MEBYA-DER: Tutsakların sesine ses olalım

MEBYA-DER, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekerek, “Tutsakların sesine ses olalım” çağrısında bulundu.

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER) basın açıklaması yaptı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Örgütü binasının bahçesinde yapılan açıklamaya Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER), Tevgera Jinên Azad (TJA), HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç ve HDP Van İl Eşbaşkanı Ökkeş Kava katıldı. Açıklama, MEBYA-DER yöneticisi Cihat Aksoy tarafından yapıldı.

Van F Tipi Cezaevi’nde tutsakların dönüşümlü olarak başlattığı açlık grevi eyleminin ikinci ayında olduğuna dikkat çekilen açıklamada, tutsakların taleplerinin kabul edilene kadar eylemin süreceği belirtildi. Açıklamada, “Doluluk oranlarının fazlalığı, hijyen imkanlarından yoksunluk, sağlıklı beslenme gibi olumsuz koşullar yetmezmiş gibi, hükümlü tutuklular artan hak ihlalleriyle karşı karşıya bırakılmış, aile ve avukatlarıyla iletişimleri de sınırlı bir biçimde gerçekleştiğinden, hak ihlalleri şiddetini gittikçe artırmıştır. Elbette ki baskının olduğu her yerde hak arayışının gelişeceği aşikârdır. Bu nedenle cezaevlerinde çeşitli eylemsellikler gerçekleşmekte ve hak ihlallerine bağlı olarak eylemselliklerde şiddetini arttırmaktadır. Bu son durum açlık grevi aşamasına gelmiştir. Bu aşama hak ihlallerinin vahametini de gözler önüne sermektedir” ifadeleri yer aldı.

Tutsakların taleplerinde haklı olduğunun vurgulandığı açıklamada, “Böylesi talepler için mahkumların bedenini açlığa yatırması durumunu vahametini ortaya koyuyor. Bu gerçekliği görerek, tutukluların sesine bir an önce ses verilmesi gerektiği hususunun altını çiziyoruz. Van’da STÖ’ler olarak tüm kamuoyunu tutukluların taleplerini sahiplenmeye davet ediyoruz. Talepler bir an önce kabul edilmeli ve hak ihlallerine derhal son verilmelidir” diye belirtildi.

Tutsakların talepleri şu şekilde sıralandı:

“*Cezaevinde “tehlikeli” statüsü nedeniyle izole edilen hükümlü ve tutsakların statülerinin kaldırılması, onlara uygulanan hak ihlalleri ve tecride son verilmesi.

*Avluların üzerindeki tel örgülerin kaldırılması veya tel örgü bulunmayan koğuşlara geçirilmek,

*Açık ve kapalı görüşlerde keyfi üst aramalarına son verilmesi,

*OHAL döneminde toplatılan radyoların geri verilmesi,

*Ağırlaştırılmış müebbet alan hükümlülerin havalandırma sürelerinin arttırılması (bir saat uygulanıyor),

*Siyasi hükümlü ve tutsakların diğer suçlar ile aynı koridora koyulmasından vazgeçilip iki bloğa toplanılması,

*Oda değişimlerinin keyfi olarak engellenmesi tutumuna son verilmesi,

*Cezası bir yıldan az kalan denetimli serbestlikten faydalanmak ve ilçe cezaevlerine nakil olmak isteyen hükümlülere tarafsızlık ve pişmanlık dilekçesi dayatılması uygulamasından vazgeçilmesi,

*Ana dile dönük keyfi uygulamalardan kaynaklı Kürtçe kitapların verilmemesi uygulamasına son verilmesi,

Yine yakın süreçte aile ve avukatlardan öğrenildiği kadarıyla pandemi gerekçesiyle uygulanan sıcak su kotası, sayım ve oda aramaları hiç önlem alınmadan sosyal mesafe kuralını hiçe sayan uygulamalardan vazgeçilmesi.”