Ezaz DAİŞ çetelerine mi teslim edilecek?

Kuzey Suriye Federasyonu’nun ilanı ve Mınbiç hamlesinin gündeme gelmesi ile beraber Efrin, Ezaz ve Şêx Meqsud üçgeninde önemli gelişmeler yaşanıyor.

Kuzey Suriye Federasyonu’nun ilanı ve Mınbiç hamlesinin gündeme gelmesi ile beraber Efrin, Ezaz ve Şêx Meqsud üçgeninde önemli gelişmeler yaşanıyor.

Geçtiğimiz haftalarda Efrin – Ezaz – Halep üçgeni içerisinde yer alan Türkiye sınırına yakın El Rai kasabası iyi bir senaryo ile Sultan Murat Tugayı, Liwa Hemze, Liwa 99 vb. çete gruplarına devredilmişti. Ancak bu devir teslim işlemi ardından DAİŞ çeteleri anlaşmaya bağlı kalmayarak El Rai kasabasını tekrar almış hatta Düdyen – Mare – Ehras hattına ve Ezaz’a ilerlemeye başladı.

Tabi bu durum akıllara ‘Ezaz DAİŞ çetelerine mi teslim edilmek isteniyor?’ sorusunu da getirdi. Bu soruya cevap bulabilmek ve bölgeyi yakından izleyenlere gelişen süreci göstermek adına aşamalı olarak anlatmakta yarar olacak.

EL RAİ (ÇOBANBEY)

El Rai kasabası Türkiye sınırından yaklaşık 3 – 5 km uzaklıkta. 25 bin nüfusa sahip El Rai kasabası her ne kadar Arap yoğunluklu olsa da Kürt ve Türkmenler de yaşıyor. El Rai’de var olan bu durumun yaratıcısı bizatihi Baas rejimi olmuştur.

Baas rejiminin bölgenin demografisini değiştirmesi ile birlikte Arap, Kürt, Türkmen halkları arasında da zaman zaman etnik temelde kimi sorunlar yaşanmıştır. Suriye savaşı ile birlikte bu sorunlar yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başlamıştır.

Bölgede daha önce kin ve nefrete dayalı durum Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile görünür bir hal alırken El Nusra, Ehrar El Şam, DAİŞ özellikle de Sultan Murat Tugayı, Liwa Hemze gibi Türkmen çete grupları ile zirve yapmıştır.

Bölgedeki Araplar ve Türkmenler Kürt nüfüsu tehcire zorlamış, tehcire karşı koyanları ise katliamlardan geçirmiştir.

EL RAİ’NİN SULTAN MURAT, LİWA HEMZE VB. ÇETE GRUPLARINA DEVREDİLMESİ

Geçtiğimiz haftalarda Suriye Ulusal Koalisyonuna (SUK) bağlı Sultan Murat Tugayı, Liwa Hemze, Liwa 99 vb. birçok çete grubu Türk devleti tarafından yazılan bir senaryo ile El Rai kasabasını (Çobanbey) devr almıştı.

Türk devleti, SUK’a bağlı Sultan Murat Tugayı, Liwa Hemze, Liwa 99 vb. çete gruplarının bölgede hakim olması için uluslararası koalisyonu da kısmen ikna etmiş görünüyor. Türk devleti, DAİŞ çetelerinin El Rai kasabasını Sultan Murat Tugayı, Liwa Hemze, Liwa 99 vb. çete gruplarına teslim etmesi için görüşmeler gerçekleştirmişti.

Yapılan bu görüşmler sonucunda DAİŞ bölgeyi Sultan Murat Tugayı, Liwa Hemze, Liwa 99 vb. çete gruplarına El Rai kasabasını devretti.

Bu çete grupları Türkiye sınırından geçerek El Rai’ye girmiş ve El Rai kasabasını (Çobanbey) devr almıştı. Çete gruplarının ilk icraatı da El Rai kasabasını yağma ve talan oldu. Çete grupları burada birçok değerli eşya ve tarihi eseri yağmalayarak ve talan ederek sınır hattından Türkiye’ye geçirdi ve piyasaya sundu.

SUK’a bağlı bu çete grupları Suriye savaşının başından bu yana Suriye’ye ait birçok değerli eşyayı ve tarihi eseri çalarak Türkiye’ye geçirdi. Çete grupları mazot, tarihi eser kaçaklığı vb. uygulamalar ile Türk devletinin ekonomisini ayakta tuttu.

EL RAİ’NİN TEKRAR DAİŞ ÇETELERİNİN DEVRALMASI

El Rai kasabasını (Çobanbey) devralan Suriye Ulusal Koalisyonuna (SUK) bağlı Sultan Murat Tugayı, Liwa Hemze, Liwa 99 vb. çete grupları 30 saatlik bir aranın ardından DAİŞ çetelerinin süprizi ile karşılaştı. DAİŞ çeteleri bu çete gruplarına yaptığı süpriz ile El Rai kasabasını tekrar devr aldı.

