Kürtler, İsveç’e gelişlerinin 50. yılını değerlendiriyor
1965 yılından önce değişik nedenlerden dolayı tek tek İsveç’e gelenler bir yana bırakılırsa Kürtler’in İsveç’e gruplar halinde gelmeleri bundan 50 yıl önce başladı.
1965 yılından önce değişik nedenlerden dolayı tek tek İsveç’e gelenler bir yana bırakılırsa Kürtler’in İsveç’e gruplar halinde gelmeleri bundan 50 yıl önce başladı.
Kürtlerin İsveç’e göç etmeye başlamalarının üzerinden tam 50 yıl geçti. 1965 yılından önce değişik nedenlerden dolayı tek tek İsveç’e gelenler bir yana bırakılırsa Kürtler’in İsveç’e gruplar halinde gelmeleri bundan 50 yıl önce başladı.
İsveç’e siyasi iltica talebinde bulunan ve talebi kabul edilen ilk Kürt Güney Kürdistanlı Cemal Alemdar’ın gelmesinden sonra kurulan İsveç-Kürt Dostluk Komitesi’nin çalışmaları sayesinde İsveç kamuoyu Kürdistan ve Kürtleri daha yakından tanımaya başladı.
O yılarda büyük bir kesimi entellektüel olan sığınmacı Kürtler, Kürt sorununu gündeme getirmede, devrimci ve sosyalist gruplarla ilişki kurmada ve topluma Entegre olmakta önemli başarılar elde ettiler.
Saddam rejiminin baskı ve saldırılarından ve Türkiye’deki 1980 Askeri faşist darbesinden sonra 1970’li yılların sonu ve 1980’li yıllarda onbinlerce Kürt İsveç’e iltica etti. Topluma Entegre olmada büyük ölçüde başarılı olan Kürtler, kültür, sanat, edebiyat, siyaset alanında büyük başarılara imza attılar.
İSVEÇ PARLAMENTOSUNDA 6 KÜRT MİLLETVEKİLİ
İsveç’te yüzlerce Kürt yazarı binlerce kitap, dergi, gazete yayımladı. PEN ve İsveç Yazarlar Sendikası yönetiminde yer aldı ve almaya devam ediyor. Dil, kültür ve kimliklerini korumak ve geliştirmek için dernekler ve vakıflarda örgütlenen Kürtler, çok önemli projelere imza attılar. Dünyanın ilk Kürt Kütüphanesi Stockholm’de kuruldu. Kürtçe çocuk kitapları ilk kez Stockholm’de basılıp Türk devletinin tüm engellemelerine rağmen Türkiye ve Kuzey Kürdistan’a gönderildi.
Günümüzde Kürtler İsveç’te yaşamın her alanında seslerini duyurabiliyor, İsveç’in neredeyse her ilinde bir kaç Kürt derneği ve vakfı bulunuyor. Parlamentoda 6 milletvekili ile temsil edilen Kürtler, Kürdistan’ın dört parçasındaki gelişmeleri, Kürtlere ve diğer azınlıklara yönelik baskı ve sadırıları Parlamento’nun gündemine getiriyor ve parlamentodan karar çıkartmayı başarıyorlar.
KÜRT AYDINLARI 50 YILIN MUHASEBESİNİ YAPIYOR
Kürt aydınları, Kürtlerin İsveç’e gelişlerinin 50. yılı dolayısıyla değişik etkinlikler örgütleyerek 50 yılın bilançosunu çıkarıyor, muhasebesini yapıyor ve hatalarından ders çıkarmaya çalışıyorlar.
Hafta sonu bu bağlamda Stockholm’deki Kürt Kütüphanesinde İsveç’in tanınmış Kürt aydınlarının katıldıkları bir panel düzenlendi. Yazar Rohat Alakom’un yönettiği panele Yazarlar Ömer Şeyhmus, Cemal Alemdar ve Reşo Zilan konuşmacı olarak katıldı.
Kürt Kütüphanesi Müdürü Newzat Hirori’nin açış konuşmasını yaptığı panelin ilk konuşmacısı Rohat Alakom, ilk defa Kürtlerin 1925 yılında İsveç’e tek tek gelmeye başladıklarını, ilk gelenin İsveçli bir ailenin evatlık edindiği bir Kürt çocuğu olduğunu söyledi.
