Egîd'în başlattığı devrimci hamle sürüyor

HPG Komutanı Emin Başkale, 2017 yılında PKK tarafından başlatılan devrimci hamlede Egîd, Zilan, Beritan, Reşit, Adıl ve Nudalar’ın ruhunu gördüklerini belirtti.

Başkale, "Bizler açısından yeni bir atılım olan bu hamlenin esas amacı Önderliğimizin özgürlüğüne kavuşmasıdır. O yüzden bu hamlenin ruhunu yaşamak ve ona göre savaşmak hepimizin öncelikli görevidir" dedi.

HPG Komutanlarından Emin Başkale, Türk devlet faşizminin Kürdistan’da yürüttüğü sindirme politikalarına karşı efsanevi komutan Mahsum Korkmaz (Egîd) öncülüğünde 15 Ağustos 1984’te Eruh-Çatak’ta başlatılan hamlenin, bugün gerillalar tarafından sürdürüldüğüne dikkat çekti. Başkale "Kürdistan halklarına yönelik gerçekleştirilen imha inkâr politikalarına karşı devlete karşı bu hamleyle sıkılan ilk kurşun halktaki özgür yaşam umudunun tohumunu attı. Bundan 33 yıl önce atılan devrim tohumun filizleri günümüzde sadece Kürdistan’da değil özgür bir yaşam arayışı içerisinde olan tüm halklar için mücadele ve savaşma ruhu yarattı" diye konuştu

İLK KURŞUNDA DEVRİM KIVILCIMLARI YANDI

15 Ağustos’tan günümüze PKK hareketinin başlatmış olduğu devrimci hamlelerle günümüze nasıl bir direniş sergilediğini HPG Komutanlarından Emin Başkale ajansımıza şöyle anlattı:

"Başta heval Egîd olmak üzere tüm Kürdistan şehitlerinin önünde saygıyla eğiliyorum. 15 Ağustos direniş bayramını Önderliğimize ve tüm Kürdistanlı halklara kutluyorum. Ağustos hamlesi temelini Mazlum, Kemal, Hayri ve Kurtaylar’ın Amed zindanında göstermiş olduğu direnişlerden almaktadır. Bu hamle Türk devlet zulmüne karşı başlatılan tarihi bir hamleydi. Eruh, Çatak ve Şemzinan olmak üzere üç bölgede başlatılan tarihi hamle Komutan Egîd öncülüğünde başlatıldı. Türk hükümetinin Kürdistan’da imha ve inkâr politikalarıyla tüm halkı sindirmeye çalıştığı bir dönemde devlete karşı ilk kurşun sıkıldı. Bu kurşun örgütün askeri anlamda gelişmesi ve barbar devletle savaşması için ilk adım oldu. Devrimci halk savaşı olarak başlatılan Ağustos hamlesi hem Kürdistan hem de diğer Türk metropollerinde büyük bir hareketliliğe kapı açtı. PKK kadrosunun bulunduğu her alanda büyük bir moral ve coşkuyla birlikte savaşma azmi ve ruhu yarattı. Önderliğimizin büyük çaba ve emekleri sayesinde tüm kadrolar üzerine düşen görev ve sorumlulukların bilinciyle hamlede yerini aldı. Hamlenin başlamasıyla birlikte Kürdistan’ın dört parçasında devrim kıvılcımları yanmaya başladı."

KÜRDİSTAN DEVRİMİNİN TEMEL HAMLESİ

Hamle ilk başladığında halkta tereddütler olduğuna dikkat çeken Başkale "Başarılı olur mu ya da olmaz mı diye? Zalime karşı sıkılan ilk kurşunda Eruh’un arkadaşların eline geçmesi ve sonrasında elde edilen başarılar halkta umut yarattı. Hareketimiz, halkın umudunu boşa çıkarmamak ve hamle ruhunu geliştirmek için büyük mücadele etti. Hamlenin anlam ve önemini, neden başlatıldığını ve neden silahlı mücadeleye gereksinim duyduğunu halka kavratmak için önemli çabalar verildi. Bu çabalar halkımız tarafından karşılık buldu. Halkımız tarafında Botan ve Kürdistan’ın birçok yerinde halk serhildanları gelişti. Direnişçi Kürt halkımız o günden bugüne direniş alanlarını hiç boş bırakmadı. Örgütün temelini oturtmada, halkta büyük motivasyon sağlama ve halkı serhildan eylemlerine çekmede 15 Ağustos hamlesi büyük bir faktör oldu. O yüzden bu hamle hem PKK hem de Kürdistan tarihi için önemli bir yer edinmektedir" diye konuştu.

