Kardeşlikten yoldaşlığa bir serüven

İnsanlık binlerce gerilla hikayesine tanıklık etti. Her biri, birbirinden anlamlı kahramanlık ve direnişleri işaret ediyordu.

Ancak bazıları, derin izlerin de vesilesi oluyordu. Yaşam koşulları, baskılar kişileri farklı mücadele etmeye itmiş olabilir. Fakat ortaya çıkan sonuçlar, çoğu zaman insanlık dersi verecek nitelikte. Onlar da özgürlük mücadelesine katılmış genç iki kardeştiler. Çekdar Halo (Ramed Zûdî) 1990; Sipan Xerîp (Süleyman Zûdî) ise 1987 Serdeşt doğumlu. 2011’de İran devletinin gerilla alanları ve Kürt halkına dönük operasyonları, iki kardeşi mücadele yoluna getirdi.

BİRLİKTE İYİLEŞTİLER

Aynı evde büyüdüler, aynı sokaklardan geçtiler, aynı okulda okudular. Şimdi de aynı mücadelenin iki gerillası oldular. Gerillada bulundukları tüm alanlarda beraberlerdi. Mücadele, direniş, dava bağlılığıydı onlarınki. Halkları özgürleşmeden kendilerinin de özgür olamayacağının bilinciyle. Gözleri önünde işkenceye uğrayan, katledilen, idam edilen insanlarının intikamını ancak böyle alabilirler ve anlamlı yaşamın sahibi olabilirlerdi. Bu amaçlarla 2011 yılının Mart ayının 28’inde özgürlük dağlarına yönlerini verirler. O dönemler İran tarafından Kandil'e yönelik büyük bir saldırı başlatılmıştı. 

İki kardeş gördükleri yeni eğitimden bir süre sonra Kandil alanında iki ayrı tepeye giderler. Bir süre sonra bir tepe İran askerlerince kuşatılıyor. Kardeşlerden birisi yaralanıyor. Diğeri de bunu duyunca diğer tepeye gidiyor. Orada beraber savaşıyorlar. Bu sırada artık ikisi de yaralanmış oluyor.

Kanları karışıyor birbirine. İkisi de tedavi edilmek üzere hastaneye gönderiliyor. Birlikte tedavi olup birlikte iyileşiyorlar. Fakat tedavileri devam ederken, doktorları dinlemeyip hastaneden firar ediyor ve tekrar savaş sahasına gidiyorlar.   

'BİRBİRLERİNİ BIRAKAMIYORLARDI'

Onları tanıyan, mücadelelerine şahitlik eden yoldaşları için destansı direnişlerini birkaç cümleye sığdırmak zor gelse de anlatmayı kabul ediyorlar. 

İkisi ile beraber Kandil'deki çatışmalarda yer almış Gerilla Sorxwîn, yoldaşlarının direnişlerini anlatırken, bir yandan da o günleri hatırladıkça duygulanıyor:

"O dönem İran’ın yoğun saldırıları vardı. Gerillaya ait Ş. Cesur ve birkaç tepeyi daha alıp Kandil’e girmek istiyorlardı. Bu aslında Türkiye ile anlaşmalı bir durumdu. Arkadaşların bu saldırılara karşı büyük bir direnişi vardı. O dönem Ş. Çekdar ve Ş. Sipan yoldaşların da bulunduğumuz tarafa geldiklerini duymuştuk. Yeni şervanlardan çıktıktan sonra ısrarla tepelere gelmek istemişler. Arkadaşlar da kabul etmek zorunda kalmış. Arkadaşlar ikisini aynı yere göndermek istemiyorlardı. Sadece birini cepheye gönderip, diğerini arka cephede bırakmak istemişler. Fakat iki kardeş birbirini bırakmamış ve ikisi de tepelere gelmiş. İki ayrı tepede yer alıyorlardı. 

Çok eski olmamalarına rağmen savaşta çok güçlü bir direniş sergiliyorlardı. Onların bu direnişinden çok etkilendim. Savaşçılıkları dilden dile dolaşıyordu.”

TEK İSTEKLERİ VARDI...

İki kardeşin sürekli savaş cephesinde beraber olması yoldaşlarını da zorlar. Fakat ikisinin tek isteği, ne olursa olsun beraber olmak ve savaşmak. Bir süre sonra gerillanın Zagros alanına gönderilir ve burada da güçlü bir beraberlik ruhu sergilerler. Yaşam tarzları, gerillacılıktaki duruşları, düzen disiplinleri, mücadeleye bağlılıkları birçok gerillayı da etkiler. Bir süre burada kaldıktan sonra tekrar gerillanın Rojhilat tarafına giderler. Artık mücadelelerine birlikte doğup büyüdükleri, çocukluklarını geçirdikleri ve gerillaya katılım kararı verdikleri Rojhilat’ta devam edeceklerdi. Rojhilat alanında da onları tanıyan ve mücadelelerinden etkilenen Zozan’dan dinliyoruz bu sefer:

"Onları anlatmak gerçekten kolay değil. Farklı bir ruhları vardı. İnsanı etkilememesi mümkün değildi. Sadece savaşta değil, yaşamda, yoldaşlıkta içtendiler. Onlara iki kişi bakmazdık. Tek kişiydiler. Öylesine bütünleşmişlerdi ki... Yoldaşlıkları genel gerillada büyük bir etki yaratmıştı. İran’da Kürtlere dönük geliştirilen saldırılara yönelik çok kin ve öfke doluydular. Orada şehit düşen yoldaşlarının intikamlarını bir an önce almak istiyorlardı. Biz onları ne kadar göndermek istemesek de öylesine ısrar ediyorlardı ki, yapacak bir şey bulamıyorduk. Zaten bir süre sonra aynı çatışmada ikisi beraber şehit düştü.”

Serdeşt'e bağlı Qylsiwer köyünde 22 Ağustos 2013 tarihinde İran ordusu ile girilen bir çatışmada HRK gerillaları iki kardeş Ş. Sipan ve Ş. Çekdar, yaşamını yitirmişti. 

TÜM GÜZEL DUYGULARIN BİRLEŞTİĞİ YER

Belli ki sevginin, yoldaşlığın, kardeşliğin birleştiği yerdi buralar. İkisinin de kardeşlikten, dostluktan öte gördükleri yoldaşlıkları, gerilla arkadaşlıkları tüm hepsini alıyordu içine. Ve birleştirip hiç bitmeyecek bir hikayeye dönüştürüyordu. Mücadelelerini omuzlayan yoldaşları, en büyük bağlılığın bu olduğunu söylüyor.