Maraş ve cezaevi katliamlarında yaşamını yitirenler anıldı

Ankara ve Mersin’de Maraş ve cezaevi katliamında yaşamını yitirenler anıldı.

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şubesi, 19-26 Aralık 1978 Maraş Katliamının 42’nci yıl dönümü nedeniyle anma gerçekleştirdi. DAD Ankara Şubesinde gerçekleşen anmaya kentte bulunan demokratik kitle örgütleri temsilcilerinin yanı sıra Hakların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları da katıldı.

Katliamda yaşamını yitirenlerin anısına dara duruşla başlayan anmada konuşan DAD üyesi Pınar Alpay, “Gerçekten de bu coğrafya biz Aleviler, Kürtler mazlum ve mağdurlar için katliam, sürgün, kültürel soykırım coğrafyası olmuş durumdadır. Kuşkusuz ki katliamları unutmamak ve unutturmamak toplumsal belleğimizi kaybetmemek önemlidir. Ne var ki bu coğrafyada tekçi zihniyetle yüzleşme sağlanması örgütlenmeyle ve hakikat mücadelesini derinleştirmekle mümkündür” diye konuştu.

Faşist zihniyet çözülmedikçe yüzleşme olmayacağının altını çizen Alpay, “Hakikatler açığa çıkarılamayacak ve ülkede demokratikleşme sağlanamayacaktır. Ve aslında tarihten günümüze hakikatler katledilirken meydan; iyi ile kötünün, zalimle mazlumun, karanlık ile aydınlığın hesaplaşmasına hep sahne olmuştur” dedi.

Anmada söz alan HDP Milletvekili Tülay Hatımoğulları ise, “Bu coğrafyada Maraş’ı tek, yakılarak unutmayacağız. Bir daha böyle katliamların olmaması için barış ve huzur için bir ortam inşa etmek boynumuzun borcudur. Türkiye hakikatleriyle yüzleşmesi lazım” diye konuştu.

Anmada araştırmacı yazar Özcan Öğüt, Maraş Katliamı’nda yaşananlara dair sunum yaptı. Anma lokma paylaşımı ile son buldu.

MERSİN

HDP Mersin İl Örgütü, Maraş ve Hayata Dönüş katliamlarında yaşamını yitirenleri andı.

HDP Mersin İl Eşbaşkanı Mehmet Alış, “Egemenlerin tarihi bir yönüyle katliamlar tarihidir” diyerek, 20-24 Aralık 1978'te yaşanan Maraş Katliamı'nı hatırlattı. Maraş Katliamı’yla ilgili açılan davaların tam manasıyla hukuk garabeti olduğunu söyleyen Alış, dava dosyasının sessiz sedasız kapatıldığına dikkat çekti.

Cezaevlerinin de önemli toplumsal sorun alanlarından olduğunu kaydeden Alış, “19 Aralık 2000’de, 20 cezaevinde aynı anda ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ adıyla bir katliam yaşandı. 3 gün süren operasyon sonucunda 30 tutuklu öldürüldü ve yüzlercesi sakat bırakılır. Operasyon 10 bin personel ile gerçekleşti. 19 Aralık’ın öncesi ve sonrası var. Yaşanmışlıklarla resmi olarak yüzleşme, hesaplaşma, sağlanmadı. Bugün de cezaevleri kanayan bir yara! Egemenler, toplumsal tecrit dahil birçok uygulamayı, cezaevlerinde deneyip, ardından tüm toplumda uyguluyor. Her şeye rağmen, bildik katliamlar tarihinin tekerrür etmemesinin yolunun, öncelikle insanlık suçu sayılan kanlı olaylarla hesaplaşmaktan geçtiği biliniyor. Yaşanılır bir ülke için yaşanan tüm katliamlarla yüzleşmek, hesaplaşmak gerekir” dedi.