Hecin’den Hol’e 42 bin mülteci aktı

40 bin kapasiteli Hol Kampı'nın nüfusu, 51 bini buldu. Cizire’nin Fırtınası Hamlesiyle kampa Hecin’den 42 bin civarında mülteci ve 3500 civarında çete ailesinin geldiğini belirten yetkililer, uluslararası kurumları yardıma çağırdı.

Suriye’nin çeşitli yerleri ve Irak’ta savaştan kaçan insanların barındığı Hol Kampı, tarihinde ilk defa 51 bin civarında mülteciyi barındırıyor. Suriye’nin Irak sınırına yakın olan Hol Kampı'na bu mültecileri barındırabilmek için yeni bölümler eklense de yaşamsal ihtiyaçların karşılanması ve yer anlamında ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Sıkıntılara rağmen kampa gelen mülteci sayısı da giderek artıyor.

Cizire’nin Fırtınası Hamlesi’nin Hecin aşamasının sonlarına doğru Bahoz köyünün de büyük oranda çetelerden özgürleştirilmesiyle birlikte DAİŞ çetelerinin eşleri ve çocukları da bu kampa nakledildi; kendilerine ayrılan ayrı bir bölmede kalıyorlar. 

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Haseke Kantonu Kamplar Yönetimi Eşbaşkanı Macide Emin, sürekli gelişler nedeniyle tam sayının henüz tespit edilemediğini fakat şimdiye kadar hemen hemen dünyanın 49 ülkesinden DAİŞ sistemi içinde yer almış 2100 aşkın kadın ve çocuğun da kampta diğer mülteciler gibi barındırıldığını belirtti.

Uluslararası kimi yardım kuruluşlarının ve Heyva Sor’un yardımlarına rağmen kampta barınak, yiyecek, içecek ve sağlık hizmetinde ciddi sıkıntılar yaşandığını ifade eden Emin, demokratik özerk yönetim olarak mültecilerin insani yaşam koşullarını düzeltebilmek istediklerini ama güçlerinin yetmediğini söyleyerek, destekleri artırmaya çağırdı.  

SAYI 51 BİNİ BULDU

Emin, kampın kapasitesine değinerek, şöyle dedi:

“Başlangıçta Musul savaşı başladığında Iraklı mülteciler geldiler. Kamptaki sayı 30 binin üzerine çıkmıştı. Ama Irak’ta durumlar düzelince çoğunluğu tekrar yerine geçti. Fakat 7 bine yakın Iraklı mülteci ve 2500 Suriyeli mülteci kampta kaldı. Hecin Hamlesi başladıktan sonra ise yaklaşık 42 bin insan daha bu kampa geldi. Şu anda kamptaki sayı 51 bini geçmiş durumda. 

Kampta 5 bölüm var ve yaklaşık 8 kilometre alan üzerinde kurulu. Yani kapasitesi en fazla 40. Bin insanı kaldırıyor. İdare olarak 6. bölümü de açtık. Bu bölüm 3 kilometre genişliğinde. Bu bölüme de 10-12 bin civarında mülteci girdi.”

DAİŞ AİLELERİ AYRI BİR BÖLMEDE KALIYOR

Reqa Hamlesi’nin sonları ve Dêrazor Hamlesi başladıktan bu yana DAİŞ çetelerinin eşlerinin ve çocuklarının da bu kampa getirildiğini kaydeden Emin, şu bilgileri verdi:

“Roj Kampı’nda yer kalmayınca Hol Kampı’nda DAİŞ çetelerinin aileleri için de yer açtık. Başlangıçta sayıları oldukça azdı fakat Hecin Hamlesi başladıktan sonra sayıları epey arttı.

DAİŞ ailelerinin kamptaki yerleri ayrı. Onları mültecilerle aynı yere yerleştirmiyoruz. Çünkü onlar ve normal mülteciler anlaşamıyor. Bundan dolayı diğer mülteciler üzerine baskı oluşturmasınlar diye yerlerini ayırdık.

Gerçekten de kampa gelen DAİŞ ailelerine de insani yardım, ihtiyaçlar, sağlık ve her konuda diğer mültecilere gösterdiğimiz gibi insani bir yaklaşım gösteriyoruz."

REJİM BİLİNÇLİ SIKINTI YARATIYOR

Mültecileri insani yaşam koşullarında barındırabilme noktasında ciddi sıkıntılar yaşadıklarını belirten Emin, devamla şöyle konuştu:

"Gerçekten çok zorlanıyoruz. Mültecilerin sayısı gücümüzün çok üzerinde. Çadır, yatak günlük olarak ekmek, su ve ihtiyaçlar gerekiyor. 

