Hukukçulardan Avrupa Konseyi'ne 'Abdullah Öcalan' çağrısı

Hak ve hukuk örgütleri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik "umut hakkı ihlali" kararını gündemine alan Avrupa Konseyi'ne çağrıda bulunarak, "Türkiye’yi yasal değişiklikleri ivedilikle yapmaya ve yasaları değiştirmeye davet edin” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan hakkında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) tahliye imkanı olmaksızın bir kişinin ömür boyu hapiste tutulmasının "umut hakkının ihlali" olduğu yönündeki kararının sonuçlarının ortadan kaldırılmaması nedeniyle Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AK BK) gündemine giren dosyaya ilişkin açıklama yapıldı. Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Toplum Ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) ve Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Abdullah Öcalan gündemiyle toplanacak Bakanlar Komite toplantısı öncesi basın toplantısı düzenledi.

İHD Genel Merkezi'nde yapılan ve çok sayıda avukatın katıldığı toplantıda, açıklama yapan ÖHD Genel Merkez üyesi Ebru Akkal, AİHM'in Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan hakkında, 18 Mart 2014'te aldığı "umut hakkı ihlali" kararına işaret ederek, kararın ardından 10 yıl geçmesine rağmen, Türkiye'nin ihlalin sonuçlarını ortadan kaldıracak yasal düzenleme yapmadığını hatırlattı. Ebru Akkal, "Bakanlar Komitesi, Öcalan 2, Kaytan, Gurban ve Boltan Türkiye dosya grubu ile ilgili AİHM tarafından verilen kararlara Türkiye'nin uymaması nedeniyle periyodik olarak yaptığı gözden geçirmeyi Eylül ayında gerçekleştireceği oturumda da yineleyecektir" ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE YASA VE KARARLARA AYKIRI DAVRANIYOR'

Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulayacağını taahhüt ettiğini, ancak verilen kararlara ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediğinin altını çizen Ebru Akkal, "10 yıl geçmiş olmasına karşın başvurucular da dahil binlerce mahpus, umut etme hakkından mahrum bırakılarak AİHS’yi ihlal ettiği çok açık olan bu ceza rejiminin ağır ve yıkıcı sonuçlarına maruz kalmaktadır. Türkiye, pek çok vesile ile hazırladığı eylem planlarında mevcut koşullu salıverilme yasağını ortadan kaldıracak ve ihlallere son verecek mevzuat değişikliklerine veya tedbirlere maalesef yer vermemektedir. Dahası, Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komite'ye sunduğu beşinci periyodik raporunda durumu düzeltme konusunda isteksiz olduğunu, çekincesiz bir şekilde ifade etmiştir. Uluslararası hukuka tümüyle aykırı bu durum, Türkiye'nin demokrasi ve hukuk taahhüdünden, bir parçası olduğu evrensel insan hakları normlarını bağlayıcı bir çerçeve olarak görmekten hızla uzaklaştığının açık bir göstergesidir" diye konuştu.

YAPILMASI GEREKENLER SIRALANDI

"Umut hakkı ihlal" kararının binlerce insanı etkileyeceğini ifade eden Ebru Akkal, Türkiye'deki ilgili makamların acilen AİHM kararlarına ve BM İşkenceye Karşı Komite'nin tavsiyelerine uymaya davet ederek, Bakanlar Komitesi'nden şunları yapmasını istedi:

"*Türkiye'de (bugüne kadar) ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılan kişi sayısı, her yıl ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılan kişi sayısı, ilgili kararların kesinleştiği yıllar ve ağırlaştırılmış müebbet ile cezalandırılan kişilerin hapishanede tutulduğu yıl sayısı hakkında Türkiye Hükümeti'nden istatistiki veri talep edin.

*Türkiye'yi, mevzuatında yer alan ve belirli suçlar için koşullu salıverilmeyi kategorik olarak yasaklayan hükümlerin ayrımcılık yapılmaksızın yürürlükten kaldırılmasını sağlayacak gerekli yasal değişiklikleri ivedilikle yapmaya ve yasaları değiştirmeye davet edin.

