GÖRÜNTÜLÜ

‘Gençler sadece TC askerliğini değil, tüm sistemi reddetmelidir’

Biri askerliği bitirdikten sonra diğeri askere gitmeden önce gerilla saflarına katılan iki gerilla gençlere “Tüm dünya halkları için verdiğimiz bu mücadeleyi herkes sahiplenmelidir" çağrısında bulundu.

Biri askerliği bitirdikten sonra diğeri askere gitmeden önce gerilla saflarına katılan iki gerilla Kürt gençleri başta olmak üzere, diğer uluslara mensup tüm gençlere “Tüm dünya halkları için verdiğimiz bu mücadeleyi herkes sahiplenmelidir. Sistemi reddederek mücadele saflarında bir bütün olmalıyız” çağrısında bulundu.

Türk askerliğini yaptıktan sonra ya da henüz askerlik yapmadan gerillaya katılan onlarca genç özgürlüğü PKK saflarında arıyor. Özgür bir ülke, özgür insanlık için gerilla saflarına katılan ve savaşın en yoğun yaşandığı sınır hatlarında şu an mücadele veren gerilla Bawer Dersim ve Dilgeş Serhat, neden gerilla saflarına katıldıklarını, TC devletinde askerlik yaptıkları sırada Kürt gençlerine nasıl bir muamele yapıldığını ve gençlerin neden askere gitmek yerine gerilla saflarını tercih etmeleri gerektiğini ve içinde bulunduğumuz süreç gereği gençlerin nasıl bir misyona sahip olunması gerektiğini ajansımıza anlattılar.

‘GİTİĞİM İLK DAKİKA PİŞMANLIK DUYDUM’

Zorunluluktan Türk askerliğine giden ve gittiği an pişmanlık duyan Mardinli Bawer Dersim, TC askerliğini yaptıktan sonra gerilla saflarına katıldı. Gerilla Dersim, Şırnak’ın Silopi ilçesinin Çalışkan köyünde askerlik yaptığı sırada neler yaşadığını şöyle anlattı: “Türk askerliğini yapmak onların dediği gibi gönüllü değildir. Zorunludur, gönüllü değil çünkü Türkiye’de askerlik yapmazsan ya kaçak olarak yaşayacaksın ya vatanını terk edeceksin ya da bedelli askerlik yapacaksın. Yüzbinlerce genç istemediği halde zorunluluktan dolayı TC askerliğini yapıyor. Ben kendim bile zorunluluktan dolayı askere gitme gibi bir karar aldım. İyi hatırlıyorum askere ilk gittiğim an komutan gelip yeni gelen askerlerin öne çıkmasını istedi. Biz 13 asker bir adım ileriye çıktık. İçimizde sadece bir asker Türktü. Geriye kalanların hepsi Kürt genciydi. Komutan bize dönerek; ‘siz şu an burada olabilirsiniz ama hiçbirinize güvenmiyorum. Hepiniz benim gözümde teröristsiniz’ dedi. Sonrasında da bu tür hakaretler ve dışlayıcı yaklaşımlar devam etti. Ben o an TC askerine gelerek ne kadar hata ettiğimin farkına vardım. Ve aslında o an asıl olmam gereken safın gerilla safları olduğunu düşündüm.”

‘GERİLLALAR GELDİ’

Askerlik yaptığı esnada komutanların kendilerinden Kürt oldukları için korktuğunu ve aslında ondan dolayı her türlü hakareti yaptığını belirten Dersim, “Askerlik yaptığım esnada kendi denetimlerinde olmamıza rağmen biz Kürt gençlerinden korkuyorlardı. Oysaki onların denetimindeydik. Savunmasız olan bizlerdik. Ama ona rağmen Kürt olduğumuz için korkuyorlardı ve bize hiçbir şekilde güvenmiyorlardı.

Bizden korkuyorlarsa artık gerilladan nasıl korktuklarını siz düşünün. Çok iyi hatırlıyorum o anlarda doğadan gelen her ses askerleri ürkütürdü. Her sesle birlikte elleri ayakları birbirine dolanır; ‘geldiler, gerillalar geldiler’ diyorlardı. Gerilladan müthiş korkarlardı. Çünkü her gerilla halkının, ülkesinin, fedaisidir. Siz Türk ordusunda bir fedaiye hiçbir zaman rastladınız mı? Hayır. Ama gerillada binlerce fedai vardır. Özgürlük için halkı ve ülkesi için canlarını bir an düşünmeden kendini feda etmeye hazır binlerce genç vardır. Çünkü onlar gönüllü askerlerdir. Onlar özgürlük sevdalılarıdır” diye konuştu.

