Kürt ulusal birliğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Doğu Kürdistanlı (Rojhilat) aydın-yazar Elî Kerîmî, Kürtlerin geçtiğimiz yüzyılda birliğinin olmamasından dolayı Sykes-Picot'u yaşadığını kaydetti. ANF'ye konuşan Kerîmî, "Tarihin derinliklerine baktığımızda ise bizim birliğimiz olmadığı için Sykes-Picot'u yaşadık" dedi.

Kürtlerin bugün geçtiğimiz yüzyıldan daha avantajlı olduğunu söyleyen Kerîmî, özellikle Rojava'nın Kürtleri dünyaya tanıttığını dile getirdi. Kerîmî, "Bugün ile 1950'li, 60'lı ve sonrasıyla mukayese edecek olursak bugün Kürtlerin çok daha iyi durumda olduğunu ve dünyanın karşısına daha güçlü bir şekilde sözlerini söyler durumda olduğunu görüyoruz. Ortadoğu için tasavvurlarını ortaya koyuyorlar. Geçmiş dönemlerde yine Kürtlerin önünde yine fırsatlar var ama farklı nedenlerden dolayı değerlendirilemedi. Ama bugün özellikle Rojava Kürtleri dünyaya tanıttı. Rojava dünyanın Kürtlere bakış açısını da değiştirdi" dedi.

'GÜNEY'DEKİ FIRSATLAR DEĞERLENDİRİLMEDİ'

Güney Kürdistan'ın Kürtleri dünyaya tanıtma konusunda büyük fırsatlar yakaladığını ancak değerlendirmediğini ifade eden Kerîmî, şunları söyledi: "Güney Kürdistan'da ise Saddam Hüseyin rejiminin yıkılmasından sonra Kürtlerin önüne çok büyük fırsatlar çıktı. Gelinen noktada ise bu fırsatların değerlendirilmesi noktasında ciddi adımlar atılmadı. Kürtleri dünyaya tanıtacak, elçilikler açacak, diplomasi yürütecek ve Kürtleri ABD'den Çin'e kadar dünyaya tanıtacak bir milli politika benimsenmedi. Mesela Güney Kürdistan Bölgesi 1991'den bu yana Rojava'nın son iki yılda yaptığı kadar dış politika yürütemedi. Peki neden? Çünkü orada bir partinin ya da şahsın ajandası uygulanmıyor. Orada bir halkın ajandası uygulanıyor."

'ULUSAL BİR STRATEJİMİZ OLMADIĞI İÇİN...'

Kerîmî, Kürtlerin 20'inci yüzyılın başında ulusal bir stratejilerinin olmamasından dolayı Sykes-Picot Anlaşmasıyla dört parçaya bölündüklerini hatırlatarak, "Bunları şunun için anlatıyorum: Eğer senin ortak bir ulusal stratejin olursa dikkate alınırsın. Yoksa dikkate alınmazsın. Bizim de artık ortak bir ulusal stratejimizin olması gerekiyor. Bugün Avrupa ülkelerine bakalım, çok küçük ülkeler ya da büyük ülkeler hiç fark etmeksizin halkları için bir strateji ortaya koydukları için, birlikleri olduğu için özgürler. Tarihin derinliklerine baktığımızda ise bizim birliğimiz olmadığı için Sykes-Picot'u yaşadık" ifadelerinde bulundu.

'BİRLİK OLURSAK DİKKATE ALINIRIZ'

Dünyanın Kürtlerin ne dediğine bakması ve dikkate almasının tek yolunun ulusal birlik olduğunu belirten Kerîmî, birlik olunması durumunda işgalcilerin de saldırmaya cesaret edemeyeceklerini kaydetti. Kerîmî, "Eğer bir ülkemizi satarsak, birbirimizi satarsak veya arkadan hançerlersen uluslararası güçler nasıl bize sadık kalsınlar. Bizim dikkate alınmamız ve bize verilen sözlerin tutulmasını itiyorsak önce kendi birliğimizi sağlamamız ve birbirimize ihanet etmememiz gerekir. Eğer biz birlik iradesini gösterebilirsek sözümüz dikkate alındığı gibi bize saldırmak isteyen işgalciler de cesaret bulamaz" dedi.

'NASIL YAŞAYACAĞIMIZA BİZ KARAR VERECEĞİZ'

"Bir ülkenin mutlu, huzurlu ve barış içinde yaşaması gökten inmez. Onu başta o toplumun aydınları olmak üzere orada yaşayan insanlar inşa eder" diyen Kerîmî, şöyle devam etti: "Yani Hollanda'nın, Danimarka'nın, Tanzanya'nın, Kürdistan'ın ya da Afganistan'ın kaderi baştan yazıldığı için bugün yaşadıkları düzeyde değiller. Bir ülkenin nasıl olacağına oraya yaşayan halk karar verir. Bu bizim için yani Kürdistan için de geçerlidir. Ne olacağımıza ve nasıl yaşayacağımıza biz karar vereceğiz."

‘GÜNEY’DE HER ŞEY PARTİ İÇİNDİR!’

Kürtlerin ulusal birliğini sağlamasının zamanı olduğunu söyleyen Doğu Kürdistanlı aydın-yazar Elî Kerîmî, "Devrim için partiler bir amaç değil bir araçtır. Amaca ulaşmak için araçtırlar. Ama bizde, özellikle de Güney Kürdistan'tan her şey parti içindir. Amaç parti olmuş durumda. Bunu aşmak için de şimdiye kadar Kürt ulusal birliğini sağlama girişimleri maalesef başarıya ulaşmadı. Ama Kürdistan'ın dört parçasının katılımıyla yapılacak bir ulusal kongre ile bunları aşabilir ve nasıl bir ülke istediğimizi o zaman tartışabiliriz" diye kaydetti.