Demokratik Özerk Yönetime kamplar konusunda yardım sağlayan temel yardım kuruluşlarından biri de UNCR’dir. Çadır ve halka yatmak için sünger ve yatak veriyor. Bloment yardım örgütü de günlük ihtiyaçlar konusunda yardım yapıyor. Fakat ruhsatlarını rejimden aldıkları için bazı zorlanmalar yaşanıyor. Rejim bazen izinleri bilinçli olarak geç veriyor. 12. ayda hamle başladığında yardım kuruluşlarıyla Rejim arasında bir sorun yaşandı. O süreçte çok fazla zorlandık. Halk büyük çadırlarda, yardım kuruluşlarının yerlerinde ve kamptaki okullarda kaldı. Daha sonra sorun çözüldü biraz yardım gelmeye başladı.”

YARDIMLAR YETERLİ GELMİYOR

Emin, Kürt ve uluslararası bazı yardım kuruluşlarının kampta çalışıyor olmasına rağmen halen yardımların çok yetersiz olduğunu ifade ederek, “Halen ciddi anlamda zorlanıyoruz, yardımlar az. Yardım kuruluşları küçük çadırlar veremiyor. O nedenle büyük çadırlarda toplu kalıyorlar. Çadırlar yine eksik. Sağlık konusunda çalışma yürüten temel kurum Heyva Sor'dur. Bu kurumun da yükü gerçekten çok ağır oldu. Diğer yardım kuruluşları pek fazla yardım etmiyorlar. Kamp sakinleri genelde kadınlardan, çocuklardan ve yaşlılardan oluşuyor ve birçok hastalıkları var. Biz bu açıdan çok fazla zorluk yaşıyoruz. 51 bin üzerinde insanın kaldığı bir kampa sağlık hizmetlerini vermek sadece Heyva Sor'un üzerine kalmış” şeklinde konuştu.

GÜNLÜK 20 TON ÇÖP TEMİZLENİYOR AMA…

Hol Kampı'nda günlük olarak 5 traktörle yaklaşık 20 ton civarında çöp çıkarılmasına rağmen kampta dolaşıldığında yine her yerde atılmış çöplere rastlanıyor ve bu çöpler kameramıza da yansıyor. Bu konuyu Macide Emin’e sorduğumuzda, şu yanıtı aldık:

“Günlük olarak 5 traktör kamptaki çöpleri çıkarıyor. Yine de traktör sayısı kampı temizlemeye yetmiyor. Çünkü kamp sakinleri de temizlik anlayışı noktasında zayıf. Temizliğe dikkat etmiyorlar. Bu konuda da zorluk çekiyoruz. 

Biz yardım kuruluşlarından bu konuda yardım istedik. Bir grup çıkarmalarını ve buradaki mültecilere temizlik anlayışı konusunda diyalog içerisinde olarak yardımcı olmalarını istedik."

KOMÜNLER VE YEMEKHANE

Hol Kampı’na uzun mesafedeki su kaynaklarından sürekli olarak tankerlerle su taşınıyor.  Kampta son dönemlerde Hecin’den sivillerin akışı üzerine bir yemekhane kurulmuş. Bu yemekhanede aileler yeni gelen ve henüz tam yerleşmemiş mülteciler için yemek yapıyorlar.

Bu yemekhanenin, sayısı 51 bini geçen kampın tümüne yemek yetiştirebilmesi imkansız. Bu nedenle diğer mülteciler her 24-25 ailenin bir komün olarak örgütlendirildiği kampta her komündeki 2 mutfakta gelen yardımlarla yemeklerini pişiriyorlar. Komünlerdeki mutfaklar da yine koşullardan dolayı oldukça yetersiz.

‘SU VE MUTFAK YETMİYOR’

Emin, mutfak ve su konusunda yaşanan sıkıntıları ise şöyle aktardı: 

"Kampa günlük olarak 600 metreküp su geliyor. İçme suyu ve ihtiyaçlar için kullanılan su ayrı geliyor. Günlük olarak her kişi için ancak 15 litre su düşüyor. 600 metreküp su yeterli gelmiyor. Şimdi yaza doğru gidiyoruz. Yardım kuruluşlarının bu konuda yardımcı olması gerekir. 

Yine komünler oluşturduk. Her komünde mültecilerin yemeklerini yapabilmeleri için ikişer mutfak var. Fakat yeterli olmadığı için bazı aileler çadırlarındaki sobanın üzerinde yemeklerini yapıyorlar. Bu nedenle bu kış bazı çadırlarda yangın çıktı. Kampta sayı yoğun olduğundan yer dar ve çadırlar birbirine yakın. Bu nedenle bir çadırda çıkan yangın diğer çadırlara da yayılabiliyor.”

Macide Emin, değerlendirmesinin sonunda bir kez daha başta yardım kuruluşları olmak üzere uluslararası kuruluşlara çağrıda bulunarak, “Buradaki insanlar çok zor koşullardan kaçarak mülteci olmuşlar. Biz demokratik özerk yönetim olarak koşullarını daha düzgün yapmak istiyoruz ama gücümüz yetmiyor. Yardım kuruluşları daha fazla destek sunmalı” diye konuştu.