“Türkiye, Şengal’in ikinci Kandil olmasına izin vermeyeceğiz diyor” diyen Kürt siyasetçi Dr. Faik Qulpi, Kandil’in sadece Kuzey Kürdistan halkının değil, Güney Kürdistan halkının hakkını da savunduğunu söyledi.

Kürt siyasetçi Dr. Faik Gulpi, Türk devletinin Kandil’e yönelik askeri operasyon yapma planı ve Kürt ulusal birlikteliğine ilişkin ANF’nin sorularını yanıtladı.

Türk devletinin bölgede yürüttüğü politikaların son halkası olarak Kandil’e operasyon yapma planı var. Bunu nasıl yorumlamak lazım?

Türk devleti faşist ve şoven bir devlettir. AKP Türkiye’de sadece milliyetçilik ideolojisi üzerinden olmasını istiyor, o da İslam şovenizmidir.  Türkiye’de Kürt halkı ve demokratik çevreler Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için bir çaba içine girdiler. Türk devleti bu çabalara karşı savaş açtı. Bunu da günümüzün milliyetçiliği ve faşizmi ile değil yeni Osmanlıcılık zihniyetini canlandırarak yapmaktadır. Şimdi Erdoğan diyor ki, parlamenter sistem doğru değil bunu başkanlık sistemine çevirerek, merkezi bir sistem yaparak hükümdarlığını güçlendirmek istemektedir. Bunun için başkanlık sistemine diğer partilerin oy vermesi gerekiyor. HDP buna oy vermez, CHP sanmıyorum versin bura da kaldı MHP verebilir. AKP’nin MHP’yi buna kabul ettirebilmesi için MHP gibi siyaset yapması lazım. Ve böyle de yapmaktadır.

Bugün bölgede ve Kürdistan’da MHP gibi siyaset yaparak Erdoğan kendini yeni Osmanlı sultanı olarak ilan etmeye çalışıyor. Türkiye’nin yürüttüğü siyaset bu yüzyılda gerçekleşebileceği imkânsız ve bir hayalden ibarettir. Türk devleti AKP Kürtlere karşı yaptıkları soykırımdır. HDP Eş Başkanları ve belediye başkanlarını yakalayıp yerlerine AKP’lileri yerleştiriyor,  Rojava’ya saldırıyor ve Kandil’e saldıracağı bilgileri geliyor. Eğer bu seferde Kandil’e saldıracak olursa diğer saldırılar aldığı yenilgiden daha fazlasını alacaktır. Bu saldırı kırılacaktır. Neden bu saldırı kırılacaktır, çünkü PKK ve KCK askeri ve siyasi anlamda eskisinden daha çok güçlüdür. Şimdi Kürtler sadece askeri anlamda başarılar da elde etmiş değil siyasal ve diplomatik anlamda da başarı elde etmiştir. Türkiye’nin savaş istemesi ve diktatörlük emelleriyle başını çamura saplamıştır. Türkler bu politikalardan vazgeçmeli ve Kürtler ile müzakereye geçip Türkiye’ye demokratikleştirmesi gerekmektedir.

Türkiye’nin siyasetine karşı uluslararası güçler yeterince tepki gösterdi mi sizce?

Hayır, ama eskisi gibi değil tabi ki. Eskiden Türkler Kürtlere saldırdığında Avrupa ülkeleri ses çıkarmazken şimdi böyle olmadığını görüyoruz. En azından bazı Avrupa ülkeleri bunu anlamış durumda. Böyle giderse Türkiye Avrupa Birliği’ne kabul edilemez. Erdoğan-AKP siyaset başarıya ulaşmayacak başarı, Kürt halkının olacak.

Türk devletinin asker sevkiyatı sadece PKK’ye karşı mı yapılıyor, yoksa Güney Kürdistan’daki elde ettiği kazanımlarına yönelik mi yapılıyor sizce?

