Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği, Bakur filmine yönelik sansüre tepki göstererek, sinema emekçilerine şu çağrıyı yaptı: "Gelin haktan, halktan ve emekten gelen gücümüzü birleştirelim. Film üretim ve paylaşım süreçlerini komünleştirelim. Üretim ve paylaşım alanını iktidar odaklarından özgürleştirelim, kendi özgür sinema alanlarımızı yaratalım."
Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği, Ertuğrul Mavioğlu ve Çayan Demirel’in yönettiği Bakur (Kuzey) filminin İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından 34.’sü düzenlenen İstanbul Film Festivali’ndeki gösteriminin iptal edilmesi hakkında yazılı açıklama yaptı.
'SANSÜRCÜ ZİHNİYET TEŞHİR OLDU'
"İktidar, elinde bulundurduğu yönetim erki marifetiyle kendisine muhalefet eden her hareket, her düşünce, her sanatsal üretim odağını denetim altına alıp kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek, bu mümkün değilse çeşitli yaptırımlara tabi tutarak hareket edemez, söz söyleyemez hale getirmek istiyor. Sanat alanı, iktidarın başının en çok belada olduğu, en zor denetime alabildiği alandır. Sanatçıları, ihalelerle, mevki ve makamla, dağıtılan ulufelerle denetime almak diğer alanlardaki kadar kolay değildir" denilen açıklamada, Bakur filminin yasaklanmasına ilişkin şunlar ifade edildi:
"Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığının, Çayan Demirel ve Ertuğrul Mavioğlu'nun yönetmenliğini yaptığı Bakur filminin 'kayıt tescil belgesi' kılıfı altında İstanbul Film Festivali'nde gösterimini engellemeye çalışması sinema emekçileri ve sinema severlerin büyük tepkisine neden olmuş, bu tepkiler dalga dalga yayılarak Ankara'ya ulaşmış, Bakur'un rüzgarı Ankara Fîlm Festivali'nde de boy gösteren sansürcü zihniyeti suçüstü yakalayarak teşhir etmiştir.
Bizler Ortadoğu Sinema Komünü üyesi sinemacılar olarak, bu sansürcü zihniyete karşı tepkilerini dile getirerek İstanbul ve Ankara film festivallerinden çekilen jüri üyelerini, filmlerini geri çeken sinemacıları bu onurlu direnişlerinden dolayı selamlıyor, sanatın muhalif kimliğine, sanatçının onurlu ve özgür duruşuna yönelen her türlü baskı ve sansüre karşı sonuna kadar mücadele edeceğimizi ve Bakur filminin yanında olduğumuzu bildirmek istiyoruz. Kayıt tescil belgesi ucubesiyle ve 'Bakur' filmi sansür girişimiyle iktidarın sansürcü yüzü çok açık bir şekilde açığa çıktığı kadar sinemacıların da bu zihniyeti boşa çıkarmak için çok güçlü bir örgütlenmeye ihtiyacı olduğu gerçeğini o dere yakıcı bir şekilde ortaya çıkarmıştır."
SİNEMA EMEKÇİLERİNE ÇAĞRI
Açıklamada, "Ortadoğu Sinema Komünü, Mezopotamya Sinema komünü, Batman Yılmaz Güney Film Festivali, Filmamed belgesel Film Festivali, Amed Uluslararası Film festivali, Van Axtamara Film Günleri, Çerçi Film Günleri ve Mezopotamya Kültür Merkezleri olarak buradan tüm sinema emekçilerine açık bir çağrıda bulunuyoruz" denilerek, şu ifadelere yer verildi: "Gelin haktan, halktan ve emekten gelen gücümüzü birleştirelim. Film üretim ve paylaşım süreçlerini komünleştirelim. Üretim ve paylaşım alanını iktidar odaklarından özgürleştirelim, kendi özgür sinema alanlarımızı yaratalım. Halkımızın da yoğun talebi üzerine ve “Bakur” filmiyle ilgili dayanışmamızın somut bir örneği olarak “Bakur” filmini halkla buluşturmaya ve gösterimini sağlamaya hazır olduğumuzu, sansür ve baskıya maruz kalan diğer tüm filmlerin ve sanatsal üretimlerin de yanında olduğumuzu ve halkla buluşturma noktasında seferber olacağımızı belirtmek istiyoruz. Örgütlü sanatımızın gücü karşısında hiç bir iktidarın hiç bir baskı aracı sonuç alamayacaktır."