1946 yılında doktor ve Kürt aydını Selahattin Rastgeldi’nin İsveç’e yerleştiğini hatırlatan Alakom, Kürtlerin gruplar halinde 1965 yılda İsveç’e gelmeye başladıklarına dikkat çekti. O dönemde gelenlerin İsveç medyasında sürgün Kürt aydınları ve Kürt Diasporası olarak adlandırıldıklarını ve günümüzde İsveç’te yaşayan 100 bin civarında Kürt olduğunu ifade eden Alakom, Kürtlerin İsveç’teki çalışmalarının gelecek kuşaklara aktarılması için olanların titizikle kaleme alınması gerektiğine vurgu yaptı.
1965 YILINDA İSVEÇ-KÜRT DOSTLUK KOMİTESİ KURULDU
Kürt dili ve edebiyatı hakkında yaptığı çalışmalarla tanınan Cemal Alemdar, kendisinden önce İsveç’e Kürt olarak sadece Selahattin Rastgeldi’nin bulunduğunu ancak İsveç’e ilk iltica eden Kürdün kendisi olduğunu söyledi.
Baas rejiminin baskısından dolayı Türkiye’de yaşadığını ve siyasi çalışmalarından dolayı 8 Kürt arkadaşı ile birlikte tutuklandığını söyleyen Alemdar, serbest bırakılmasının ardından İngiltere Büyükelçiliğine giderek iltica talebinde bulunduğunu ancak bu talebinin kabul edilmediğini dile getirdi.
İsveç Büyükelçiliği’nin iltica talebine olumlu yanıt vermesinden sonra 1965 yılında İsveç’e geldiğini anlatan Alemdar, Rastgeldi’nin teşvikiyle gazetelerde Kürt sorununu ele alan makaleler yazmaya başladığını ve daha sonra İsveçli aydınlarla birlikte İsveç-Kürt Dostuk Komitesi’ni kurduklarını ifade etti.
Komite’nin çabaları sonucu İsveç Devlet Televizyonu ve gazetelerinde Kürdistan’daki gelişmeleri ve Kürtleri konu alan pek çok program yapıldığını ve makale yayımlandığını ve böylelikle İsveç kamuoyunun Kürdistan’da olanlar hakkında bilgi sahibi olduğunu söyledi.
Ömer Şeyhmus, İngiltere’de öğrenim yaptığı dönemde Moskova’ya yerleşmek istediğini ancak Almanya’da karşılaştığı Cemal Alemdar’ın kendisini İsveç’e gelmesi için ikna ettiğini ve 1967 yılında İsveç’e yerleştiğini söyledi.
47 yıldan beri İsveç’te yaşadığını, kendisini İsveçli ve Kürt olarak gördüğünü söyleyen Rojavalı Ömer Şeyhmus, İsveç’e ilk geldiğinde en fazla dikkatini çeken şeylerden birinin çok temiz bir ülke olduğunu ve göçmenlerin sayılarının oldukça az olduğunu ve bunlardan çoğunluğunun siyasi ilticacı olduğunu anlattı.
İsveç’teki ilk işinin Uluslararası Af Örgütü’nün Stockholm’deki bürosunda haftada iki gün temizlik yapmak olduğunu, İsveçlilerin demokrat ve sakin insanlar olduğunu fark ettiğini ve kendisinin o sıralar oldukça güçlü olan İsveçli sol parti ve gruplarla ilişkiye geçtiğini söyledi.
Cemal Alemdar’ın kurucuları arasında olduğu komite içinde çalıştığını, İsveç’te bulunan Kürtlerin çoğunun öğrenci olduğu için günümüzde bunun etkilerinin görüldüğünü ve İsveç’te çok sayıda Kürt aydını bulunduğunu ifade etti.
