Oluç: Halkın yüzde 80'i ekonomik çöküşün farkında

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Türk ekonomisinin çöktüğüne dikkat çekti, "Halkın yüzde 80'i farkında" dedi.

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Oluç'un değerlendirmelerinin öne çıkan bölümleri şöyle:

"Şu anda ülkenin önemli, insanlar açısından en yakıcı olan konusu olan ekonomik durum. Enflasyon verileri açıklandı ve TÜİK’in hormonlu enflasyon verilerine göre, TÜFE ve ÜFE’de, yani Tüketici Fiyatı Endeksi ve Üretici Fiyatı Endeksi’ndeki yükseliş devam ediyor. Ve iktidarın tek haneli enflasyon hedefine kesinlikle bu yıl sonuna kadar ulaşılamayacak, bu ortaya çıkmış vaziyette.

Halkın yüzde 80’i ekonomideki kötü gidişin devam ettiğini görüyor.

Bu toplumun yüzde 80’i toplamda ekonominin kötüye gittiğini görüyor. Yani mızrak çuvala sığmıyor.

Torba teklifte işçinin ihtiyaçlarına tamamen aykırı olan düzenlemeler var.

İktidarın sendikalara verdiği cevap: Cop, gaz, polis müdahalesi.

Dünün hayali ihracatı bugünün hayali istihdamına dönüştü

İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işverene ölçüsüz kaynak sağlayacaklar.

Cesaretiniz varsa, gidin halka ekonomi brifingi verin, bakalım onlar size ne anlatacak.

İZMİR DEPREMİ

Yıllar sonra iktidar depremle ilgili araştırma komisyonunu kabul etmek zorunda kaldı. İkinci değinmek istediğim konu deprem meselesidir. 114 yurttaşımız bugüne kadar İzmir'de yaşanmış olan ağır deprem felaketinde yaşamını yitirdi. Kendilerine Allah'tan rahmet ailelerine ve halkımıza başsağlığı diliyoruz. Hastanelerde tedavisi süren 137 yurttaşımıza da acil şifalar diliyoruz. Esasen İzmir depremi olmayan Seferihisar açıklarında, yani İzmir’den uzakta yaşanmış bir depremin sonuçlarıyla karşı karşıyayız.

Defalarca söylediğimiz şey, bir kez daha yaşandı. Dün bu Meclis'te ortak araştırma komisyonu kurulmasına aylar ve yıllar sonra nihayet karar verildi. Defalarca önergeler getirildi depremle ilgili komisyonlar kurulsun ve Meclis çalışma yapsın diye. Her seferinde iktidar partileri bu önergeleri reddetti. Ancak bu kez sonunda kabul etmek zorunda kaldılar. Çünkü hiçbir şey savunacak durumları yok. Neden bu kadar ağır bir tahribatla ile karşı karşıya kalınıyor, Araştırma Komisyonu işte bunu araştıracak. Önümüzdeki süreçlerde yaşanabilecek depremlerin tahribatlarını önlemeye yönelik hangi önlemler alınabilir, komisyon bunu araştıracak.

Deprem vergileri nereye gitti; imar barışı adı altında çıkardığınız felaket barışlarının sonuçlarını tartışmak istiyoruz. Denetimsizlik, cezasızlık yıkımın nedenidir: Çöken sadece binalar değil bu çürük sistemdir.

4 KASIM DARBESİ

Biliyorsunuz 4 Kasım 2016’da yani bundan 4 yıl önce HDP’nin o dönemki Eş Genel Başkanları ve milletvekillerine yönelik bir siyasi darbe gerçekleştirildi. Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş başta olmak üzere vekillerimiz tutuklandı. Meclis ve halkın iradesi yok sayıldı, gasp edildi. Şu anda halen cezaevlerinde siyasi rehin olarak tutulmakta olan milletvekillerimiz, seçilmişlerimiz, belediye eşbaşkanlarımız bulunmaktadır.

4 yıl önce söyledik, bu saldırılar sadece HDP’ye yönelik değildir. HDP’yi tasfiye etmek istediler ama başaramadılar.

Asla demokratik siyasetteki kararlılığımızdan taviz vermedik. Bundan sonra da vermeyeceğiz. Başımızı eğmedik, boynumuzu bükmedik, dimdik ayakta durmaya devam ettik. Mücadelemizi sürdürdük ve bundan sonra da HDP olarak bütün bileşenlerimiz, ittifaklarımız, seçmenlerimiz, üyelerimiz, seçilmişlerimiz ile birlikte demokratik siyaset konusundaki duruşumuzu ve mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Bu faşizan, bu hukuksuz uygulamalar karşısındaki, bu adaleti yok sayan, yargıyı ortadan kaldıran, uluslararası sözleşmeleri yok sayan iktidarın anlayışı karşısındaki mücadelemizi sürdüreceğiz.

'ŞİBAN VE TURGUT'A AĞIR İŞKENCE YAPILDI'

Bu iktidar sadece demokratik siyasete yönelik ağır bir saldırı yapmıyor. Bu iktidar insan haklarına yönelik de ağır saldırı yapıyor. Ağır saldırı derken, insanlığa karşı suç işleyen saldırılar yapılmaktadır. Bakın işkence ve kötü muamele yapan ve bunu sürdüren bir iktidarla karşı karşıyayız. Geçtiğimiz aylarda bunu dile getirdik. Bir kez daha vurguluyoruz.

Van’da gözaltına alındıktan sonra ağır bir işkenceye ve helikopterden atılmaya maruz kalan Osman Şiban ve hayatını kaybeden Servet Turgut’un avukatları hak arama hürriyetlerinin kısıtlanması gerekçesiyle AYM’ye başvurdular. Biz bu konuyu gündemde tutmaya devam edeceğiz. Çünkü çok açık bir işkence, kötü muamele vardır, asla kabul edilmeyecek bir durum vardır.

'Usule uygun' diye işkenceyi onaylayanlar, Şerali Dereli’nin katledilmesine onay verenler hakkında neden soruşturma açılmıyor?

Biz defalarca sorduk, sormaya devam ediyoruz. Neden bir soruşturma açılmadı? Açıldıysa kimin hakkında açıldı? Bu işkence emrini verenler, uygulayanlar kimlerdir? İşkenceyi, kötü muameleyi yapanlar, o helikoptere binmiş olanlar kimlerdir? O helikopterden insanları atan kimlerdir? O helikopterden insanların linç edilmesine yol açmış olanlar kimlerdir?

İşkence yapana sınırsız tolerans gösteriyorsunuz ve bunun hesabını er ya da geç hukuk önünde vereceksiniz.

Bu iktidara soruyoruz, hani siz işkenceye, kötü muameleye sıfır tolerans diyordunuz? Siz işkenceciye, kötü muamele yapana büyük bir tolerans gösteriyorsunuz. Sizin geldiğiniz nokta budur. Bir kez daha iktidarı uyarıyoruz. Bu işkence ve kötü muamelenin, insanlığa karşı işlenmiş suçların hesabını er ya da geç hukuk önünde vereceksiniz. Bunu daha fazla savunmaya devam ederseniz, teşvik ederseniz, bunun azmettiricisi olarak, mutlaka ama mutlaka hukuk önünde hesap vereceksiniz."