Ghobadi’den Şengal ve Kobanê çocuklarının filmi

Ghobadi’nin Kobanê ve Şengal’deki DAİŞ zulmünden kaçarak kamplara yerleşen 8 çocuğun hikayesini anlattığı ‘Sınırda Yaşam’ Berlinale’de gösterildi. Film Kürt çocuklarının dramına dikkat çekiliyor.

Ghobadi’nin Kobanê ve Şengal’deki DAİŞ zulmünden kaçarak kamplara yerleşen 8 çocuğun hikayesini anlattığı ‘Sınırda Yaşam’ Berlinale’de gösterildi. Film Kürt çocuklarının dramına dikkat çekiliyor.

Bahman Ghobadi’nin yapımcılığı yaptığı ‘Sınırda Yaşam’ filmi, Berlin Film Festivali’nde izleyiciyle buluştu. Rojava, Suriye ve Güney Kürdistan’da DAİŞ’in saldırıları sonucu kamplara yerleşen çocuklar ve ailelerinin yaşamlarını konu alan film, aynı zamanda çocuklar tarafından çekilmiş olmasıyla dikkat çekiyor.

DAİŞ’in 2014 yılının Ağustos ayından Êzîdî Kürtlerin merkezi Şengal’de yaptığı katliamın etkileri bütün çıplaklığıyla sürüyor. Hala binlerce Êzîdî kadın çete örgütün elinde esir. On binlerce Kürt Êzîdî, Kuzey, Rojava ve Güney Kürdistan kamplarında zor koşullarda yaşamlarını sürdürüyor. 

Yüz yıl öncesinden değil, bundan iki sene önceden bahsediyoruz. Çünkü Şengal’de çağımızın en büyük dramına tanık olduk. Ama Êzîdîlerin çağlığı duyulmadı. Yönetmen Bahman Ghobadi de Şengal ve Kobanê çocuklarının çığlığını beyaz perdeye yansıttı.

KAMPLARDA ÇEKİLDİ

Yarı kurmaca ve belgesel olan filmde, 8 çocuğun hikayesini görüyoruz. Kobanê ve Şengal’den kaçarak kamplarda yaşayan Hazem Khodeideh, Basmeh Soleiman, Sami Hossein, Ronahi Ezaddin, Diar Omar, Delovan Kekha, Mahmod Ahmad ve Zohour Saeid isimli çocuklar kendi hikayelerini çekiyorlar. Ghobadi’nin yapımcılığını yaptığı filmin yönetmeni ise Shaho Nemat. Film Güney ve Kuzey Kürdistan’ın kamplarının yanı sıra Kobanê’de çekilmiş...

ÇOCUKLAR KENDİ FİLMLERİNİ ÇEKTİ  

Ghobadi’nin bu yeni filminde “Kaplumbağalar da Uçar”, “Sarhoş Atlar Zamanı” ve ‘’Annemin Ülkesinin Şarkıları” gibi filmlerinden de izler var. 

Êzîdî çocuklarının çığlığı olan film, izleyiciyi adeta boğazlıyor, nefes almasına izin vermiyor! O günleri tekrardan hatırlatan Ghobadi, bir taraftan katliam ve acılara dikkati çekiyor, bir taraftan da dünyanın sessizliğine eleştirilerini yöneltiyor.

Kürt çocuklarının çağlığını duyurma açısından duygusal bir atmosfer yaratan film, sinematografi açısından pek de başarılı görünmüyor. Ghobadi’nin özellikle “Kaplumbağalar da Uçar” ve “Sarhoş Atlar Zamanı”ndaki etkileyiciliğine bu filmde rastlanmıyor. Filmin yarı kurmaca ve belgesel tarzında çekilmesi bir kopukluk yaratırken, seçilen amatör oyuncuların yeterince hakkını vermediği söylenebilir. Ancak her şeye rağmen film, vermek istediği mesajla amacına ulaşıyor. Özellikle son bölümdeki Zohour Saeid’in performansı etkileyici...

‘BİNLERCE ACILI HİKAYE VAR’

Filmin gösterimin ardından izleyicilerin sorularını yanıtlayan Shaho Nemat, filmin 4-5 kampta sekiz ay boyunca yapılan çekimlerden sonra ortaya çıktığını belirterek, "Her gün 8 saat çalıştık. Sadece film çekmedik, her kampta 30 çocukla birlikte çalıştık. Amacımız çocuklara sinemayı da öğretmekti, onun için senaryo, kamera olmak üzere sinema dersleri de verdik” dedi. Nemat, kamplarda binlerce daha acılı hikaye sahibi çocuğun olduğunu söyledi ve ekledi: "Bu görüntü ve hikâye dünya basınında çok çıktı. Bizim amacımız bu çocukların kendi hikayelerini kendilerini anlatmasıydı. Biz bunu yaptık."

ÇOCUKLARDAN MERKEL'E MEKTUP

Pasaport ve vize sorunundan dolayı Berlinale’ye katılamayan Hazem Khodeideh, Basmeh Soleiman, Sami Hossein, Ronahi Ezaddin, Diar Omar, Delovan Kekha, Mahmod Ahmad ve Zohour Saeid isimli çocuklar Almanya Başbakanı Angela Merkel’e iletilmek üzere bir mektup kaleme aldı. Çocukların mektubunu Shaho Nemat, film bitiminde okudu.