Gulan: En önemli görevimiz Önderliğin fiziki özgürlüğünü sağlamak

Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için her alanda her zamankinden daha fazla savaşacaklarını söyleyen PAJK Koordinasyon Üyesi Nalîn Gulan, “Bize düşen en önemli görev Önderliğin fiziki özgürlüğünü sağlamak” dedi.

NALÎN GULAN

PAJK Koordinasyon Üyesi Nalîn Gulan, 9 Ekim 1998 yılında Önder Apo’ya  yönelik gerçekleştirilen Uluslararası Komplo’ya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Önder Apo’nun esir alınması durumunda kapitalist güçlerin örgütün tasfiye edileceğini ve Kürt toplumunun imha edileceğini düşündüğünü belirten Gulan, tarihten bu yana birçok harekete ve örgüte karşı aynı yöntemin kullanıldığını hatırlattı. “Rêber Apo, komplonun başlangıcından bugüne kadarki sürecinde an be an komploculara karşı bilinçli bir şekilde mücadele etti ve birçok felaketin önünü aldı” diyen Gulan, komplocuların amacına ulaşamadığını ve bugün dünyanın birçok ülkesinde milyonlarca insanın Önder Apo’yu liderleri olarak gördüğünü vurguladı.

ANF’ye konuşan PAJK Koordinasyon Üyesi Nalîn Gulan’ın değerlendirmeleri şöyle:

“Öncelikle Rêber Apo’ya sevgilerimi, selamlarımı ve saygılarımı gönderiyorum. Önder Apo, kadınlarla en güzel yoldaşlığa sahip olup, kadınların kendilerini tanımalarına ve kadın özgürlük çizgisinde mücadele etmelerine vesile olmuştur. Rêber Apo’nun direnişini minnetle selamlıyorum. Kadınlar olarak bu Uluslararası Komploya karşı mücadele etmeliyiz. Komplocu güçler Rêber Apo'nun fikirlerinden ve direnişinden korkuyor. Rêber Apo özgürlük fikrini geliştirdi. Dolayısıyla kadınlar olarak Uluslararası Komplo’yu boşa çıkarma konusunda tarihi bir sorumluluğumuz var. Ayrıca Önderliğimize karşı geliştirilen komploya karşı Ekim ayında bedenleriyle Rêber Apo’nun etrafında ateşten çember oluşturan heval Kurdê, heval Rotînda, Bedran, Berwar, Şaristan, Rojbîn Ereb ve fedai bir ruhla bedenlerini ateşe verene yurtsever halkımız şahsında tüm Ekim ayı şehitlerini saygı ve minnetle anıyorum.

Uluslararası Komplo Rêber Apo şahsında özgür yaşam çizgisine karşı gelişti. Önderlik bu özgür yaşam çizgisini Demokratik Modernite olarak tanımladı. Demokratik Modernite 5.000 yıllık erkek sistemine, baskıya, savaşa, katliamlara ve eşitsizliğe sisteme karşı gelişmiştir. Bu egemen sistem günümüzde derin çatışmalar ve krizler yaşamaktadır. Rêber, erkek egemen sistemi derin bir şekilde araştırdı, tanımladı ve bu anlayışa karşı durdu. Rêber Apo sadece eleştirmekle kalmadı bu sisteme karşı alternatif bir sistem de yarattı. Önderlik Demokratik Modernite sistemini kadınlar şahsında tüm toplumlar için inşa etti. Kadınları bilinçlendirdi, irade sahibi yaptı, parti ve örgüt sahibi yaptı. Dolayısıyla bu komplo çoğunlukla kadın özgürlük hareketine karşıydı. Uluslararası Komplo karşısında en fazla kadınlar zorluk yaşadı.

KADIN KAZANIMLARI BÜYÜK BİR DİRENİŞ VE MÜCADELE SONUCU ELDE EDİLDİ

Kapitalist güçler, Önderliğin esir alınması durumunda örgütün tasfiye edileceğini ve Kürt toplumunun imha edileceğini düşünüyordu. Geçmişten bu yana birçok harekete ve örgüte karşı aynı yöntemi kulandılar. Önce liderlerini etkisiz hale getirmek, toplumdan koparmak daha sonra hareketin dağılmasını sağlamaktı amaçları. Önderliğin kurduğu hareket tarihten çok önemli dersler almıştı. Rêber Apo komplonun bugüne kadarki sürecinde an be an komploculara karşı bilinçli bir şekilde mücadele etti ve birçok felaketin önünü aldı. Komplo yıllarında kadın hareketi birçok tarihi gelişmeye öncülük etti. Partileşme ve ordulaşmada derinleşti, iradesini ortaya koydu ve savaşa öncülük etti.