‘KARDEŞİ KARDEŞE VURDURMA POLİTİKASI’

Ordu içerisinde Kürt gençleri üzerinde kirli politikaların döndüğünü, Kürt gençlerinin genellikle savaş bölgelerinde askerlik yaptıklarını anlatan Dersim şunları söyledi: “Komutanlar biz Kürt gençlerine güvenmediğini ve bunu her seferinde dile getirdiğini söylemiştim. Güvenmemesine rağmen Kürt gençleri genellikle savaşın en yoğun olduğu alanlarda askerlik yaparlar. Ben topçular birliğindeydim. Hiçbir operasyona katılmadım. Çünkü amaçlarının ne olduğunu çok iyi biliyordum. Ama genellikle Kürt gençleri operasyona katılırdı. Türk askerler zorlanırdır. Defalarca ağladıklarını, hatta birçoğunun atalarına çok ağır hakaretler yağdırdıklarına şahit oldum. Hiç biri kendi isteğiyle askere gelmiş değildi. Çünkü kendileri böyle bir savaşı böyle bir askerliği kabul etmiyorlardı. Onlar kendini korumayan bir insanın halkını ve vatanını koruyamayacaklarını çok iyi biliyorlardı. O nedenle Kürt gençlerini savaş bölgesine gönderirler. Bu şekilde hem savaş bölgesinde bulunan asker olur hem de kardeş kardeşi vurmuş olur.”

Genliğe çağrıda bulunarak tek seçeneklerinin mücadele safları olduğunu aktaran Dersim, faşist diktatör Erdoğan ve rejimine karşı vicdanlı olan her insanın, bu kirli sisteme karşı bir olup mücadele alanlarında buluşmalarının gerektiğini belirtti.

‘SÖMÜRGECİLERE ASKERLİK Mİ YAPACAKTIM’

Karslı olan gerilla Dilgeş Serhat ise 2010 -11 yıllarında askerliğe çağrıldıktan sonra gerillaya katılma kararı aldı. Gerilla Serhat askerliğe neden gitmediğini ve gerilla saflarına katılımını şu sözlerle anlattı: “Benim TC askerliğini yapma gibi bir niyetim hiçbir zaman olmadı. Ben kimin için askerlik yapacağım sorusunu hep sordum kendime. Bizler Kürdüz ve Kürdistan’da yaşıyoruz. Sömürgeleştirilmiş toprağımızda, düşmanımızın askerliğini mi yapacağım? Bu çelişkileri her zaman yaşadım. O nedenle ben askere gitmeyi özellikle bir Kürt genci gibi ahlaki bulmuyordum. İlk önce vicdani ret yapmak istedim. Biraz araştırdım. Vicdani ret yapmak için devlet kurumlarında yaklaşık iki sene çalışmam gerekirdi. Ben bunu da kabul etmedim. Benim kabul etmediğim sadece askerlik değil TC devletinin sistemiydi. Halklara olan faşizan yaklaşımlarına başkaldırıyordum. O nedenle bir askerlik yapılacaksa o da PKK saflarında olmalıydı.”

‘KÜRDİSTAN’DA YENİLECEKLER’

Onlarca Kürt gencinin Türk askerliği yaptığı sırada intihar ve ya kaza süsü verilerek öldürüldüğünü kaydeden gerilla Serhat; “Eminim ki ben askerliğe gitmiş olsaydım onların bazı yaklaşımlarını kabul etmeyecektim ve beni de onlarca Kürt genci gibi öldüreceklerdi. Ordu da Kürt gençleri her şekilde ölüme gönderiliyor. Ya sistemi, yapılan haksızlıkları kabul etmediği için öldürülüyor ya da Kürt olduğu için savaşın en kızgın yaşandığı yerlere göndererek öldürüyorlar. Bugün bile sınır hatlarında savaşanların çoğunluğunun Kürt gencidir. Geriye kalanlar ise fakir halkın evladıdır” dedi.

Türk devletinin sistemini kabul etmediği için gerilla saflarına katıldığını söyleyen Serhat şunları belirtti: “Şuan savaşın en yoğun yaşandığı sınır hatlarında, Kürdistan’ın her parçasında mücadele veriyoruz. Onlar başarı elde ettiklerini zannediyorlar ama aslında kışın şehir direnişlerinde yenildiler. 15 Temmuz’da askerde itibar bırakmayarak yenildiler. Şu an Kürdistan dağlarında yine yenilecekler.

‘GENÇLER VİCDANİ RET DEĞİL, SİSTEMİ REDDETSİNLER’

Kürdistan’a her yönden yoğun saldırılar gerçekleşiyor. Böyle bir süreçte gençlerin yapması gereken tek şey mücadele saflarında yerlerini almalarıdır. Özellikle Kürt gençleri vicdani ret yapmaktan öte direk sistemi ret etmeliler. Çünkü biz bir halkın, vatanın özgürlüğü için mücadele ediyoruz. Bu hepimizin mücadelesidir. Bu ret tüm gençlerin, insanlığın zulme reddidir.”