Hukuk ırkçılığı görmezden geliyor
İHD Eşbaşkanı Eren Keskin, yaşanan ırkçı saldırıların hakim ve savcılar tarafında TCK Madde 122’den dahi ele alınmadığını ifade ederken, adli sayılan vakaların saldırıları körüklediğine dikkat çekiyor.
İHD Eşbaşkanı Eren Keskin, yaşanan ırkçı saldırıların hakim ve savcılar tarafında TCK Madde 122’den dahi ele alınmadığını ifade ederken, adli sayılan vakaların saldırıları körüklediğine dikkat çekiyor.
Afyon’da saldırıya uğrayan 7 Kürt işçi, Ankara’da saldırıya uğrayan Kürt aileden 4 kişi yaralanırken son olarak Konya’da, 60 kişilik bir grubun saldırısına uğrayan yine Kürt bir aileden Hakim Dal katledildi.
ANF’ye konuşan İnsan Hakları Derneği Eşbaşkanı Eren Keskin, yapılan saldırıları politik olarak nitelediklerini ifade ederken İHD Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı komisyonu olarak bütün ırkçı saldırıları dikkatle takip ettiklerini söylüyor. Keskin son dönemde özellikle Kürtlere yönelik saldırılarda yoğunlaşma olduğuna da dikkate çekiyor: “Şiddetin politik olduğunu çok iyi biliyoruz gerek kadına yönelik gerekse de genel olanın. Devlet aşırı sert, ötekileştirici ve ırkçı bir dil kullanılması bu saldırıları artırıyor. Bu saldırılarda ikinci önemli nokta ise ırkçılık cezasız kalıyor bu coğrafyada.”
AKP VE MHP’NİN DİLİNİN SOKAĞA YANSIMASI
Keskin, cezasızlığın sebebinin mahkeme süreçlerinde savcı ya da hakimlerin bu saldırıları ırkçılık temelinde ele almamasından kaynaklı olduğunu dile getiriyor. Savcı ya da hakimlerin saldırıları adli yaralama ya da öldürme vakası olarak ele alması, ırkçı saikin hukuk tarafından bir nevi üzerini örtüyor. Dahası ırkçılık olarak ele alınmadığı sürece destek buluyor bu tür saldırılar. Eren Keskin tam da bu nedenle hem Deniz Poyraz’ın öldürülmesini hem de son üç günde yaşananları MHP ve AKP’nin saldırgan dilinin sokağa yansıması olarak okuyor.
MADDE 122 KAPSAMINA BİLE ALINMIYOR
Davaları ısrarla takip ettiklerini dile getiren Keskin “Bizler bunu takip ediyoruz, ailelere ulaşıyoruz ama insanları korkutuyorlar. Arkadaşlarımız Konya, Afyon ve Ankara’da saldırıya uğrayanlarla görüştü. Saldırıya uğrayanların hepsi ‘biz Kürt olduğumuz için saldırdılar’ diyor; ama örneğin Afyon’daki son saldırıda avukat arkadaşımızın aktardığına göre savcı, burada ırkçı bir saldırı olduğunu görmezden gelerek yaklaşıyor meseleye” diyor. Keskin’in dikkat çektiği bir başka önemli nokta ise ırkçılığın Türk Ceza Kanunu’nda tam anlamıyla bir düzenlemede yer almaması. Buna en yakın madde TCK 122’deki ayrımcılık suçu. Ama Keskin’in kaydettiğine göre yaşanan olaylarda bu madde açısından da kimse sorgulanmıyor ya da davalar bu yönde açılmıyor.
ÇAKAN DAVASINDA ZANLILAR DEĞİL, PAYLAŞIM YAPAN SORUŞTURULDU
Eren Keskin’in bu tür saldırıların ayrımcılık suçundan ceza almıyor demesine bir örnek geçtiğimiz yıl yaşandı. 1 Mayıs 2020’de Ankara Etimesgut’da Kürtçe müzik dinlediği gerekçesiyle öldürülen Ağrı Patnoslu Barış Çakan (20) olayında olduğu gibi. Çakan’ı öldüren zanlılar kasten öldürme ve cinayetten müebbet isteğiyle yargılanırken hem savcılık hem de devletin üst düzey kadroları bu olayın “ayrımcılık” vakası olduğunu yalanlandı. Dava bu şekilde ele alınmazken Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı, cinayetle ilgili sanal medya üzerinden “yanlış, yanıltıcı, halkı kin ve düşmanlığa sevk edebilecek propaganda” amaçlı paylaşımlarla ilgili soruşturma başlattı. Yani suç değil, suçun niteliğini belirten kişiler halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten soruşturuldu.
SAKARYA’DAKİ TÜM IRKÇI SALDIRILAR ADLİ VAKA OLARAK DEĞERLENDİRİLDİ
Yine geçtiğimiz yıl Mardin’in Mazıdağı ilçesinden Sakarya’ya giden Kürt işçiler, 4 Eylül 2020’de işveren ve köylülerin ırkçı saldırısına maruz kaldı. Saldırıya ilişkin başlatılan soruşturmada Halkı kin ve düşmanlığa sevk etme suçuna ise takipsizlik kararı verildi.
Yine Sakarya Hendek’te 16 Aralık 2018'de sokakta Kürtçe konuşan baba Kadir Sakçı ile Burhan Sakçı’nın (16) önlerini kesen ve “Kürt müsünüz?” sorusuna “evet” yanıtı aldıktan sonra 43 yaşındaki Kadir Sakçı’yı döverek öldüren Hikmet Usta’ya da bu kapsamda ceza verilmedi. Usta’ya ‘cinayet’ sebebiyle müebbet, ağır yaralamadan dolayı 15 yıl, silah bulundurma suçundan ise 1 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Onun kaçmasına yardımcı olan Recep Eş’e ise 5 ay hapis cezası verildi.
Yine 2019’da Sakarya’ya mevsimlik işçi olarak giden ve Kürtçe selamlaştıkları için bir grubun silahlı saldırısında yaralanıp 51 gün yaşam mücadelesini kaybeden 19 yaşındaki Şirin Tosun’un öldürülmesine ilişkin davada da sadece cinayet soruşturması yürütüldü. Saldırganların 2’si tutuklandı, 4’ü serbest bırakıldı. Yargılama hala devam ediyor.
İHD RAPORUNA GÖRE 10 YILDA 280 IRKÇI SALDIRI
İnsan Hakları Derneği’nin 2020’de yayınladığı ‘Türkiye’de Nefret Suçları ve Son Zamanlarda Yaşanan Irkçı Saldırılar Özel Raporu’na göre son 10 yılda 280 ırk kaynaklı saldırı gerçekleşti. Bu saldırılarda 15 kişi yaşamını yitirirken, bin 97 kişi de yaralandı. Irkçı saldırılar en çok 2013, 2014 ve 2015 yıllarında meydana geldi. 2013’te 53, 2014’te 45 ve 2015’te de 75 ırkçı saldırı yaşandı. 2020 yılında ise 14 ırkçı saldırı gerçekleşti, bu saldırılarda 7 kişi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren 7 kişiden 3’ü Suriyeli çocuktu. 2021’in ilk 7 ayında ise saldırı sayısı arttı.
HEDEFTE KÜRTLER VE SURİYELİLER
İHD’nin adı geçen rapordaki sadece 2020’de yaşanan 14 saldırı saldırının hedefinde Kürtler ve Suriyeliler vardı. Sadece geçen yıl özellikle salgın sonrası normalleşme sürecine geçilmesiyle ırkçı saldırılar da başladı.