Başta YJA Star olmak üzere dört parça Kurdistan bağımsız kadın örgütleri kuruldu. Dünyada ilk defa kadınlar bu kazanımları elde etti. Ayrıca parti kurma, örgütlenme ve kurumsallaşma alanında bu parti sadece Kürt kadın özgürlük hareketi olarak tanımlanmamakta, bugün dünyaya yayıldı ve tüm kadınların mücadelesine öncülük ediyor. Yine kazanımlarımızdan biri olan eş başkanlık sistemi günümüzde dünyanın birçok yerinde kabul görmekte ve uygulanmaktadır. Kadınlar bu kazanımları kolay elde etmedi. Tüm bu kazanımlar kadınların direnişi, mücadelesi ve Rêber Apo’nun emekleri sonucunda elde edildi. Bunun için çok ağır bedeller de ödendi, bu şekilde yeni bir toplum inşa edildi, toplumda köklü değişiklikler yapıldı.

RÊBER APO’NUN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN DAHA FAZKA MÜCADELE EDECEĞİZ

Özgürlük gerillaları, cezaevindeki yoldaşlarımız ve yurtsever halkımız Uluslararası Komplo’yu boşa çıkarmak için sürekli bir mücadele halinde. Kurdistan’ın 4 parçasında ve yurtdışındaki halkımız siyasi, hukuki, diplomatik, toplumsal, kültürel vb. alanda Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğü için birçok hamle geliştirildi ama ne yazık ki Önderliğin fiziki özgürlüğünü henüz sağlayamadık. Bu bize düşen en önemli görevdir. Bu esas görevi gerçekleştirmek için her alanda her zamankinden daha fazla savaşacağız ve mücadele edeceğiz. Özgürlüğümüzün Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğüne bağlı olduğunu çok iyi biliyoruz. Önderliğin fiziki özgürlüğü için Kürt dostlarının geçtiğimiz sene başlattığı hamle çok önemli sonuçlar doğurdu. Mücadelemiz ve direnişimiz de evrenselleşti. Sadece Kurdistan ve Ortadoğu düzeyinde değil, tüm dünya düzeyinde Kürt halkı özgürlük mücadelesine öncülük ediyor. Bu da Rêber Apo’nun emekleri sonucudur.

Önderliğin Savunmaları birçok dile çevrildi, kadınların öncülük ettiği Rojava Devrimi’nin yarattığı değerler herkesin dikkatini çekti. Dünyanın birçok ülkesinde Rojava Devrimi ile birlikte Rêber Apo gerçekliği çok daha iyi görüldü ve anlaşıldı. Bugün dünyanın her yerinde kadınlar hep birlikte Jin Jiyan Azadî sloganını haykırıyor. Son yıllarda büyük bir heyecanla, coşkuyla mücadele ve direniş seviyesi en üst düzeye ulaştı. Dolayısıyla komplo hiçbir şekilde amacına ulaşamayacaktır. İmralı'da çizilen sınırlar yıkıldı. Rêber Apo, "Beni fiziksel olarak esir alabilirsiniz ama aklımı ve ruhumu esir alamazsınız” dedi. Dünyada mücadelemiz ve direnişimiz en üst düzeye ulaşmış olsa da Rêber Apo’yu fiziki olarak özgürleştiremedik. Bunun için mücadelemizi, direnişimizi daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Rêber Apo sergilediği bilinçli ve güçlü mücadelesiyle komplocuları nasıl mağlup ettiyse, biz de aynısını yapabiliriz. Tüm kadınlar, gençler, demokratlar, aydınlar, işçiler, özgürlükten yana olan herkese çağrımızdır; gücümüzü birleştirelim ve kapitalist modernite sistemini değiştirmek için büyük bir mücadele ve direniş sergileyelim. Bu şekilde komployu tamamen yenilgiye uğratabiliriz.

KADINLAR BİLİNÇLENDİKÇE İKTİDARLARIN HEDEFİ HALİNE GELİYOR

Son yıllarda kadınlara yönelik saldırıların bu kadar artması Önderliğe uygulanan uluslararası komplo, tecrit ve işkenceyle bağlantılıdır. Şunu kabul edelim, özellikle demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmaya öncülük eden kadınlar, iktidarların hedefi oluyor. Kurdistan'da, gerilla alanlarında en çok kadın öncü ve komutan kadınlar hedef alınıyor. Sadece Kürtler değil, farklı uluslardan olanlar da hedef alınarak şehit edildi. Basın alanında, toplumsal, ideolojik ve eğitim alanında çalışma yürüten arkadaşlar hedef alınıyor. Son yıllarda kadınlara yönelik çok büyük saldırılar yapılıyor. Bu saldırılar en fazla da Türk devleti tarafından yapılıyor.

