‘Bunlara karşı direnmeliyiz’ diyerek başlayan bir direniş öyküsü

Varto’dan Medya Savunma Alanları’na oradan Şengal’e ve Şengal’den özyönetim alanı olan Nusaybin’deki direniş saflarında yerini alan bir özgürlük yolcusu: YPS-Jin üyesi Binevş Gimgim.

Kürdistan’da egemen devletlerin Kürt halkı üzerinde baskı ve sindirme temelli yürütmüş olduğu sömürgeciliğe karşı PKK öncülüğünde  verilen Kürt Özgürlük Mücadelesi bu güne kadar yüz binlerce Kürt gencinin de umut kapısı oldu. Türk devletinin Kürt kentlerindeki zulmü karşısında da yüzünü dağlara çeviren Kürt gençleri de, özgürlük mücadelesi saflarında yer alarak Kürt halkının özgürlüğü için canları pahasına amansız bir savaşın içerisine gözünü kırpmadan giriyor. 

Bunlardan bir tanesi de Ayşe Karaca. Muş’un Varto ilçesine bağlı Leylek köyünde 1997 yılında doğan Karaca, 3 erkek ve bir kız kardeşi ile 5 çocuklu Karaca ailesinin bir ferdi. 

VARTO’DAN ŞENGAL’E, ŞENGAL’DEN NUSAYBİN’E UZANAN ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜ

Türk devletinin Kürt halkına karşı inkar ve imha konseptli sürdürülen zulmünü kabul edemeyen Karaca da 2014 yılının Kasım ayında 2 kuzeniyle beraber yüzünü özgürlük alanlarına çevirerek, özgürlük saflarında yerini aldı. Burada Binevş Gimgim kod ismini alan Karaca, Medya Savunma Alanları’ndan doğru tarihleri boyunca 73 kez soykırım ile yüz yüze bırakılan Êzidî Kürtleri’nin insanlık düşmanı DAİŞ çeteleri tarafından 74’üncü kez soykırım amaçlı saldırısı üzerine Şengal’e geçerek DAİŞ çetelerine karşı amansız bir mücadele içerisine girdi. Daha sonra Türk devletinin AKP/Saray çeteleri tarafından Kürt kentlerinde yapılan saldırılara karşı Kürt gençleri öncülüğünde ilan edilen özyönetim direnişine  YPS-Jin saflarına katılarak yerini alan Karaca, Nusaybin kentinde AKP/Saray rejimine karşı yürütülen direnişte Ağustos 2016’da yaşamını yitirerek, ölümsüzler kervanına katıldı. 

Binevş Gimgim’in Varto’dan Medya Savunma Alanları’na oradan Şengal’e ve Şengal’den özyönetim alanlarından olan Mardin Nusaybin’e uzanan özgürlük yürüyüşüne dair anne ve babası ANF’ye konuştu.

‘EMEĞE DEĞER VERİRDİ’

YPS-Jin üyesi olan Ayşe Karaca’nın özgürlük saflarına katılmadan önceki hayatında herkes ile arasının çok iyi olduğunu ve herkes ile çok iyi anlaştığını söyleyen babası Fesih Karaca, kızının küçüklüğünden beri devleti sorgulayan bir duruş sergilediğinin altını çizdi.  Kızı Ayşe’nin emeğe değer veren bir kişiliği olduğunu ve sömürüye karşı büyük bir öfke içerisinde olduğunu söyleyen baba Karaca, “Ayşe'm o kadar sakin ve temiz bir insandı ki hem çevresi hem de ailesi ile arası hep iyiydi. Kendi halinde yaşayan biriydi. İlkokulu bitirdikten sonra okula gitmedi. Ama küçüklüğünden beri devleti sorgulayan bir duruşu vardı. Genel de evde olduğu zaman el işleri yapan biriydi. Emeğe değer verirdi. İnsanın kendi eliyle yaptığı şeyler onun için her zaman kıymetli olmuştu. Hayvanları bir ayrı severdi. Köyde kocaman bir bahçemiz vardı ve Ayşe’m sürekli bahçeyle, doğayla ve hayvanlarla ilgilenirdi” diyerek kızını anlattı.

‘ÖZLÜYORUM, ÜZÜLÜYORUM AMA KIZIMIN DİRENİŞİ İLE GÜÇ BULUYORUM’

Kızı Ayşe’nin PKK saflarına katılan dayısını daha küçük yaşlarda iken dahi ara sıra kendilerine sorduğunu ve merak ettiğini aktaran baba Karaca, “Ayşe daha küçüktü ve dayısı PKK saflarına katılmıştı. Ara ara bize dayısını sorardı, ama çok üstelemezdi. Bu yüzden biz hiç düşünmedik kızımızın böyle bir düşüncesi olduğunu. Hep kendi içinde yaşardı, kendi içinde savaşırdı sistemle. Bizim köyün girişinde zaman zaman yol kesme eylemleri olurdu ve kızım sürekli oraya gider gelirdi. Katılımı bizim için şaşırtıcı olmadı ama ani oldu. Daha sonra kendisinden haber alamadık. Ama biliyorduk ki saflara katılmış. Şengal’de olduğunu duydum, sonradan Nusaybin’e geçtiğini bilmiyordum.  Şahadet haberini kardeşim ajanstan öğrenmiş. Beni gecenin bir vakti arayarak yanına çağırdı ve bana aktardı. Nusaybin’de şehit olduğunu öğrendim…

Böylesine büyük bir mücadelenin parçası olduğu için, kendi davası için, kendi halkı için o küçücük yaşta böylesine direndiği için onunla ne kadar gurur duysam azdır. Yıllardır bu mücadele için binlerce genç, binlerce gerilla şehit düştü ve benim kızımda bunların bir parçası olduğu için gurur duyuyorum. Özlüyorum, üzülüyorum ama kızımın direnişi ile güç buluyorum” diye kaydetti.

‘BUNLARA KARŞI DİRENMELİYİZ’

“Kızım çok akıllı bir çocuktu, saatlerce benle sohbet ederdi ve sürekli güzel şeylerden bahsederdi” diyen annesi Şayide Karaca da kendisiyle her şeyi paylaşan kızının sadece saflara katılımına dair bir şey söylemediğini belirterek, duygu ve düşüncelerini paylaştı.

Kızı Ayşe’nin katılımdan önce beraber TV izledikleri sıralardan haberlerde Türk devletinin Kürt halkına karşı yaptığı zulüm ve baskıyı her gördüğünde kendi kendine söylendiğini ve çok kızdığını söyleyen anne Karaca, kızı Ayşe’nin ‘Bunlara karşı direnmeliyiz. Kürt halkı direnmelidir’ dediğini aktararak şöyle devam etti: “İnsanın içi yanıyor ama ne yaparsın. Onu çok özlüyorum. Her gün mezarına gidiyorum saatlerce onunla konuşuyorum. Gurur duyuyorum ama özlüyorum. Bu devlet bir gün hesap verecek. Bu kadar genci öldürmenin bedelini ödeyecek. Allah bize ve bütün annelere sabır versin.”

...