GÖRÜNTÜLÜ

Bagok'un zirvesinde tarihi manastır: Dêr Xezal

Mor Yakup Manastırı, defalarca yakılıp yıkılmasına rağmen, Mezopotamya’nın kadim halkı Süryaniler, eğitim merkezi konumunu taşıyan manastır ışığın sönmesine izin vermiyor.

Bagok Dağlarının zirvesinde inşa edilen Mor Yakup (Der Xezal) Manastırı, defalarca yakılıp yıkılmasına rağmen, Mezopotamya’nın kadim halkı Süryaniler, eğitim merkezi konumunu taşıyan manastır ışığın sönmesine izin vermiyor. Bagok Dağının en uç zirvesinde bulunan manastır, Mardin Kalesi, Qamışlo-Nusaybin’in bulunduğu Mezopotamya Ovası ile Êzîdî Kürtlerin kutsal saydığı Sincar Dağlarına bakıyor.

Mezopotamya’nın kadim halkları, dış saldırı ve katliamlara karşı barındıkları dağları kendilerine kutsal sayarken, 5 bin 500 yıldır Bagok Dağının kadim halkı olan Süryaniler, Moğollar’dan günümüze kadar uğradıkları sayısız katliamlara rağmen ‘To İzlo’ dedikleri Bagok Dağını terk etmiyor. Dağın en uç zirvesi olan 1.250 rakım yükseklikte inşa ettikleri eğitim yeri olan Öğretmen Mor Yakup Manastırı, Bagok Dağında yaşayan Süryaniler tarafından tekrardan restoresi yapılıyor. Dağ keçisi ismini aldığı manastırın eski duvarlarının ceylan sütü ile harcı yapıldığına inanılırken, daha sonra Manastır’a ‘Der Xezal’ ismi veriliyor.

Manastırın tarihçesi ile ilgili bilgi veren Der Xezal Manastırı Baş Rahibi Aho Bileçen, Bagok Dağında 13 ayrı manastırın bulunduğuna da dikkat çekerek, “Suruçlu Mor Yakup azizimiz adına bu manastır kurulmuş. Mor Yakup Manastırı, İzlo (Bagok) Dağının en uç zirvesinde kuruludur. 1.250 rakım yüksekliğindedir. İzlo (Bagok) Dağında toplam 13 tane manastırımız bulunmaktadır. 9 manastırımız halen ayaktadır, ama 4’ü maalesef yıkılmış durumda. Manastırlarımızda rahiplerimiz tümden inziva hayatı yaşamışlardır. Burada kitapların kopyalanması yapılıyordu. En yüksek manastırımız olan Mor Yakup Manastırı’nda bir nevi küçük bir matbaa bulunmaktaydı. Manastırda bulunan rahiplerimiz, namaz kitaplarımızı, yazısı güzel olan rahiplerimiz İncil’i burada kopyalayarak çoğaltıp tüm manastırlara kitaplar gönderiliyordu” dedi.

Manastır’ın 12. yüzyılda inşa edileceği sırada dağ keçilerin sütü ile harcın yoğrulduğuna inandıklarını dile getiren Baş Rahip Aho Bileçen şunları söyledi: “600. yüzyılda kurulan manastırımız daha sonra yıkılıyor. Timurlenk zamanında mıdır? Sonra mıdır? O dönemlerde, 11, 12. yüzyılda manastırlarımız tahrip edilmiş. Yıkılan manastırımızın aynı yerinde 1.271 yılında tekrardan inşa ediliyor. Tabi bu kez Mor Yakup Manastırı yeni farklı bir isim veriyorlar. Çünkü o dönemin rahipleri sıkıntı yaşadıkları belirtiliyor. Çünkü manastırı inşa edecek dağın zirvesinde hazır su bulunmuyor. O dönemdeki rahipler dua ettiği ve ceylanların, dağ keçilerin sütü ile harç yaptılar. Şimdiki kilisenin büyük bir kısmı halen o dönemden günümüze gelen duvarlardaki süt ile yoğrulmuş harç bulunuyor. Çünkü sıvada su yerine süt kullanılmış ve bu nedenle manastıra; ‘Der Xezal’ ismi verilmiştir. Şimdi de eksik kalan yönlerini Süryani cemaatimiz ile birlikte tamamlıyoruz.”

BAGOK'UN ZİRVESİNDE KADİM HALKIN IŞIĞI HEP YANACAK

Bagok Dağında Süryani halkının sahip olduğu topraklarda kalacağına da değinen Baş Rahip Aho, “50 günlük orucun sonlarına gelmiş bulunmaktayız. Daha sonra kendi manastırımızı ziyaret eden civar köylerdeki Süryani cemaati ile birlikte Paskalya Bayramını kutlayacağız. Kadim Süryani halkı olarak atalarımızdan bize kalan mirası sürdürmek için To İzlo (Bagok) Dağının zirvesindeyiz. İzlo’da manastırımızın bulunduğu zirvede ışığımız sönmeyecektir” diye konuştu.

TİMURLENK SÜRYANİ HALKINA KAN KUSTURDU

Süryani cemaatinden Sami Akyol ise, Süryanilerin, Bagok Dağında Timurlenk’in büyük hışmına uğradıklarını dile getirerek, Der Xezal Manastırı ile ilgili şunları söyledi: “Nusaybin'in kuzeyinde Bagok Dağı olarak bilinen Tur İzlo Dağı'nda 1172 yılında inşa edilen manastır, Turabdin bölgesinde yaşanan göçlerden sonra terk edildi. 2006 yılında Süryani cemaati öncülüğünde restorasyonuna başlanan manastır, 2013 yılında bitirilerek, tekrar ibadete açıldı. 600. yüzyılda inşa edilen Mor Yakup Manastırı, Timurlenk’in hışmına uğramış ve yerle bir edilmiştir. Burada bulunan kütüphaneler ile birlikte yaktığı manastırların temellerinde siyah is günümüzde bile görmek mümkündür. Konum olarak Mardin, Nusaybin ve Rojava kentleri, yanı sıra Şengal kentinin Sincar Dağları da manastırdan görmek mümkündür.”

...