Hasta sağlıkçılar çalışmaya zorlanıyor

Türkiye’de sağlık meslek örgütleri uzun bir süredir Covid-19’un meslek hastalığı olarak tanımlanması için mücadele ederken, salgına yakalanan sağlıkçılar çalışmaya zorlanıyor.

Türkiye’de Covid-19 salgının başlamasından bu yana 220 sağlık emekçisi hayatını kaybetti. Üstelik Sağlık Bakanlığı salgının ilk dalgasında 12 bin sağlık personeli alacağını duyursa da herhangi bir adım atmadı. Türk tabipler Birliği (TTB) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ise Covid-19’un bir meslek hastalığı olarak kabul edilmesini, sağlık personeli sayısının acilen artırılmasını talep ediyor.

MESLEK HASTALIĞI OLATAK KABUL EDİLMELİ

SES Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım, önceki gün Sağlık Bakanlığı önüne hem kaybedilen yaklaşık 220 sağlık emekçisini anmak hem de taleplerini iletmek üzere gittiklerini fakat kolluk kuvvetlerinin buna engel olduğunu ifade etti. En doğal ve demokratik hakkı bile büyük bir çaba ile elde ettiklerini sözlerine ekleyen Yıldırım sağlık çalışanlarının taleplerini şöyle dile getirdi: “Biz yaklaşık 3-4 aydır Covid-19'un bir meslek hastalığı olarak kabul edilmesini ifade ediyoruz. Sağlık Bakanı ‘Bu konuda bir herhangi bir yasal düzenleme yapmamıza gerek yok’ dedi. O zaman bu süreci kabul edip bu yönde müracaat eden arkadaşlarımızın Covid meslek hastalığıdır sürecinden yararlanması için çaba göstermeleri gerekiyor.”

100 BİN SAĞLIK ÇALIŞANI ALINMALI

Fazla mesai saatleri, aşı çalışmasından salgın sürecinin yürütülmesine kadar sağlık örgütleri ile Sağlık Bakanlığı'nın ortak hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Hüsnü Yıldırım devamla şu hususlara dikkat çekti:

“Bu sürecin verileri bizimle paylaşılmadığı gibi kamuoyu ile paylaşılan verilerin de doğruluğuna dair çok büyük şüpheler oluştu aylardır bunu hepimiz yaşıyoruz. O yüzden bir an önce hem salgın sürecinin hem de aşının sağlık meslek örgütleri ile şeffaf bir şekilde paylaşılmasını talep ediyoruz. Bizim baş taleplerimizden bir tanesi de bugün sağlıkçı sayısının arttırılmasıdır. 12 bin sağlıkçı alınacak denildi fakat buna dair hiçbir adım atılmadı. Madem bu bir ihtiyaç şunu göz önüne almak zorundalar, 8 aydır zaten var olanlar bu görevi hat safhada yerine getirdi ve tükenme noktasındalar.

Bundan sonraki sürecin daha sağlıklı yürütebilmesi için bu arkadaşlarımızın dinlenme hakkına sahip olması lazım. 100 bin sağlık çalışanının bir an önce bu sürece dahil edilmesi şart. Hatta bunun da yetmeyeceğini düşünüyoruz. Bunun dışında zaten KHK ile atılan binlerce sağlık emekçisi var, bu insanlarla ilgili mahkemelerin ya da soruşturmaların bir an önce sonuçlandırılarak, bu kişilerin sürece dahil edilmesi gerekli. Çünkü yeni sağlık emekçilerinin sürece adaptesi zor olabilir fakat bu insanlar deneyimli ve bize bu süreçte en lazım olan şey de deneyeyim.”

BİRÇOK HASTANE VE İLDE BASKI VAR

Yıldırım ayrıca birçok ilden ve hastaneden sağlık emekçilerinin hasta olsalar bile nöbete gelmeye zorlandığı haberlerinin kendilerine ulaştığına dikkat çekti. İnsanca çalışmak istediklerinin altını çizen son olarak ortaya çıkan tabloyu şu şekilde aktardı:

“Çok fazla hastanede ve kurumda amirler ya da klinikteki sorumlu kişiler hasta, Covid’li olan, henüz atlatmamışları dahi göreve çağrılıyor. Sağlık çalışanları bir de bu yönlü bir baskıya maruz kalıyor. Sağlık emekçilerinin karantinasının 7 güne düşürülmesi, test yapılmaksızın göreve çağrılması insani değil ayrıca bu arkadaşlarımızın orada vereceği hizmet de sağlıklı olmayacaktır. Sağlık çalışanları bu süreci insani koşullarda atlatmak istiyor. Cumhurbaşkanlığı genelgeleri ile birlikte diğer kamu çalışanlarının çalışma saatleri 10 ile 16 arasında sınırlandırılırken, sağlık çalışanları açısından hiçbir adım atılmıyor.”