KÜRDİSTAN’IN TÜM PARÇALARINDAKİ GELİŞMELERİ KAMUOYUNA YANSITTIK
Şeymus, ilk geldiklerinde dil sorunu olduğu için etkin lobicilik yapamadıklarını ancak bu dejavataja rağmen Kürt öğrencilerin kurdukları komitenin Kürdistan’ın tüm parçalarındaki gelişmeleri İsveç kamuoyuna yansıtmayı başardıklarını söyledikten sonra şunları kaydetti:
“O sıralar Avrupa ve İsveç halkları Kürtler hakkında çok az şey biliyordu. Ama günümüzde herkes Kürtleri ve mücadelesini biliyor. Ortadoğu’daki son gelişmeler Kürtlerin leyhlerine oldu. İsveç’te Kürtler spordan politikaya kadar yaşamın her alanında büyük başarılara imza attılar.”
KÜRDİSTAN FEDERAL BÖLGE YÖNETİMİ DİASPORAYA SAHİP ÇIKMALI
İsveç’te yaşayan Kürtlerin yaşam ve mücadelelerini yazıya dökmek ve kalıcılaştırmak gerektiğini söyleyen Şeyhmus, Kürdistan Federal Bölge Hükümeti’nin bunu gerçekleştirmek için kaynak ayırması ve Kürt sorununu İsveç’te gündeme getiren İsveçli aydınlara sahip çıkması ve onları Kürdistan’a davet etmesi gerektiğini söyedi.
KOBANÊ İÇİN NE YAPIYORUZ? UTANIYORUM
1972 yılında İsveç’e gelerek siyasi iltica talebinde bulunduğu söyleyen Reşo Zilan, İsveç’e gelen Kürt kadınlarından ilkinin Bedo Anter olduğunu ve İsveç’te ilk Kürtçe yayını Irak Kürdistan Demokrat Partisi adına çıkardıklarını söyledi.
Rojava’da yaşanan gelişmelere değinen Zilan, “DAİŞ saldırılarından sonra Kobanê’de 120 civarında bina ayakta kaldı. Kobanê yakılıp yıkıldı. Biz Avrupa’da yaşayan Kürtler Kobanê için ne yaptık? Ne para yolluyoruz, ne insan, ne ilaç, ne de silah? Sessizce oturup olanları televizyonlardan izliyoruz. Ben bundan utanıyorum” dedi.
Zilan, Paris’teki Kürt Enstitüsü başta olmak üzere Avrupa’daki pek çok Kürt kurumunun ayakta kalma mücadelesi verdiğine dikkat çektikten sonra Kürdistan Federal Bölge Hükümeti’nin bu kuruluşlara destek olması gerektiğini söyledi.
DİASPORA BAKANLIĞI KURULMALI
Bir Diaspora Bakanlığı kurmasını ve yurt dışındaki Kürt kuruluşları için kaynak ayırmasını isteyen Zilan, “Ama maalesef Irak Kürdistan’ını yönetenler Diasporadaki sorunları görmezden geliyorlar. Cepleri doludur ama sorumluluk taşımıyorar. Ancak Ortadoğu’daki gelişmeler oldukça tehlikeli. Yarın Irak Kürdistan’ında bir hükümet olmayabilir. Eski haline dönebilir. O zaman onlara sahip çıkacak bir Kürt Diasporası bulamazlar” dedi.
Kürtlerin İsveç’te günümüzdeki durumlarını nasıl değerlendirdiği sorusunu Alemdar, “Biz genç iken burada örgütçülük değil Kürtçülük yapıyorduk. Tüm Kürtlere sahip çıkmaya çalışıyorduk. Burada yaşayanlar Kürdistan’dakilere kıyasla Kürt sorununa daha çok sahip çıkıyordu. Aşiretçilik ve hizipçilik yoktu burada. 1975’te Irak Kürdistan Partisi Temsilcisiydim. Ama bizim siyaset hiç de güçlü değildi. Kalitesizdi. Ama Kürdistanlı öğrenciler olarak iyi çalışıyordu. Parti sorunları gündeme geldiğinde iyi iş yapamıyorduk. Eski başarıyı gösteremedik. En başarılı çalışma yaptığımız dönem 1965-75 arasıydı” şeklinde yanıtladı.
Avrupa’da yaşayan Kürdistanlılar ile Kürdistan’da yaşayan liderler arasında mentalite farkı olduğunu söyleyen Alemdar, “Irak Kürdistan’ında iki ayrı peşmerge, iki ayrı para ve petrol geliri var. Çok zor ama bizim tüm bunları birleştirmemiz gerekir” şeklinde konuştu.