir barışın gelişmesi Sayın Abdullah Öcalan’ın sunacağı katkılarla mümkündür. Çünkü Sayın Öcalan Ortadoğu'yu en iyi analiz eden kişidir. Onun oluşturduğu ve geliştirdiği felsefe bütün Ortadoğu'ya gerçekten de güneş gibi doğacaktır. Ki o güneş şuanda Rojava'da doğdu ve bütün dünyaya doğmuştur. Dolayısıyla biz Sayın Öcalan’ın dışarıya çıkmasını istiyoruz. O konuşursa siyasetin önü açılır ve o konuşursa gerçekten güzel şeyler olur. Biz yanılmadık, Sayın Öcalan ilk mesajında çözüm vadetti. Ama tam da Sayın Öcalan’ın avukatları ile son görüşmesinde 'Ben bir hafta da çözerim' dediği noktada, 3 büyükşehire kayyum atandı, çözümün sesi kısılmaya başlatıldı."

'İTTİFAK KURMALIYIZ'

Güven, şunları da ifade etti:

“Ben inanıyorum, önümüzdeki günlerde önemli gelişmeler olacak. Hükümet savaşı biraz daha tırmandıracak ve biraz daha Rojava’ya girmeye çalışacak. Belki biraz daha kayyum politikasını sürdürmeye çalışacak ama son devredir. AKP-MHP bitti. Tarihe dönüp bakalım, Erdoğan’ın zulmünden farklı zulümler yapanlar var. Tansu Çiller, Mehmet Ağar, say say bitmez. Bunların hepsi nerede? Yoklar şu anda. AKP de gidecektir. Bizim için şu anda önemli olan birlik beraberlik ve ulusal ittifaktır. Bizim bir ittifak geliştirmemiz gerekiyor, bu şekilde olmaz. Kadının olmadığı bir devrim eksiktir. Evet, burası hakikatli mücadelenin yürütüldüğü yerdir. Evet, zordur, gözaltı olur, işkence olur, her şey olur ama Varto denilince herkesin aklına Ekin Van geldi. İşte Zehra onun yolunun takipçisidir. Zehra, Ekin’e yapılanı kabul etmemenin isyanıdır. Dolayısıyla biz Ekin Van’a, Hacı Birlik'e yapılanlara da öfkemizi güce dönüştürerek cevap olacağız."

Ardından Güven ve beraberindeki heyet, Varto Belediyesi'ni ziyaret etti. Güven, ziyaretten sonra tecride karşı fedai eylem düzenleyen Yonca Akici’nin ailesini ziyaret etmek için Ağrı’ya doğru yola çıktı.