Hakikat yoluna bir kez girdiler mi, bedeli ne olursa olsun onlar için bu yoldan geri dönüş yoktur. İlk adımlarda devrimin yükünün ne kadar ağır olduğunu bilirler. Bunun yanında bu yolun ne kadar onurlu bir yol olduğunun da farkındadırlar.
Kimi zaman gecenin karanlığını kalplerinin ışığıyla aydınlatarak ilerliyorlar. Kimi zaman çantalarında bir parça ekmekle, akıllarında özgür gelecek ile savaş alanına gidiyorlar. Onlar Kurdistan’ın en iradeli insanları, seçilmiş çocuklarıydı. İşte bu yüzden özgürlük davasına o gençler sahip çıktı, özgür bir gelecek için canlarını feda ettiler. Bu amaca ulaşmak için büyük hedefleri vardı. Kendilerine Bêrîtan adını verdiler, isimlerinin ağırlığıyla mücadele ettiler, yaşadılar ve her adımda güzellikler yarattılar. Bu özgür yaşamı yaratan fedailerden biri de Bêrîtan Şemsê (Zeynep Yakut).
Kurdistan'da her şehrin ayrı bir önemi var. Tarih sayfalarında her biri kahramanlarıyla simgelenmiştir. Kadim kent Êlih de Egîd gibi kahraman ve ardıllarıyla simgesi haline gelmiştir. Zeynep Yakut, 1992 yılında Egîdlerin şehrinde yaşama gözlerini açtı. Yurtsever, özgürlük davası için çalışan ve bedel ödeyen bir ailede büyüdü. Bundan dolayı kişiliği Kürt kültürü ile şekillendi.
Şehir yaşamından uzakta, kendi kültürüyle köyde büyümek, saf ve asil bir insan olmanızı sağlar. Zeynep bu yüzden şehirde ya da Kürt çocuklarının asimile edildiği sistem okullarında nefes almakta zorlandı. Zaman geçtikçe düşman gerçekliğini gördü. Halkının, kültürünün ve dilinin soykırıma uğradığına tanık oldu. Bu tanıklık onun kalbinin bir parçası haline geldi ve bu acıyla yaşamasını sağladı. Yurtsever bir ortamda yetişmesi, henüz çocuk yaşta PKK hareketini ve Önder Apo'yu tanımasını getirdi. Gerillalar köylerine geldiklerinde aralarındaki yoldaşlığı, topluma olan yakınlıklarını gördü.
Zeynep için artık bir karar verme zamanı gelmişti. Ya ölene kadar yüreğindeki acıyla yaşayacak ya da Egîdlerin ordusuna katılarak halkının acısına derman olacaktı. O onurlu yolu seçti ve 2014 yılında Özgürlük Hareketi’ne katıldı. Halkını ve ülkesini özgürleştirmek amacıyla bu yürüyüşe başladı, özgürlük mücadelesinin öncüsü olmak istiyordu. Bu nedenle PKK’nin öncü komutanlarından Bêrîtan’ın (Gülnaz Karataş) adını aldı. Bêrîtan çizgisinin takipçisi olarak isminin ağırlığıyla mücadelesine başladı. Heval Bêrîtan, ismiyle ilgili yaptığı konuşmada şunları söylüyordu: "Bêrîtan ismini almak benim için çok şey ifade ediyor, değeri ve anlamı çok büyük. Bu nedenle her zaman adımın ağırlığını taşıyıp, komutan Bêrîtan'ın bir savaşçısı olmak isterim.''
Hem gerilla yaşamında hem de savaş alanlarında isminin ağırlığıyla kararlı bir duruş sergileyen heval Bêrîtan, Heftanîn, Avaşîn, Metîna ve son olarak Zap’ta zorlu pratiklerde yer aldı.
DÜŞMANIN VAHŞİ SALDIRILARINA KARŞI MÜCADELE ETTİ
Ülkesine sevdalı Bêrîtan, yaşadığı her alanda önemli görevler üstlendi. Mücadelesi, fedakarlığı ve eylemleri ile yoldaşlarına öncülük etti. Kana susamış düşmanın her türlü saldırılarına, yoldaşlarının şehadetlerine tanık oldu. Bunlara tanık oldukça intikam sözünü tekrarladı ve işgalci Türk askerlerinin vahşetine karşı öfkesi daha da arttı. Kalbi patlamaya hazır bir volkan gibiydi. Bêrîtan, Rêber Apo’nun özgürlük anlayışı ve hakikati üzerine yoğunlaşmıştı. Dolayısıyla işgalci Türk devletinin vahşi saldırıları onu durduramazdı, aksine daha da güçlü ve iradeli bir şekilde mücadeleye katıldı. Bêrîtan, pek çok zorlu pratiklerin ardından Şehit Bêrîtan Özgür Kadın Akademisi'nde eğitime katıldı. Eğitim sürecinde isminin önemini bir kez daha derinden anladı.
Şehit Bêrîtan aldığı eğitimlerle öncülük misyonuna denk bir kişilik, duruş ve pratiğin sahibi olmak için önemli bir çabanın sahibi oldu. Önder Apo'nun felsefesi ve özgür kadın çizgisinde her geçen gün derinleşti. Mevcut sürece cevap veebilmenin ancak kendilerini her yönden güçlendirmekle mümkün olduğunu biliyordu. Heval Bêrîtan sürecin ağırlığını derinden hissediyor ve yaşıyordu. Eğitimin ardından yaşanan savaş pratiğine erkenden dahil olmak isteyen şehit Bêrîtan, özellikle düşman saldırılarının yoğun yaşandığı Şehîd Delîl Zagros bölgesine geçerek direnişe dahil oldu. Düşmana karşı yüreği öfke, nefret ve intikamla doluydu. Aklında tek bir şey, tek bir hedef vardı: Başarı. Birçok eylemde yer alan gerilla Bêrîtan, işgalci düşmanın üzerine fırtına gibi gitti.
Hiç tereddüt etmeden işgalciler karşısında kararlı ve iradeli bir şekilde savaşan gerilla Bêrîtan, birçok başarılı eylemde yer aldı. Bu direnişi savaştaki yoldaşlarına da güç ve moral oldu. Bêrîtan Şemsê, Batı Zap bölgelerindeki hareketli tim savaşında ve tünellerinde büyük bir emeğin sahibi oldu. Hesapsız bir şekilde canını Kurdistan davasına adadı. 9 Mart 2024 günü yaşanan düşman saldırısında yoldaşı Garzan Tolhildan (Garzan Şêx) ile birlikte şehadete ulaştı. Şehit Bêrîtan, büyük komutan Bêrîtan’ın çizgisinde mücadele etti. Bu topraklarda Bêrîtanlar var olmaya devam edecek ve özgür bir gelecek yaratacaklardır.