'30 gün işkence koşullarında tutulduk'

Asılsız ihbar nedeniyle 30 gün gözaltında tutulanlardan Sevitek ve Altınkaynak, işkence düzeyinde koşullarda kaldıklarını anlattı.

Polise yapıldığı ileri sürülen asılsız bir ihbar gerekçe gösterilerek 5 Ekim’deki ev baskınlarında, aralarında KJA Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Altınkaynak ve İnsan Sevitek’in de bulunduğu 22 kişi, 30 gün gözaltında tutulduktan sonra 5 Kasım’da serbest bırakıldı. 

OHAL ilanıyla gözaltıların 30 güne çıkarılmasıyla ilgili olarak Adalet Bakanlığı, "Otuz günlük gözaltı süresi hiçbir şekilde uygulanmamış olup, gözaltına alınanların büyük çoğunluğu hakkında 4 ila 5 günlük sürelerle gözaltı tedbiri uygulanmıştır” iddiasında bulunmuştu.

SEVİTEK: İHBARI YAPAN POLİS

Savcılıkta serbest bırakılan İhsan Sevitek,  bakanlıkların inkar ettiği 30 günlük gözaltı sürecinde yaşadıklarını anlattı. “Örgüt üyesi” olduğuna ilişkin hakkında yapılan asılsız bir ihbar nedeniyle polislerin, evine baskın yaparak kendisini gözaltına aldığını hatırlatan Sevitek, “Hakkımdaki ihbarı polisin yaptığı çok açık. Çünkü hakkımda istihbarati bilgiler üzerinden ihbar yapılmış. İhbarda örgüt içinde çok sayılan ve sevilen biri olduğum yazılıyor. Aynı ihbar maili üzerinden benimle birlikte hiç tanımadığım ve her biri ayrı ilçelerde oturan 21 kişi daha gözaltına alındı” dedi.

'ESKİDEN GİZLİ TANIK, ŞİMDİ İHBAR MAİLİ...'

İlk 10 gün boyunca nezarethanelerde kaldıktan sonra, yer kalmadığı için spor salonuna götürüldüklerini söyleyen Sevitek, şunları aktardı:

“Gözaltına alındığımız ilk günlerde polisler, sohbet adı altında bizi başka odalara götürüp sorgulamak istediler.  Ben onlara yaptıklarının hukuki olmadığını, avukatım geldiğinde konuşacağımı söyledikten sonra beni geri getirdiler. Kaldığımız nezarethanelerde yer kalmadığı için bizi emniyetin spor salonuna götürdüler. Burada 20 gün kaldım. Burada bazen 120, bazen de 150 kişi kalıyordu. Bırakılanların yerine yenileri getiriliyordu. Gözaltına olduğum bir aylık sürede 500’e yakın kişinin gözaltına olduğunu gördüm. Bunların çoğu PKK ile ilişkileri olduğu iddiasıyla alınmıştı. Aynı dosyada gözaltına alınanlar birbirlerini tanımıyordu. Çoğu ihbarlar nedeniyle yada yoldan geçerken şüpheli olduğu için gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanların çoğu 15-20 gün tutulduktan sonra adliye götürülüyordu. Eskiden gizli tanık ifadeleriyle gözaltına alıp tutukluyorlardı. Şimdi ise bunu ihbar mailleriyle yapıyorlar."

SAĞLIKSIZ KOŞULLAR 

Spor salonundaki koşullarına değinen Sevitek, şu bilgileri verdi: “Spor salonu toplama kampına benziyordu. Gözaltına olanlar 10’lu ve 15’li gruplara ayrılarak demir badiyelerle oluşturulan bölmelere konuluyordu. Salonda iki tuvalet olduğu için sürekli kuyruk oluyordu. Bize verilen yemekler çok az ve soğuktu. Bize verilen 1 battaniyeyi hem yatak hem de yorgan yapıp betonun üzerinde kullanıyorduk. Yastık olmadığı için ayakkabılarımızı yastık olarak kullanıyorduk. Kalorifer yanmadığı için salon çok soğuktu. Soğuklar nedeniyle battaniyeler yetersiz kalınca, bir battaniyeyi altımıza bırakıp, birine üstümüzü örterek iki kişi birlikte yatıyorduk. Tıraş olmadığımız için saç ve sakalımız birbirine karışmıştı. Sağlıksız koşullar nedeniyle, her gün çok sayıda kişi rahatsızlanarak hastaneye kaldırılıyordu."

'HEM İŞKENCE HEM CEZA!'

Sevitek, Silvan Yolu üzerinde bulunan Gaffar Okan Polis Meslek Yüksekokulu’na götürülürken de polislerin kendilerine ağza alınamayacak küfür ve hakaretlerde bulunduğunu belirtti. Sevitek, şöyle devam etti: "Burada birkaç saat kaldıktan sonra benimle birlikte gözaltına alınan 22 kişi polise ifade verdi. İfadenin ardından 15 kişi serbest bırakıldı. Biz 7 kişi ise adliyeye getirildik. Savcılık ifademizi bile almadan, bize nasihatlerde bulunduktan sonra serbest bıraktı. Haksız ve asılsız bir ihbar nedeniyle 30 gün gözaltında kaldım. Sonra savcılıkta ifadem bile alınmadan serbest bırakıldım. 30 gün gözaltı hem işkence hem cezadır. Daha önce iki ayrı davadan 5 yıl cezaevinde kaldım. 30 günlük gözaltı, cezaevinde kaldığımız 5 yıldan daha fazla beni yıprattı. İnsan hayatı böyle, bu kadar ucuz olmamalı."

ALTINKAYNAK: TEK KİŞİNİN KALDIĞI HÜCREDE 6 KİŞİ...

KJA Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Altınkaynak ise, “Tek kişinin kaldığı hücrede 6 kişi kalıyorduk. Gözaltında olan 100 kişi 2 tuvalet kullanıyordu. Kapılar kapalı olduğu için içerisi çok havasız, sağlıksızdı. Beslenme çok kötüydü, yeterli gıda verilmiyordu” bilgilerini verdi.