‘AKP/Saray, OHAL’i fırsata çeviriyor’

HDP Amed İl Eş Başkanları Leygara ve Özer, Kürdistan’da Kürt halkının iradesine gerçekleştiren darbeye tepki göstererek, AKP iktidarının hiçbir zaman hedefine ulaşamayacağını ve Kürt halkının kendi iradesine sonuna kadar sahip çıkacağını belirtti.

AKP/Saray tarafından Kürt halkına karşı devreye koyulan topyekûn inkar ve imha konsepti kapsamında Kürt seçilmişlerine, sivil toplum örgütleri ile sosyalist ve demokrat kesimlere saldırılar her geçen gün artmaya devam ediyor.

Türk devlet güçlerinin Kürdistan’ın Amed merkez ve ilçelerinde 11 Ekim’de yaptığı eş zamanlı ev baskınlarında gözaltına alınan ve aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed İl Eş Başkanları Cebbar Leygara ve Gülşen Özer’de vardır. Hukuksuz bir şekilde tam 28 gün boyunca gözaltında kalan Eş Başkanlar, son süreçte partilerine yapılan saldırıları, siyasi operasyonları, kapatılan derneklere ilişkin ANF’ye konuştular.

AKP iktidarının OHAL’i fırsata çevirdiğini ve bundan sonuna kadar faydalanacağını söyleyen Amed İl Eş Başkanı Cebbar Leygara, OHAL sadece hukuksuzluk anlamına geldiğini belirtti. 11 Ekim’de 37 il ve ilçe başkanının gözaltına alındığına ve kendisinin de aralarında bulunduğunu dile getiren Leygara, kendilerini aldıktan tam 10 gün sonra Amed Büyükşehir belediyesi Eş Başkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı’yı ellerinde delil olmadan yaka paça gözaltına aldıkları ve kayyuma zemin hazırladıklarını belirtti. Leygara, AKP/Saray’ın il ve ilçe başkanlarını aldıklarını, büyükşehir belediye başkanlarını aldıklarını ve yetinmeyip 4 Kasım’da HDP’nin Eş Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın alındığını öfkeli bir şekilde dile getirdi. 

‘HDP’YE YAPILAN YARIN CHP’YE YAPILACAKTIR’

Leygara, Kürtlere yasal, demokratik, meşru zeminin kapatılmaya çalıştığını söyleyerek, halkın iradesiyle bugünlere gelen insanları ve Kürt halkının iradesini tanımadıklarını kaydetti. Bunun sadece partilerine yapılan bir saldırı olmadığını ifade eden Leygara, sözlerine şöyle devam etti: ‘’Kürt halkının tercihi önemsenmiyor yani 6 milyon insanın tercihini yok sayıyorlar. Sayın Gültan Kışanak, Amed’de 600 bin kişinin oyunu aldı ve 600 bin kişinin oyunu alan kişiyi uydurma, düzmece ifadelerle tutuklandı. Ben şunu görüyorum. Kürtlere demokratik yolları kapatıp, açık açık siz bu yollarla hak arayamazsınız diyorlar. Bu yüzden AKP iktidarı OHAL’i bir fırsata çevirip baskının dozunu arttırıyor. Ben Türkiye’deki demokrasi güçlerini uyarıyorum. Bugün HDP’ye yapılanlar CHP’ye yapılacaktır. CHP’nin vekillerine de yapılacaktır. Faşizm böyle bir şeydir. Kendine muhalif olan herkesi susturmak istiyor. Dışarıda miting, basın açıklaması yapılmasını yasaklayarak, özgür basını susturarak kendilerinde dayatıyorlar. Ama bu sorun sadece Kürtlerin değil Türkiye demokrasisinin sorunudur.’’