Mücadelemizi yenilgiye uğratmak için her türlü yöntemi kullanıyor. Kadınlara köle bir yaşam dayatıyorlar. Yaptıkları dizilerle, filmlerle modern bir köle toplumu inşa ediyorlar. Bütün devletler aynı zihniyetle kadınlara ve çocuklara yaklaşıyorlar. Mesela İran'da 9 yaşında kız çocukları evlendirilebiliyor, Irak'ta da bu yasayı çıkardılar. Bütün iktidarlar kadının gücünden, iradesinden, bilgisinden korkar. Bu nedenle kadınların gelişmemesi, özgürleşmemesi ve güçlenmemesi için her şeyi yaparlar. Kadınların gelişimi ve yükselişi onlarda büyük bir korku yaratıyor. Türk devleti topluma fuhuş, uyuşturucu ve ajanlığı dayatıyor.

Toplumu yok etmek için bu savaş yöntemlerini kullanıyor. Kadınlar bilinçleniyor, gelişiyor, mevcut sisteme karşı çıkıyor ve bunun sonucunda çeşitli saldırılarla karşı karşıya kalıyor. Aslında hiçbir yerin kadınlar için güvenli olmadığını bilmemiz gerekiyor. Mevcut sistemde yaşamak mümkün değil. Bu kadar şiddet, işkence ve cinayetin olduğu yerde zaten yaşam olmaz. Devletin bu özel savaş politikalarını komplodan bağımsız ele alamayız. Önderlik şahsında biz kadınlara karşı yürütülen bu komployu yenmek için örgütümüzü her alanda güçlendirmeli, mücadelemizi ve direnişimizi büyütmeliyiz. Kuşkusuz kadınlar kendimizi tanımalı, bilinçlenmeli ve kendimizle birlikte toplumu da değiştirip dönüştürmeliyiz. Erkeği yeniden yaratmalıyız.

İNSANLIK TARİHİNE DEĞERLİ BİR MİRAS BIRAKTILAR

Ekim ayı birçok öncü yoldaşımız şehit düştüğü aydır. Birçok kadın yoldaşımız Uluslararası Komplo’ya, ihanete, teslimiyete karşı direndiler ve canlarını feda ettiler. Bu yoldaşlarımız özgür bir yaşam, ahlaki ve politik bir toplum için komploculara ve hainlere karşı amansız bir savaş yürüttüler. Özgürlüğe sonuna kadar inandılar. Bu yoldaşlarımız mücadeleleri ve eylemleriyle komplocu güçleri yenilgiye uğrattılar. Gurbetellî Ersöz, heval Meryem, Canda Tirk, Zinarîn ve daha birçok yoldaşımız, Rêber Apo düşüncesiyle kendilerini bütünleştirmiş ve özgürlük mücadelesini en zor şartlarda sonuna kadar sürdürmüşlerdir. Kişilikleriyle, duruşlarıyla, yaşamlarıyla Rêber Apo’nun inşa etmek istediği özgür yaşamı temsil ettiler. Kadın özgürlük hareketi tarihine olduğu kadar insanlık tarihine de değerli bir miras bıraktılar.

Bugün toplumun her kesiminden binlerce kadın yoldaşımız, yoldaşlık ruhuyla, düşüncesiyle, mücadele ediyor, direniyor. Fedai bir ruhla düşmana karşı savaşıyorlar. 10 Ekim 2015 yılında Ankara Garı’nda özgürlük, demokrasi, eşitlik ve barış isteyenlere karşı insanlık dışı bir saldırı yapıldı. Ayrıca 9 Ekim 2019 yılında Girêspi ve Serêkaniye'ye yönelik Türk devleti tarafından işgal saldırıları düzenlendi. Hevrîn Xelev, yadê Eqîde, heval Amara, Zîn, Zeynep gibi arkadaşların öncülüğünde fedai bir mücadele ve direniş sergilendi. Bu vesileyle Ekim ayı şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyorum, mücadele ve direnişleri önünde eğiliyorum. Onların davası ve hedefleri her zaman yolumuzu aydınlatacaktır.