*Öcalan 2, Kaytan, Gurban ve Boltan Türkiye kararlarının icrasını daha sık aralıklarla inceleyin ve o zamana kadar somut bir ilerleme kaydedilmemesi halinde, davanın bir sonraki incelemesi ışığında bir ara karar taslağı hazırlamasını Bakanlar Komitesi Sekretaryası'ndan talep edin.

*Bakanlar Komitesi Başkanı’nı veya Bakanlar Komitesi Genel Sekreteri'ni, Reykjavik Deklarasyonu bağlamında kararların uygulanması konusunda ilgili ulusal muhatapları ile siyasi diyaloğu güçlendirmesi ve Gurban Grubu’nun uygulanması için gerekli bireysel ve genel tedbirler konusunda Türkiye Hükümeti yetkililerine mektup yazması için görevlendirin."

'KONU ÇOK AÇIK, UZATMANIN ANLAMI YOK!'

Ebru Akkal'dan sonra söz alan TİHV Genel Başkanı Metin Bakkalcı, "Herkes için haklar vardır ve hiç kimse ihlallere maruz bırakılmaz. Herkes ve hiç kimse ihlallere maruz bırakılamaz. Bu kadar açık bir konu ve uzatmanın anlamı yok.  Yasada değişiklik yapılması gerekiyor. Bunda ısrarın anlamı yoktur. Kabul edilemez bir durumdur yıllardır süren bu mesele. Bu mesele her halükarda mutlak anlamada çözülecek" şeklinde konuştu.

ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak, birçok hak ve hukuk kurumunun Abdullah Öcalan'a dair kararın uygulanmasına ve konuya dair yaptıkları başvuruya dikkat çekerek, şöyle devam etti: "Komiteye yaptığımız başvuru; aslında gerek iç hukuktaki kararların uygulanması ve yasal değişikliklerin yapılması gerekse de uluslararası mekanizmaların,  bu kurumların kendi varlıklarını ciddiyetle devam edip etmeme noktasında bir eşik olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. 10 yıl önce verilmiş bir kararın halen iç hukukta bir düzenleme, değişiklik yapılmaması bir uluslararası kurumun ya da birliğin de hukuka, evrensel değerlerine bakış açısını ciddi anlamda şüpheye düşürdüğünü söylemek gerekiyor. Kararların uygulanıp uygulanmama meselesinin arkasında iç siyasetin gerekse uluslararası dengelerin belirleyici olduğunu biliyoruz."

İktidar ve devletin adım atmamasını eleştiren Çakmak, şunları kaydetti: "Atması gereken adımları atmayıp, çözümsüzlük politikaları üzerinden siyaset yürütüp toplumu politik açıdan da toplumsal açıdan da yozlaştırdığını ve çürüttüğünü hatırlamak isteriz.  Bu çözümsüzlük karşısında yürütülmesi gereken; bu toprakların hakikatine dair uygun çözümler üretmek. Çözümsüzlük üzerinden kendini var eden bir politika yürütülüyor."

'BİR AN ÖNCE UYGULANMALI'

İHD Genel Sekreteri İbrahim Halil Vargün de AİHS’e dikkat çekerek, sözleşmeye uygun hareket edilmesi gerektiğini söyledi. Vargün, Türkiye’nin de sözleşmeye uygun hareket etmeyi taahhüt ettiğini ancak gün geçtikçe sözleşmeye ve diğer uluslararası sözleşmelere uygun hareket etmekten uzaklaştığını ifade etti. Vargün, bunun hukuku tanımama ile eş değer olduğunu altını çizdi. Vargün, Abdullah Öcalan'ı işaret ederek, "Bir mahpusun bir gün bile özgürlüğüne kavuşamayacağı duygusu cezaevinde kalması insan hakları ve onuruna aykırıdır. Bir an önce hükümet ve yargı, verilen bu kararı uygulanmasını istiyoruz. Bunun takipçisi olacağız" dedi.