‘KATLİAM GİRİŞİMLERİNE AGİT RUHUYLA KARŞILIK VERDİK’

Egîd Komutan öncülüğünde başlatılan hamlenin, örgütün askeri kolunu geliştirdikçe devletin ve dış güçlerin PKK hareketini tasfiye etme planları yaptığını, 2000’lerde başlatılan tasfiye operasyonlarına karşı hem içeride hem de dışarıdaki tasfiyecilere karşı tarihi 1 Haziran hamlesi geliştirildiğini belirten Başkale şunları söyledi:

"Bu hamle hem askeri hem de siyasi anlamda örgütün güç kazandığı ve her türlü tasfiyeye karşı direnişi daha da yükselttiği bir hamle oldu. Örgüt olarak başlattığımız 2012 Devrimci Halk Savaşında devlete ağır kayıplar verildi. Gerillanın bittiğini söyleyen hükümet bu hamlede PKK karşısında nasıl güç kaybettiğini gördü. DAİŞ çetelerinin Şengal’de Êzidî halkımıza yönelik 3 Ağustos 2014’te gerçekleştirdiği katliama karşı gerilla güçlerimiz Egîd ruhuyla Şengal’de büyük bir savaş verdi. Şengal ve Êzidî halkımızın çetelerden temizlenip tekrar özgürlüğüne kavuşması için Şengal hamlesi başlatıldı. Hamle başarıyla sonuçlandı. Yine Rojava devrimi ruhunu 15 Ağustos hamlesinden aldı. Orada savaşan her genç Egîd ruhuyla savaştı. Kürdistan’ın her yanını saran devrim ateşi 2016 yılında Bakûrê Kürdistan'da en kızgın haliyle yaşandı. Cizîr, Silopi, Şırnak, Nusaybin, İdil, Sur, Varto, Gever ve Kürdistan’ın birçok yerinde halkımız 'öz yönetim' talebiyle alanlara çıktı. Devlete karşı büyük bir mücadele verdi. Faşist Türk devletinin tüm saldırılarına karşı hiç boyun eğmeyen ve son anına kadar savaşan halkımız tüm Kürdistan’da yek vücut olan Egîd gerçeğini temsil etti. Bugün örgüt olarak eğer ki askeri siyasi ve yaşamsal anlamda güçlü kazanımlar elde etmişsek, Ortadoğu’da belli bir misyona kavuşmuşsak bunun temelinde 15 Ağustos hamlesi yatmaktadır."

2017 HAMLESİ ÖNDERLİĞİ ÖZGÜRLEŞTİRME HAMLESİDİR

2017 hamlesinin yeni bir hamle olduğuna dikkat çeken Başkale "Devrimci hamlemiz de Egîd, Zilan, Beritan, Reşit, Adıl ve Nudaların ruhunu görebiliyoruz. Bu hamle bizler açısından yeni bir atılımdır. Bu hamlenin temel amacı Önderliğimizin özgürlüğünü esas almaktır. Bugün ben PKK militanıyım diyen her arkadaşımızın önceliği Önderliğimizin çizgisinde O’nun özgürlüğüne kavuşması için sürecin ruhuna denk mücadele etmektir" dedi.

Zap-Zagros hattı ve Bakûrê Kürdistan’da başlatılan bu devrimci hamle ile Türk devletinin ağır kayıplar verdiğini, elde edilen başarıların diğer tüm hamleler gibi örgüte ciddi kazanımlar getirdiğini belirten Başkale şunları söyledi:

"Başlatılan devrimci hamle karşında hareketimiz tarafından etkili darbeler alan Türk devleti hamlenin başarıyla sonuçlandığını bizzat görmektedir. Kürdistan’ın Güney Kuzey ve Rojava parçasına durmadan gerçekleştirdiği saldırıların temel sebebi PKK hareketinin Ortadoğu'da bir güç bloğu olduğu gerçeğidir. Bu onlar için yakıcı bir gerçektir. O yüzden Kürdün adını duymaya bile tahammül edemeyen faşist diktatör hükümet ve yanlıları, Kürdün bulunduğu her alanda operasyon üzerine operasyonlar yapmaktadır. Tabi onlar saldırdıkça Egîdleşen savaşçıları karşılarında bulacak ve yenilgileri kaçınılmaz olacaktır. Bugün Kürdistan topraklarında ciddi savaşlar veriliyor. Zulüm eden, yok edilmek istenilen bir halkın zalimlere karşı yürütmüş olduğu müthiş bir direniş vardır. Bu direniş zafere kavuşana kadar sürecektir. O yüzden tüm Kürdistan halklarımıza çağrımdır. Bizim için gün oturma ve izleme günü değildir. Gün, başlatılan tüm devrimci hamlelerin ruhunu yaşayarak mücadelesini geliştirmek ve özgür yaşam arayışında derinleşmektir. O yüzden bu onurlu mücadeleye destek veren herkes zalimlerin karşısında boyun eğmemeli ve mücadele etmelidir."