‘SİYASETE DEĞİL, YAŞAMIN HER ALANINA YASAK GELDİ’

Kanun Hükmünde Kararname ile hukuksuz bir şekilde kapatılan derneklere değinen Leygara, Türkiye demokrasisinin büyük bir yara aldığını söyledi. Türkiye’de demokratik zeminin kalmadığını belirten Leygara, insanların kendi düşüncelerini, fikirlerini ifade edecek hiçbir zeminin kalmadığını kaydetti. Leygara, ‘’Siyasi partinin dışında sosyolojik olarak, kurulan dernekler kapatıldı. Örneğin Sarmaşık Derneği hiçbir siyasi yönü yoktur. Sadece yoksul insanlara yardım eden ve ayda 5 bin insana yardım eden bir dernekti ve onun bile faaliyetleri durduruldu. Birçok kadın dernekleri, hukukçuların dernekleri, Kürt kültürünü koruma ve yaşatmak isteyen dernekler kapatıldı. Sadece siyasete yasak gelmedi, yaşamın bütün alanlarına yasak geldi. Bu sivil toplum örgütleri siyasi kimlikleri çok olmayan derneklerdi. Bütün bunlar toplumun devletten bağımsız, devletin baskılarına karşı koruyabilecek örgütlenmenin ünitesindeydi. Ve burada kaydeden Kürtler değil, Türkiye demokrasisi, hukuku ve adaletidir” diye konuştu.

‘HUKUKSUZLUK DİZ BOYU’

Son süreçte OHAL’i gerekçe göstererek gözaltı sürelerinin uzatılması ve özellikle DBP’li kişilerin 1 aydan fazla gözaltında kalmasına ilişkin hukuksal boyutlarını değerlendiren Leygara, 11 Ekim’de kendisinin de gözaltına alındığını ve 28 gün boyunca gözaltında kaldığını söyledi. Kendisinin de bu hukuksuzluğa uğrayan bir kişi olduğunu ifade eden Leygara, ‘’6 yıllık avukatım ve gözaltında 27 gün boyunca tek bir soru sorulmadı ve 27 gün niye bizi buraya getirdiklerini bile anlatmadılar. 28. gün 15 dakikalık bir ifade aldılar ve bizi adliyeye sevk ettiler. Hukuksuzluk diz boyu. Evrensel hukukta önce delil bulunur, delilden sanığa gidilir ama bugün ise sanıktan delile gidiliyor. Sanıklar gözaltına alınıyor sonra diyorlar hele bir bakalım evinde, hakkında bir şeyler bulabilir miyiz diye. Ve bu gözaltı kararını veren kişilerde maalesef kendine hukukçu diyen savcılardır” ifadelerini kullandı.

‘AMED VE KÜRDİSTAN HALKI, SESSİZ KALMAYACAKTIR’

Leygara, son olarak partilerine sahip çıkılmasının önemli olduğunu söyleyerek, halkın belki bugün sessiz göründüğünü ama halk kendi öfkesini içerisinde biriktirdiğinin altını çizerek şunları söyledi. ‘’Bu baskıyı arttıranlar bilmeliler ki, bu öfke patlaması nasıl 12 Eylül’den sonra olduysa da yarın burada da olacak. Çünkü bu kadar hukuksuzluk, keyfiyetçilik, kanun tanımazlık başka bir dönemde yok. 12 Eylül’ü aratacak bir uygulamalarla karşı karşıyayız. Ben inanıyorum başta Amed halkı olmak üzere Kürdistan halkları bugün belki sessiz gibi gözüküyorsa bu öfke patlamasının en kısa zamanda olacak ve bu halk hesap soracaktır.”

‘GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ’

HDP Amed İl Eş Başkanı Gülsen Özer ise, başta tutuklu olan HDP Eş Genel Başkanlarına geçmiş olsun dileklerini iletirken, bu halkın iradesini hiçbir gücün yıkamayacağını söyledi. Özer, yaşanan hukuksuzluk ve adaletsizliğe karşı halkın direniş göstermesi gerektiğine dikkat çekerek, ‘’Artık yasaların işlemediği bir süreçten geçiyoruz ve hukuksuzluğun alıp başını gittiği bu süreçte halkın daha çok ses çıkarması gerekiyor. AKP iktidarı Kürt halkına karşı büyük bir darbe gerçekleştiriyor. 90’lı yıllardan bu yana bu halka ne kadar gaddar ve zulüm içerisinde yaklaşıldığını hepimiz biliyoruz ve biz halkımızla beraber sonuna kadar mücadele ettik ve yine edeceğiz. Başta Genel başkanlarımız olmak üzere bütün içeride bulunan siyasi tutsaklarımızın özgürlüğü birinci hedefimiz olacaktır. O yıllarda nasıl bu halk geri adım atmayıp kendi iradesine sahip çıktılarsa, bugün de inanıyorum ki bu halk geri adım atmayacaktır” dedi.

...