Maraş'taki tutsaklara baskı ve işkence

İHD Adana Şubesi, Maraş Türkoğlu 1 No'lu L Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaşanan hak ihlallerini açıkladı. Cezaevinde tutsakların işkenceye uğradığı da öğrenildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Maraş Türkoğlu 1 No'lu L Tipi Kapalı Cezaevi'ne dair hazırladığı hak ihlali raporunu açıkladı. Hazırlanan raporu dernek binasında düzenlenen basın toplantısıyla Şube Başkanı Av. İlhan Öngör paylaştı.

Öngör, cezaevinde yaşanan hak ihlallerini ailelerine aktarmaları suç sayılıp birçok tutsağa disiplin cezaları verildiğini de aktardı.
Yine gardiyanların tutsaklara yönelik hakarete varan onur kırıcı söz ve davranışlarda bulunduğunu, bu duruma dair verilen dilekçelerin ise yanıtsız kaldığını söyleyen Öngör, tutsakların gönderdiği dilekçe ve mektupların muhataplarına çoğu zaman ulaştırılmadığını öğrendiklerini ifade etti.

İŞKENCE SONUCU TUTSAĞIN KOLU KIRILDI

Şube Başkanı Öngör, görüştükleri bir tutsağın kendilerine aktardığı bilgileri ise şöyle paylaştı:
"Yakın zamanda cezaevinde bir saldırı olduğu, hiçbir sebep yokken birçok mahpusun darp edildiğini, şu an isimlerini hatırlamadığını ama kolu kırılan mahpusların olduğunu dile getirmiştir. Diğer yandan açlık grevlerinin devam ettiğini, ancak idarenin sıcak su, şekerli su ve hatta kendilerine ait olan semaveri dahi kendilerine vermediğini, kendisinin de 5 gün boyunca açlık grevine girdiğini, sıcak su verilmediği için normal su içmek zorunda kaldığını dile getirmiştir. Ayrıca cezaevine yeni gelen revir doktorunun ihtiyaçlarını karşılamadığını, adeta cezaevi idaresi ile birlikte hareket ettiğini, hekimlik yeminine aykırı davrandığını beyan etmiştir."

HAK İHLALLERİ

Av. Öngör, cezaevinde tespit ettikleri hak ihlallerini ise şöyle sıraladı:
" * Açlık grevlerinin 103. Günde süresiz dönüşümlü 5’er gün olarak devam ettiği, her koğuştan 1’er kişinin açlık grevine girdiği, açlık grevine giren mahpusların kendi koğuşlarından alınarak farklı bir odaya götürüldükleri, kendilerine yalnızca tuz ve şeker verildiği, gerekli olan diğer malzemelerin örneğin; sıcak su gibi verilmediği, semaveri olan mahpusların sıcak su temini için semaverlerinin dahi kendilerine verilmediği, sorunun çözümü konusunda 1. müdürün insancıl yaklaşmadığı ve infaz koruma memurlarına ‘1 damla su verenin insanlığından şüphe ederim’ söylemlerinde bulunarak talimat verdiği,
 
* Hapishanede çok sayıda hasta mahpusun olduğu, yeni gelen revir hekiminin mahpusların hastalıkları konusunda taleplerini çok fazla karşılamadığı, hapishane idaresi ile ortak hareket ederek bağımsızlığı ve tarafsızlığını yitirdiği, yine mahpusların özel hastalık durumlarına ilişkin özel önlemlerin alınmadığı, örneğin; egzaması olup vücudunda kabarma ve kaşıntıları olan mahpusun tüm taleplerine rağmen kendisine yeni ve tüysüz nevresim ve battaniye verilmediği, verilen malzemelerin kullanışsız oldukları ve ihtiyaçlarını karşılamadığı, mahpusların sevk edildiği Necip Fazıl Devlet Hastanesinde mahpus koğuşlarının hijyenden oldukça uzak olduğu, pis koktuğu, yatakların kan ve irin lekeleriyle bezeli olduğu, oda ve yatakların temizlenmediği, değil yatarak tedavi olmaya oturmaya bile uygun olmadığı, tedavi sürecinde mahpusların kelepçeli olduğu, hemşire ve hekimlerin kendileriyle yeterince ilgilenmedikleri,
 
* Hapishanede yaşanan hak ihlalleri telefon ya da kapalı görüşlerde ailelerine aktaran mahpuslarla ilgili derhal dışarıya bilgi verdikleri, kurumu kötüledikleri vs gibi gerekçelerle disiplin soruşturmalarının başlatıldığı, mahpuslardan savunmalar istendiği, neticede mahpuslara disiplin cezaları verildiği, iletişim vs. gibi pek çok haktan böylelikle mahrum edildikleri,
 
* Mahpuslara karşı infaz koruma memurlarınca özellikle psikolojik baskıların yoğun olarak uygulandığı, yakın zamanda yaşanan bir olaydan kaynaklı sayıları 20’yi bulan çok sayıda infaz koruma memuru tarafından fiziksel müdahalede bulunulduğu, çok sayıda mahpusun darp edildiği, kimilerinin vücudunda kemikkırıklarının yaşandığı, revire çıkarılmadıkları için darp raporu alamadıkları, haftalar sonra revire çıkan mahpuslarda da darp izlerinin iyileşmiş olduğundan kaynaklı rapor temin edemedikleri, konuyla ilgili suç duyurusunda bulundukları ancak aradan 1 ay geçmesine rağmen herhangi bir gelişme yaşanmadığını, kendilerine ise yine disiplin soruşturmalarının açıldığı,
 
* Hapishanede yaşanan en küçük olaydan kaynaklı infaz koruma memurlarınca derhal tutanak tutularak disiplin soruşturması başlatıldığı, bu durumun mahpusların iyi halli olma durumlarının önüne geçme maksatlı infaz yakma amacını gerçekleştirmek için bilinçli olarak yapıldığı,
 
* Pandemi süresince maskenin yeterli sayıda verilmediği, dezanfektan ve kolonya gibi temizlik materyallerin ise hiç verilmediği, infaz koruma memurlarının haftada 1 gün koğuşlara gelerek koğuşun yalnızca bir köşesine bir miktar ilaç sıkarak geri gittikleri,
 
* Yemeklerin besin kalitesinin düşük olduğu ve miktar olarak az verildiği, koğuşta kalan mahpus sayısı kadar yemek verilmediğinden gelen yemeklerin mahpusların kendi aralarında paylaştıkları ve bu sebepten dolayı herkesin yeterince beslenemediği ve kimi mahpusları aç kaldığını, kantin fiyatlarının pahalı olduğu, yine sürekli su kesintilerinin yaşandığı, yine çeşmeden akan sıcak suyun üç dört mahpusun banyo yapmasıyla derhal tükendiğini beyan etmişlerdir."