Türkiye’de faşist bir iktidar var. Türkiye’nin gücü bütün Kürtler ile savaşmaya yetmez, onun için Kürtleri parçalayarak savaşmaya çalışıyor. Bildiğiniz gibi KDP Güney Kürdistan yönetimine el koymuş bir iktidar ve parti ile iyi ilişkiler içinde. KDP’yi ve hükümeti PKK’ye karşı getirmeye çalışıyor. PKK’yi karşı başarı elde ederse, bu sefer yönünü Güney Kürdistan ve KDP’ye çevirecektir. Türkiye Kürtlerin özgürlüklerine kazanımlarına karşıdır. Türkiye düşmanlarını önceliklerine göre sıralamıştır. PKK’yi birinci düşmanı görüyor, ikinci ve üçüncü düşmanı olarak KDP ve Güney Kürdistan hükümetini sıraya koymuş durumda. KDP ve Güney Kürdistan hükümeti Türkiye’nin siyasetin iyi anlaması lazım. Türkiye’nin dostluğu ikiyüzlü dostluktur stratejik dostluk değildir. Eğer PKK kırılırsa sıra onlara gelecektir.

Türkiye, Şengal’in ikinci Kandil olmasına izin vermeyeceğiz diyor. Kandil sadece Kuzey Kürdistan halkının hakkını değil, Güney Kürdistan Kürt halkının hakkını da savunmaktadır. Birincisi eğer Kandil’de PKK olmasaydı El-Kaide ve DAİŞ oraya yerleşecektir. İkincisi, ne zaman Güney Kürdistan bölgesi tehlikeye girmiş ise PKK Kürt halkını savunmuştur. 2014’te DAİŞ’in saldırısına karşı ilk ciddi savaşan güç HDP’dir. Maxmur ve Şengal’i ilk savunan HPG’dir. Son Kerkük’e DAİŞ saldırdığında da etkili güç yine HPG oldu. Eğer Şengal’de de bir Kandil daha gelişirse bu da Kürt halkının savunması ve hakları için olacaktır. Bunun için Türkiye PKK’ye Kandil’e ve Şengal üzerinden saldırmaktadır. Türk devleti bunların olmaması için Kuzeyde, Rojava’da ve Güney’de Kürtlerin kazanımlarını kontrol altına almak istiyor.

Türklerin bu saldırılarını karşılık Kürtleri ne yapmalıdır?

Bu konuda KDP’nin büyük yanlışlığı var. Saddam Hüseyin rejimini yıkıldıktan sonra federalizm ile Irak’ı yeninden birlikte kurduk ve Irak hükümetinde yer aldık. Irak cumhurbaşkanı, parlamento başkanı Kürtlerdi. Şimdi fedaralizm sisteminde Kürtler hakları tanına bir sistemde KDP gitmiş Kürtlerin düşmanı olan Türkiye ile işbirliğine girmiş bulunmaktadır. KDP büyük bir günah işlemiştir. KDP Kürtlerin geleceği için bu politikalarından derhal vazgeçmeli yoksa Türk devletinin Osmanlı projelerinde Kürdistan işgal edilecektir.

Osmanlı dönemi neyi ifade ediyor, Kürtlerin köleliğini ifade ediyor. Osmanlı döneminde Kürtler üçüncü sınıf muamele görüyordu. Osmanlılar Kürtlerden vergilerini alıyor ve savaşlara götürüyorlardı. Şimdi yeni Osmanlı dönemini demek Kürtlerin köle olması demektir. Bunun için Kürt halkı bu siyaseti iyi anlamalıdır. KDP ve Güney Kürdistan hükümeti dışında bütün partiler bu siyasete karşı kendini örgütlemeli, Irak’ı ve dört parça Kürdistan’ı savunarak Türk devletinin politikalarını boşa çıkarmalıdır. Ancak böyle Ortadoğu’yu demokratikleştirebiliriz. Eğer Ortadoğu demokratikleşmese, ne Kürt halkı tehlike altından çıkar, ne de Ortadoğu’daki bu savaş ve akan kan durmak bilmeyecektir. Onun için Kürt halkı iktidar devlet, milliyetçilik dışında çalışmalarını ve örgütlenmelerini demokratik çerçevede yapmalıdır.

Güney Kürdistanlı partilerinin ulusal birlik projeleri var mıdır sizce?

Ne KDP’nin ne de diğer partilerin ulusal birlik projeleri yoktur. Diğer partiler taktikseldir stratejik değildir. İdeolojik değiller. Bazı devletler ile diplomatik ilişkileri kendi çıkarınadır, bunu da ulusal çıkarlar üzerinden yapmaktır. Kendi toplumunu örgütleyebilseydi Kürdistan’ı işgalcilere karşı kurtarırdı. İşgalciler kolay kolay gelip Kürdistanı işgal edemezdi. Ortadoğu sorunu tek şey çözer halkın kendisini yönetmesidir. Devletler ve iktidarlar sorunları çözemez.