DAİŞ çeteleri burada SUK bağlı Sultan Murat Tugayı, Liwa Hemze, Liwa 99 vb. çete gruplarından oluşan yaklaşık 200 kişilik bir çete grubunu öldürdü. DAİŞ bir gün öncesinde devrettiği El Rai kasabasını bir gün sonra tekrar devr alırken büyük bir askeri mühimmat ve cephane, Doçka monteli toyota araçlar ve diğer askeri araçları ele geçirdi.

DAİŞ ÇETELERİNİN YENİ HEDEFİ DÜDYEN

El Rai kasabasının ardından DAİŞ çetelerinin yeni hedefi 3 bin nüfuslu Düdyen oldu. Düdyen bölgesinde daha önce Kürt nüfus bulunuyordu. Ancak Suriye savaşının başlaması ardından bölgedeki Kürt nüfüs hızla eritildi.

Yerel kaynakların verdiği bilgilere göre DAİŞ çeteleri El Rai kasabasını tekrar devr alması ardından kasabanın 10 km güneyinde yer alan Düdyen bölgesine, Mare, Ehras hattına doğru ilerledi.

Türk devleti de QSD güçleri ve Mınbiç Askeri Meclisi’nin olası ilerlemelerini bloke etmek için sürekli olarak çete grupları arasında değişiklikler yapıyor. Türk devleti Rojava devriminin başından bu yana Efrin ve Kobanê arasındaki hatta çete gruplarını bu şekilde ayakta tutuyor.

Türk devleti söz konusu bu ara bölgenin yani Efrin ve Kobanê arasının YPG/YPJ ve Suriyeli demokratik güçlerin denetimine geçmesini istemiyor.

EZAZ DAİŞ ÇETELERİNE Mİ TESLİM EDİLMEK İSTENİYOR?

Türkiye şimdi yine Efrin ve Kobanê kantonlarının birleşmelerini önlemek için politikalarını güncelleyerek yürütüyor. Bu politikasının meşruluğu için Suriye Ulusal Konseyi (SUK) bünyesindeki Türkmen grupları ve ENKS bağlı grupları kullanıyor.

Böylece söz konusu grupları DAIŞ çetelerinin işgali altında bulundurduğu Türkiye sınır bölgesine Cerablus hattına yerleştirmek istiyor. Bugün hali hazırda Şêx Meqsud mahallesine, Efrin ve Ezaz hattında QSD güçlerine ve halklara saldıran SUK ve ENKS çeteleri ABD’nin eğit donat pragramı kapsamında eğittiği silahlı çete gruplarından oluşuyor.

Türk devleti Suriye savaşının başından bu yana bu bölgeye DAİŞ, SUK ve ENKS bağlantılı çete grupları dışında bir gücün bölgeye yerleşmesine izin vermedi. Türk devleti son günlerde bu politikasını Sultan Murat Tugayı, Liwa Hemze, Liwa 99 vb. adlar altında bir adım daha ileri götürdü.

Bu çete grupları Türk kontra güçlerinden oluşuyor. Türk devleti bu hamlesini Kilis’teki özel merkezden yürüttüğünü geçtiğimiz haftalarda çok net bir şekilde ortaya koydu. Geçtiğimiz haftalarda Antep– Kilis – Ankara hattında toplantılar gerçekleştirilmiş ardından da MİT başkanı, Genelkurmay başkanı vb. isimler Kilis’e gelmişti. Bu da Türkiye’nin çete gruplarına karşı bir tutum içinde olmadığını göstermektedir.

Türk devleti Ezaz ve Cerablus hattı için DAİŞ, SUK ve ENKS çeteleri arasında gerçekleşen bir dizi görüşme sonucunda Türk devleti, DAİŞ çetelerinin bölgeden çekilmesini istedi. Bu karar Türk devleti yetkililerinin ve SUK ve ENKS çetelerinin Kilis’te gerçekleştirdiği toplantı sonucunda alındı.

Kilis’te yapılan görüşme de ayrıca Türk devlet yetkilileri El Nusra’dan da boşalttıkları alanları, Sultan Murat Tugayı, Liwa Hemze, Liwa 99 vb. çete gruplarına teslim etmelerini istedi.

Kilis’te yapılan toplantının son dönemlerde ilan edilen Kuzey Suriye Federasyonu'na karşı alınacak önlemler kapsamında yürütülecek çalışmalar ile ilgili olduğu görünüyor. Aslında bu yeni bir plan değil. Ancak yeniden güncellenerek devreye konulmak isteniyor. Plan, Fırat’ın doğusu ile batısında nasıl bir politika izlendiğini, izleneceğini gösteriyor.