JİNEOLOJİ ÇARPITILAN KADIN TARİHİNE İLİŞKİN GERÇEKLERİ ORTAYA ÇIKARIR

Erkek egemen sisteme, kapitalist modernite sistemine karşı kadın ordulaşması farz olmuştu. Dünyada ilk kez bir kadın ordusu kuruldu. Kuşkusuz sadece Kürt halkı değil, dünyadaki pek çok toplumsal harekette kadınlar yer almış, savaşmış, öncülük etmiş ama kadın olarak örgütlenme ve kendi ordusunu kurma konusunda eksik kalmışlardır. Beritan yoldaş kadın ordulaşmasında önemli rol oynadı. Ordumuz direnişle, mücadeleyle her geçen gün büyüdü, genişledi. YJA Star’dan tutun, Rojhilat’taki HPJ, Şengal’de YJŞ'den tutun, Rojava’daki YPJ'ye kadar. Kadınlar öyle bir noktaya geldi ki, eğer bağımsız bir örgütlenme olmasaydı hiçbir zaman erkek egemenliğinden kurtulamazdı. Kendini kölelikten kurtaramazdı. Kadın ordulaşması her şeyden önce kadının bilinçlenmesini sağlıyor.

Kadın hayatın her alanında fikir sahibi olmalı, kendini yönetmeli, kendine güvenmeli, kendi gücüne inanmalı kendisi ve yaşamıyla ilgili kararları kendi vermelidir. Aslında kadının renginin ve sesinin olmadığı yerde yaşam yoktur. Kadın eş başkanlık sistemi ile çözüm gücü olmalı, kendisini ve toplumu bilinçlendirmeli. Aslında tüm yaşamı ve toplumu ilgilendiriyor. Yani yaşamın ve toplumun kendisi kadındır, insanlar bu gerçeği göz ardı edemez. Önderliğe Jineoloji biliminin gelişimi tüm yaşam ve toplum içindir. Jineoloji kadın ve toplum tarihinin doğru yorumlanmasına dayanır ve çarpıtılan kadın tarihine ilişkin gerçekleri ortaya çıkarır. Bundan dolayı Jineoloji bilimi kadınlar için çok önemlidir.

BİZİ HER GÜN ÖLDÜREN SİSTEME KARŞI SAVAŞMALIYIZ

Bugün birçok yerde kadınlar özgürlük hareketlerine katılarak mücadele ediyor. Kadın özgün örgütlenmesini sağlayamazsa, bilinçlenmezse erkeğin gölgesinden kurtulamaz. Kadın erkeğin gölgesinde kaldığı sürece de kendisi olamaz. Tüm hegemonik güçlerin, devletlerin, iktidarların, kadının ve toplumun köleliği üzerine inşa edildiğini ve örgütlendiğini çok iyi biliyoruz. Asla onların kurdukları kurumlara aldanmıyoruz. Avrupa'nın İnsan Hakları Mahkemesi, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, NATO, Birleşik Krallık ve diğer kurumlar gibi. Bütün bunları kendi çıkarları için kurdular. 5.000 yıllık iktidar sistemi tüm bunları, yaşadığı kaos ve krizlerden kurtulmak, ömrünü uzatmak için yapıyor. Ama artık bu kurumların gerçek yüzleri ortaya çıkmıştır.

Kadın ve toplum olarak öz gücümüze inanmalı ve bizi her gün öldüren, yok eden bu sisteme karşı mücadele etmeliyiz. Unutmayalım ki bu güçler ve kurumlar bizim kanımız üzerinden kendilerini yaşatıyorlar. Dünyada pek çok tarihi fırsat yaratılmıştır, kadın ve toplum olarak bu tarihi fırsatları iyi değerlendirmeliyiz. Özellikle demokratik güçler, feministler, ekolojistler, sendikalar, aydınlar, yazarlar ve tüm toplum gücümüzü birleştirerek bu sisteme karşı mücadele etmeliyiz. Dayanışmamızı güçlendirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla Uluslararası Komplonun tüm insanlığa karşı yapıldığın bir kez daha belirtmek istiyorum. Rêber Apo bugün tüm kadınlar ve insanlık için zorlu koşullarda büyük bir direniş sergiliyor. Bizler de komploya karşı büyük bir mücadele ve direniş sergilemeliyiz ki haklarımızı alalım, özgürlüğümüzü kazanalım. Bugün özgürlüğe her zamankinden daha fazla yakınız. Bu fırsatı değerlendirmeliyiz.”