AKP’nin hükümet olduktan sonra Kürt gençleri şahsında, Kürt toplumu üzerinde özel savaş politikalarının daha da arttığına dikkat çeken Cemal Erdal, özgürlüğünü isteyen toplumun iradesizleştirilmeye çalışıldığını belirtti. AKP’nin Kürtleri, kendi politikalarını uygulayabileceği bir konumda tutmak istediğini ifade eden Erdal, “Kürt toplumu üzerine özellikle son bir iki yılda daha kapsamlı bir şekilde özel savaş politikalarını yürütüyor. Özellikle Kürdistan’da bir biçimde uygulamış olduğu politikaları biraz daha yakından takip edip, irdelemek gerekiyor” şeklinde konuştu.

AKP’nin bu politikalarını özellikle yurtseverlik duygularının güçlü olduğu alanlarda geliştirdiğini ifade eden Erdal, Türkiye metropollerinde de eritme ve sindirme politikalarının çok sinsi bir şekilde yürütüldüğünü kaydetti.

Erdal, “AKP’nin sadece Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de uygulamaya çalıştığı özel savaş politikalar arasında farklılıklar var. Fakat Kürdistan da uygulamak istediği özel savaş politikaları bir biçimde Türkiye metropolleri ile de benzerlik ifade ediyor. Özellikle Türkiye metropollerinde ve Kürdistan’ da yaygın bir şekilde örgütlemeye çalıştığı, yatılı okulları ve Kürdistan’da son dönemlerde fuhuşun çok üst düzeyde geliştirilmek istenmesi ve geliştirilmesi, Kürt gençliğin yozlaşmaya yönelik Kürt toplumunu kendi özgürlük hareketinden, özgürlük mücadelesinden, sevdasından uzaklaştırılıp, daha çok pasif bir tutum içerisinde tutmaya yönelik genel politikaları var. Son dönemde, özgürlük mücadelemizin geliştirmiş olduğu, mücadeleyi etkisiz kılıp, kendi benliğinde yok edilmek istenilen genel bir toplum yaratmaya dönük politikaları çok ciddi bir şekilde şu anda yürürlükte. Bundan sonra da genel politikaların devam edeceğine yönelik insan çok rahat görüş belirtebilir” şeklinde konuştu.

ASİMİLASYON POLİTİKALARINA KARŞI GENÇLER MÜCADELEYE AKIN ETMELİ

“Mücadelenin bu aşamasında artık zafere gitmeliyiz” değerlendirmesinde bulunan Erdal, devamla şunları ifade etti: “Bu konuda Kürt gençliği üzerine düşen görevler elbette ki var. Özellikle kuzey Kürdistan’daki mücadelemizin belirleyici özelliği, Kürt toplumu ve Kürt gençliği açısından bizleri önemli görevlerle karşı karşıya bırakıyor. Kuzey Kürdistan’da yakalayacağımız mücadelenin ivmesi, Kürdistan’ın diğer parçalarını da çok yakından ilgilendirecektir. AKP’yi bundan kaynaklı, bir korku sarmış ve kendi örgütlülüğünü bu konuda günlük olarak biraz daha yaşamsallaştırmaya çalışıyor. Bu politikalara karşı özelde kuzey Kürdistan’daki Kürt gençleri kendi yönünü özgür dağlara verebilmeli. AKP’nin şehirlerde uygulamış olduğu politikalara karşı, özgür alanlara biraz daha akın olmalı. YPS ve YPS-JIN’ın başlatmış olduğu mücadeleye katılım biraz daha üst düzeyde olabilmeli. Mücadelemizin karakterini artık son aşamaya götürebilmeliyiz. Bu sadece bir kaç basın açıklamasıyla, bir kaç yürüyüşle ya da üniversite kampüslerinde protesto eylemleriyle karşılık bulabilecek nitelikte değil.”

TOPYEKUN BİR MÜCADELE BAŞLATILMALI

AKP’nin politikalarına karşı Kürt gençlerinin seferberlik içinde olması gerektiğine vurgu yapan Erdal, devamla Kürt gençlerine şu çağrılarda bulundu: “AKP topyekûn özel savaş politikalarına karşı, Kürt toplumunun ve Kürt gençlerinin de topyekûn bir mücadele seferberliği içerisinde olup, AKP’ye karşı topyekûn bir savaş ve mücadele başlatması gerekiyor. Eğer Kürt toplumu olarak kendi geleceğimizi garanti altına almak istiyorsak, bu günlerde vermiş olduğumuz mücadele Kürt toplumunun gelecek nesillerini geleceğini çok yakinen ilgilendirmekte ve aynı zamanda kendi geleceğini belirleyebilecek mücadele alanı ve zamanıdır. Kürdistan’da ve Türkiye metropollerinde AKP’nin özel savaş politikalarına karşı bir dakika bile beklemeden dur demek, ona karşı seferberlik içerisinde mücadeleye girmek bizim açımızdan temel hedefler olmalı. Kürt gençliğinin bu konuda ret ölçüleri biraz daha radikal olabilmeli. Kürt toplumunun, Kürt gençliğinin bu konuda AKP’yi teşhir eden, AKP’yi kendi politikalarını boğazında ve kursağında bırakabilecek bir mücadele ivmesini kesinlikle kazandırması gerekiyor. YPS’yle birlikte bu bir duruş kazandı. Fakat özgürlüğü yakalamak açısından elbette ki bu durum yeterli değil.”

GÜN DİRENİŞ GÜNÜDÜR

Erdal son olarak şunları söyledi: “Gençlik ve genç kadınlar başta olmak üzere, bütün halkımız YPS’nin kuzey Kürdistan’da yürütmüş olduğu direnişe katılmalı. Yönlerini özgür Kürdistan’ın Özgür dağlarına çevirebilmeli. Kendi iradesini yitirmiş bir toplumun, kendi geleceğini belirleme gibi bir durumu da söz konusu olamaz. Kendi gençliğini ve genç kadınını da yitirmiş bir toplumun da kendi geleceğini belirleme gibi bir durum söz konusu olamaz. Bu konuda en büyük görev, direnen Kürt toplumunun, gençliği olmak zorundadır. Kuzey Kürdistan’daki mücadele kararlı bir biçimde devam ediyor. Günlük olarak verdiğimiz mücadele biz Kürt toplumu açısından zafere ne kadar yakın olduğumuzun göstergesidir. Zaferi bu noktada kucaklayabilecek zamanın ve anın geldiğinin bir müjdecisi olmaktadır. AKP’nin yalan politikalarına, özel yatılı okullarına, parasız üniversitelerine kesinlikle kanmamak ve AKP’nin bu konudaki politikalarını ters yüz etmek gerekiyor. Gün direniş günüdür. Gün bu anlamda Kürt toplumunun ayakta tutan, toplumsal değerlerini koruma ve geliştirme günüdür.”