GÖRÜNTÜLÜ

‘İnsanlık suçunu hep birlikte boşa çıkaracağız’

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş başkanı Leyla Güven, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan yasa dışı tecridin hiçbir hukuksal boyutunun olmadığını belirterek tepki gösterdi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a karşı AKP/Saray tarafından müzakere süreci sonlandırılarak hayata geçirilen tecrit, ağırlaştırılmış koşullarda devam ediyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin hiçbir yasal dayanağı olmamasına rağmen AKP/Saray, Öcalan şahsında başlattığı kirli politikalarla beraber Kürt halkını da uygulanan tecridin bir parçası olarak görme ısrarını mevcut yürüttüğü savaş süreci ile sürdürüyor.

27 Temmuz 2011 yılından bu yana avukatları, Ekim 2014 yılından bu yana ailesi ve son olarak 5 Nisan 2015'ten beridir de İmralı Heyeti ile bağlantısı koparılan Öcalan'dan bir yılı aşkın süredir hiçbir şekilde haber alınamıyor. Milyonlarca insan Öcalan’ın hayatından endişe duyarken hiçbir yasal dayanağı olmayan bu uygulamanın da gerekçeleri hava şartları, gemi bozuk gibi asılsız bahaneler oluyor. AKP/Saray’ın Öcalan’a uyguladığı tecride tepki gösteren Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş başkanı Leyla Güven, konuya ilişkin ANF’ye konuştu.

Güven, 17 yıldır Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çok büyük bir tecrit ile karşı karşıya olduğunun vurgusunu yaparak 1999 yılında uluslararası bir komplo ile getirdiği zaman normal bir cezaevi yerine İmralı Adasında hücre denilebilecek bir cezaevine koyduğunu belirtti. Güven, 17 yıldan bu yana hem avukatları hem de ailesi ile sadece Türk devleti ve mevcut iktidarlar isterse görüşme yapabildiğini söyledi.

‘EGEMENLER ÖCALAN’IN FELSEFESİNİ TEHDİT OLARAK GÖRÜYOR’

Türkiye Cumhuriyeti neden böylesi bir tecrit politikası uyguladığının ve kamuoyunun da uygulanan tecride neden bu kadar sessiz kaldığının açıklamasını yapan Güven, “Dünyada ulus devlet olarak kendisini tanımlayan ve kendilerini bu şekilde sistemleştiren bütün yapılanmaların bir kriz ile karşı karşıya olduğunu biliyoruz. İşte Sayın Öcalan’ın felsefesi ulus devleti aşan, demokratik ulus ve demokratik ulusunda üst çatışı olarak demokratik konfederalizm tezini egemenler kendileri için tehdit olarak gördüler. Halkların nefes alabileceği, herkesin kendi görüşünü özgürce ifade edebilen bir sistemdir. Ortadoğu’da yüzyıl önce çizilen sınırlar bugün yeniden çizilmeye çalışılıyorken Sayın Öcalan’ın çok önceden öngördüğü bu sistem olmuş olsaydı bu tür ulus devletler hiç gerek kalmayacaktı.

Bugün Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecridin boyutlarını doğru değerlendirmek gerekiyor. Biz Demokratik Toplum Kongresi olarak bu tecridi çok planlı programlı ve Sayın Öcalan’ın sesini özelde Ortadoğu ve dünya’ya duyurulmamasını amaçlayan bir tecrit olduğunu düşünüyoruz. Çünkü, barış felsefesi gerçekten egemenleri korkutan bir felsefedir. Savaş isteyen ve savaş aygıtı yaratanlar barış ortamında o savaş aygıtlarını kime satacaklarını düşünürler. Halkları birbirine düşünerek bu savaş aygıtlarının pazarlığını yapan bir dünya oluşturmaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.

‘SAVAŞLARIN TAMAMI BARIŞ İLE SONLANMAK ZORUNDADIR’

CPT’nin geçmiş günlerde İmralı Adasına gitmesini ve daha bir açıklama yapmamasına dikkat çeken Güven, CPT’nin bu konuda daha ciddi yaklaşması gerektiğini söyledi. Güven, sadece Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılmasının yetmeyeceğini ve bir an önce Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşmasını gerektiğinin vurgusunu yaptı. “Hiçbir savaş daimi değildir” diyen Güven, “Savaşların tamamı barış ile sonlanmak zorundadır. Türkiye’de mevcut süreçte sadece Kürtlerin değil Türkiye’de yaşayan her kesimden olan insanların bu duruma ses çıkarması gerekiyor” dedi.

‘AKP/SARAY KÜRDİSTAN KENTLERİNDE SAVAŞ BAŞLATTI’

Güven, Türkiye Cumhuriyet’inin geçmişten bu yana Kürt sorununa dönük her zaman güvenlikçi politikalarla yaklaştığını ve Kürt hareketini diz çöktürmenin çabasıyla yola çıktığını söyledi. Son süreçte  AKP iktidarı ile birlikte bir çözüm umudunun doğduğunu dile getiren Güven, “Sayın Öcalan 17 yıldır İmralı Adasından bir muhatap aramıştır. Gelin bu sorunu demokratik çözüme kavuşturmanın çağrılarını yapmıştır. Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da bu çözüm için adım atacağım demiş ve 7 Haziran seçimlerinden sonra aslında niyetinin farklı olduğunu bütün dünya gördü. AKP iktidarı Kürdistan’da savaşı başlattı. Kürdistan’ın 22 kentinde sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Haksız ve hukuksuz bir şekilde insanlar evlerinden çıkamadılar. Cizre’de hepimizin gördüğü vahşet bodrumunda insanları diri diri yaktılar” ifadelerini kullandı.

‘AKP/SARAY ULUSLARARASI MAHKEMELERDE YARGILANACAKTIR’

Bu kadar susturulan bir toplumda tek konuşanın Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu belirten Güven, AKP iktidarının çöküşe gittiğinin altını çizdi. AKP/Saray bundan sonra istedikleri gibi sistemleşemeyeceklerini söyleyen Güven, “AKP/Saray yaşattığı bu vahşetlerden dolayı uluslararası mahkemelerde yargılanacak ve bu durumdan kaçamazlar” vurgusunu yaptı. 

...