Zira planın uygulanma alanının Cerablus – Rai - Ezaz arasında kalan bölge üzerine olduğu su götürmez bir gerçek. Antep– Kilis – Ankara hattında gerçekleştirilen toplantılarda esas planlananın da Cerablus’tan Ezaz’a kadarki 98 kilometrelik alanın, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve Barzani ve KDP’sine bağlı çete gruplarına nasıl bırakılacağı olduğu da yine su götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

Toplantıda Rai’den sonra Ezaz’ın kime teslim edileceği de tartışılarak kararlaştırılmıştı. Buna göre Ezaz, Sultan Murat, Liwa Hemze, Liwa 99, Feyleq 16, Ehrar Suriye gibi gruplara bırakılacaktı. Yani bu plana göre El Nusra ve Ehrar El Şam bir kademe geriye alınacaktı.

TSK'nin topçu desteği ile El Rai (Çobanbey) beldesine kadar Ezaz'dan doğuya doğru 25 kilometre ilerleyen çete grupları, Çobanbey Sınır Kapısı'nı kimin kontrol edeceği üzerinde anlaşamadı.

DAİŞ çeteleri de toplantılarda alınan kararlara uymayarak Rai kasabasını tekrar aldı ve mevcut planı bozdu. DAİŞ çeteleri ise karşı saldırı başlatarak çete gruplarını püskürterek Ezaz’a ilerlemeye başladı. Kilis - Ezaz Sınır Kapısı üzerinden çete gruplarını besleyen Türkiye Çobanbey Sınır Kapısını da çete gruplarına teslim ederek, Halep’te Rusya hava destekli rejim karşısında sıkışan çete gruplarına Mare, Bab, Halep koridorunu açmak istedi.

Ancak bölge insanlarından ve Türkiye'den gidenlerin oluşturduğu çete gruplarının düzenli bir askeri güçten öte, talan, gasp mantığı ile hareket ettiği ve bu sebeple DAİŞ karşısında tutunamıyor.

TÜRK DEVLETİ ÇETELER ELİYLE TAMPON BÖLGE OLUŞTURMAYI PLANLIYOR

Bilindiği gibi Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP, Suriye devriminin başlangıcından bu yana Şehba bölgesinde ‘tampon bölge’ oluşturmak istiyor.

Ancak bu istekleri bölge halkı ve uluslararası güçler tarafından kabul edilmedi. Kobanê çetelerden kurtarıldıktan sonra ve Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Cerablus ve Minbiç’e doğru ilerleme olasılığı ortaya çıkınca AKP/Erdoğan devleti yeniden arayış içerisine girerek, çete grupları aracılığıyla bu kez “göçmenler için bir kent oluşturma” konusunu gündeme almıştı.

AKP/Erdoğan devletinin bu isteği de uluslararası kabul görmedi. Ancak AKP/Erdoğan devleti bu yönlü çabalarını devam ettiriyor. Suriye’deki ateşkese rağmen, AKP/Erdoğan devletinden destek alan çete grupları Halep ve Şehba bölgesine şiddetli bir biçimde saldırılar başlattı.

Türk devleti de Efrin, Ezaz hattında QSD, Ceyş El Suwar güçlerine saldırarak çetelere ateş desteği sağlıyor. Hatırlanacağı üzere Türk genelkurmayı da yaptığı kimi açıklamalarda bu gruplara ateş desteği verdiklerini söyledi.

Bu gelişmeler ardından geçtiğimiz günlerde AKP/Erdoğan devletinin özel harp dairesi görevi yürüten Anadolu Haber Ajansı’na (AA) ‘tapmon bölge yine gündemde’ başlıklı bir haber yayınlandı. Haberde bu gruplar aracılığıyla ‘tampon bölge’ gerçekleştirilmek istenildiği belirtiliyor.

Tabi bu da akıllara Türk devletinin tampon bölgeyi bu çeteler eliyle oluşturma planları olduğunu getiriyor.

Türkiye güvenlikli bölge istiyorsa Ezaz - Cerablus hattı dışında tüm bölgeler çetelerden temizlendi. DAIŞ çeteleri şu an bir tek bölgede Türkiye ile sınırdır. Ezaz - Cerablus hattı. Bunu Demokratik Suriye Güçleri (QSD) ile birlikte, uluslararası koalisyon güçlerinin desteğiyle yapabilir.

Kaldı ki çetelere karşı bu güçlerden daha iyi savaşıp sonuç alan başka bir güç de yoktur. Ve yine kaldı ki Türk devletinin DAİŞ çetelerinin bölgeden sökülüp atılmaması için kırk takla atıyor.