Ehmed: Rakka'nın özgürleşmesiyle terörizmin merkezi yok olacak

İlham Ehmed, Rakka'nın özgürleştirilmesinin, dünya ve Suriye geneline yayılan terörist saldırılar ile barbarlığın kalesinin yıkılması anlamına geldiğini söyledi. Ehmed, hamlenin önemli siyasi anlamlar içerdiğini de kaydetti.

Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Eş Başkanı İlham Ehmed, üç gün önce "Fırat'ın Gazabı" adıyla başlatılan Rakka Operasyonu'na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ehmed, Rakka'nın özgürleştirilmesiyle Doğu, Güney ve Kuzey Suriye topraklarının birleşeceğini söyledi. Rakka'nın özgürleştirilmesinde coğrafik, askeri ve siyasi öneme dikkat çeken Ehmed, şunları belirtti:

"Üç yıldır Rakka, önce Nusra sonra da DAİŞ'nin zulmü altına alındı. DAİŞ oraya yerleşti, kurumlarını oluşturdu. Halkı ve teröristlerini orada eğitip dünyanın her yerine terör eylemleri için gönderdi. Dünyanın birçok ülkesinde, Avrupa ve Türkiye'de Kürtlere, sivillere yönelik Suriye içinde gerçekleştirdiği terörist katliam eylemlerini burada eğittiği insanlarla gerçekleştirdi. Buradan örgütledi. İnsanlık üzerindeki tehlikeleri buradan örgütleyip gerçekleştirdi. Rakka DAİŞ'in zulmünün merkezidir. Binlerce ve belki on binlerce insanın barbarca katledildiği bir yerdir. Bir anlamda insanlık onurunun ayaklar altına alındığı bir yerdir. Özgürleştirilmesi de insanlık onurunun kurtarılması demektir. Rakka DAİŞ'in başkentidir. Yani barbarlığın başkentidir."

'MUSUL'DAN ÖNEMLİ'

Ehmed, Rakka'nın halifeliğin ilan edildiği yer olduğu hatırlatmasında da bulunurken, Rakka'ın özgürleştirilmesiyle Musul ve Irak'tan Suriye'ye geçebilecek DAİŞ unsurlarının da önünün kesileceğine vurgu yaptı. Ehmed, şöyle devam etti:
"Musul Operasyonu daha önce başladı. Musul üç taraftan kuşatıldı. Bir tek Bokemal üzerinden Dera Zor ve oradan Rakka'ya geçme yolları açık bırakıldı. Bu da Musul, Tel Afar ve çevresinde sıkışan çetelerin Suriye'ye geçmesi demektir. Rakka'yı Özgürleştirme Hamlesi bu anlamda oradan gelebilecek çetelerin yolunun da kapatılması demektir. Bu yüzden Rakka'yı özgürleştirmek için başlatılan Fırat'ın Gazabı Hamlesi Musul hamlesinden daha fazla önem arz ediyor."

'DAİŞ'E KARŞI ETKİLİ TEK GÜÇ OLDUĞUMUZ GÖRÜLDÜ'

Ehmed, Rakka'nın özgürleştirilmesinin, Suriye ve dünyanın terörizmden temizlenmesi anlamını taşıdığını da belirtti. Rakka'nın özgürleştirilmesinin 'insanlığı terörizm belasından kurtarmak' olduğunun altını çizen Ehmed, siyasi ve askeri boyutuna ise şöyle değindi:

"Rakka'nın özgürleştirilmesi Kuzey, Güney ve Doğu Suriye'yi birbirinden ayıran bölgenin temizlenmesi demektir. O yüzden siyasi anlamda da büyük bir öneme sahiptir. Halkın, halkların özerk bir şekilde kendini yönetmesi için önem arz ediyor. Suriye sorunu ve iç savaşın bitmesi için kilit rol oynuyor. Suriye sorununun çözümü de ancak böyle bir sistemle gelir. Halkın, halkların olduğu yerde kendilerini yönetmesiyle sorun çözülür. Bunu her zaman söylüyoruz, savunuyoruz ve bunun için siyasi, askeri, diplomatik mücadele veriyoruz.
Koalisyon Güçleri özellikle bu hamleyi QSD ile başlatmak istedi. Çünkü bölgede Suriye genelinde şu ana kadar DAİŞ'e karşı gerçekten mücadele eden, DAİŞ'i yenebilen, onu kırabilen tek gücün bu olduğunu herkes gördü. Bu güçten başka hiçbir gücün DAİŞ ile gerçekten mücadele etme ve onu yenebilme gücü yok."

'TÜRKİYE'NİN HEDEFİ HALEP'

Türkiye ve ona bağlı çetelerin bölgedeki saldırıları ile işgaline ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Demokratik Suriye Meclisi Eş Başkanı İlham Ehmed, şunları ifade etti:

"Türk devleti bir süreden beridir Efrîn ve Şehba üzerinde ağır saldırılarda bulunuyor. Bu saldırılar Rojava ve Kuzey Suriye'yi işgal çerçevesinde geliştiriliyor. Hedefi de Suriye, Kuzey Suriye'de özerk bölgeler, federal sistemin oluşmaması içindir. Özellikle son zamanlarda Efrîn'e yönelik gerçekleştirdiği saldırılar bu amaçladır. Diğer ve önemli amacı da Ezaz'dan İdlip'e kadarki alanda bir tampon bölge oluşturmaktır. Bu tampon bölgeyi de Halep'i kuşatıp daha sonra saldırılarla ele geçirme, topraklarına dahil etme çerçevesinde yapıyor. Türkiye'nin amacı Halep'e ulaşmaktır. Halep tarihi ve ticari bir kenttir. Osmanlılar döneminde Mercidabık ile elde ettiği Halep'i yeniden ele geçirerek ticaret merkezinin başkenti yapmak istiyor. 
Çünkü Halep'i ele geçiren Suriye'de söz sahibi olur. Halep'i hakimiyetine alan Suriye siyasetine hakim olur. Suriye'deki tüm gelişmelerin merkezinde olur. Türkiye şimdi böyle bir amaç ve hedef koymuş önüne. Ancak başarılı olur mu, o belli değil. Çünkü en az Türkiye kadar Rusya, ABD, İran da Halep üzerinde etkili olmaya çalışıyor. Bundan dolayı Halep'i ele geçirme üzerine yaptığı planda mutlaka diğer güçlerle karşı karşıya gelecek. Çelişkiler yaşayacak ve dayatması durumunda çatışmalar yaşayacak."