KODAR 2. Kongresini gerçekleştirdi

KODAR, 2. Kongresini gerçekleştirdi ve bir sonuç bildirgesi yayımladı.

Doğu Kurdistan Demokratik ve Özgür Toplumu (KODAR), 2. Kongresini 22-24 Ekim günleri arasında Medya Savunma Alanları'nda gerçekleştirdi. 

Kongredeki genelgede şu ifadelere yer verildi:

"Orta Doğu’da var olan krizli durum, aynı zamanda bölgenin siyasi coğrafyasında yaşanan üçüncü dünya savaşı, kapsamlı olarak ele alınmış ve değerlendirilmiştir. Var olan krizli durumda, bölgesel ve küresel güçlerin varlığı belirleyici konumdadır. Orta Doğu’da yaşanan kriz, bölgenin siyasi coğrafyasında, üçüncü dünya savaşının yaşandığına dair, gözle görülen en belirgin örnek olarak karşımızda durmaktadır. Bölgesel ve küresel güçlerin varlığı, aynı zamanda var olan krizli durumun daha da derinleşmesine hizmet etmekte, bu durum aynı zamanda yeni olanakları ve siyasi açılımları da kendisiyle beraber getirmektedir. Çatışma halindeki güçlerin siyasi arayışları, bölgedeki yeni güç dengeleri, bu krizli durumun aşılması için oldukça fazla imkanları da kendisiyle beraber sunmaktadır. Orta Doğu’da Kurdistan’ın küresel güçlerin siyasi cephesinde ve bölgedeki krizin içinde yer almaması, aynı zamanda var olan güç dengeleri içerisinde tarihsel yenilgiyi yaşamaması ve Kurdistan’daki egemen ulus devletlerin siyasetlerinin bir uzantısı olmaması, bunun aksine Kürtlerin DEMOKRATİK ÜÇÜNCÜ ÇİZGİ temelinde siyaset yürüten uluslarından biri olması, çözüm konusunda başat bir güç olmasını beraberinde getirmiş, bu siyaseti ile de, Orta Doğu’da yaşanan krizden çıkışın yol göstericiliğini yapmaktadır. Siyasetin doğru analiz ve tespitlerinin geliştirilmesi ve tarihi direnişçiliğin özgürlük ve demokrasi istemi ve mücadelesiyle bağlantırılması, hem küresel kapitalist güçlerin siyasetlerinde birbirleriyle çelişki yaşamalarına, hem de bu kriz içerisinde birbirleriyle çatışma halinde olan güçlerin siyasi bir duruş sergilemelerine ihtiyaç duymalarını beraberinde getirmiştir. Bu anlamda Kürt halkının varlığı ve statüsünün göz önünde bulundurulmadığı ki Kürt halkı belirleyici siyasi bir denge olma durumundadır, krizden çıkış ve her hangi bir siyaset geliştirmek mümkün değildir.

'İRAN İSTİKRARSIZ DURUMDA VE KORKU İÇİNDE'

İran’ın kriz yaratan ülkelerden biri olma gerçekliğinden hareketle, bölgede var olan çatışmalı durumda etkili ve belirleyici bir role sahiptir. Egemen olma, siyasi açılımlar ve mutlakçı zihniyetinden kaynaklı, İran’ın kendisi de istikrarsız bir durum içerisindedir. Aynı zamanda savaşı sınırları dışında tutmakta da ısrarlıdır. Bundan dolayı varolan stratejisini daha da derinleştirmenin çabası içerisindedir. İran İslam Cumhuriyeti’nin en büyük korkusu, İran İslam Devleti sisteminin, bölgede yaşanan krizli durumun bataklığına daha da saplanması  ve krizin sınırları içerisinde yaşanmasıdır. Bu korkunun yaşattığı dehşetten kaynaklı yerinde olmayan kararlar almaya mecbur olmakta, bu da kendisini siyasi çözümden uzak tutmasına sebep olmakta ve İrani halkların demokratik istemlerini görmezden gelmesine neden olmaktadır.
İran Devleti eğer halkların demokratik istemlerini kendi varlığı için bir tehdit olarak görmezse ve bunun sonucunda da demokratik bir sürece doğru adım atarsa, var olan bu krizli durumdan kendisini kurtarabilir. Bu şekilde kendisini siyasi bir dağılmadan kurtarabilir ve krizli ortamdan çıkışın yolunu bulabilir. Acilen demokratikleşme evresine geçmek İran devletinin zihniyet ve paradigmasal dönüşümüne bağlıdır ki bu da aynı zamanda İrani toplumsal güçlerin ve dinamiklerinin istem ve haklarının doğru tanımlanmasıyla bağlantılıdır.  

'KÜRT HALKI ÇÖKÜŞE GÖTÜRÜR!'

Orta Doğu’da, günümüzde Kürt ve Kürdistan’ın, bölgede var olan tüm siyasi dengeleri, varlığı ve çağdaş siyasi ve toplumsal kimliğiyle altüst etmesi gerçekliğinden hareketle, bölgedeki ülkelerde, özellikle de İran içerisinde demokratik değişim ve dönüşümü yaratabilecek güç ve potansiyele sahiptir. Aynı zamanda eğer İran devlet siyaseti kendini bu değişimlere açık tutmazsa, şüphesiz Doğu Kürdistan’da, Kürt halkının çağdaş kimliği, muazzam mücadele potansiyeli, İran’ı derin bir toplumsal çöküşe doğru götürecektir. 
Kongrenin esas odağı, demokratik çözüm konusu, siyasi-toplumsal durumun değerlendirilmesi ve hedeflerin gerçekleştirilme olanaklarının geliştirilmesi olmuştur.

10 MADDE

Kongre delegasyonu tarafından kabul edilen sonuç bildirgesi ise şöyle:

1- Doğu Kurdistan Topluluklarının demokratik sistemi KODAR, ulus devlet modelini esas almadan, Doğu Kurdistan ve İran’da, Demokratik Konfederalizm modelini geliştirmek ve kurumsallaştırmayı amaçlar ve bunu stratejik amacı olarak tanımlar. Toplum odaklı olarak, demokratik özyönetim modeli çerçevesinde, kaderini tayin etme hakkı, bölge ve mahalle melislerini oluşturma, komün, toplumsal kooperatifler, sendika, parti, sivil toplum örgütlenmelerinin koşullarını yaratma, halkın siyasi ve toplumsal karar mekanizmalarına katılımı, ulusların meşru haklarıdır ve aynı zamanda İran’da demokrasinin geliştirilmesinin ihtiyacı olarak görmektedir. Buna göre toplumsal, dini, mezhepsel, farklı toplumsal kimliklerin tümü eşit haklara sahiptir ve bu kimliklerin demokratik konfederalizm modeli içinde yer almalarını, siyasi ve toplumsal zenginlik olarak görmeketedir.     

2- KODAR içte ve bölgedeki siyasi dengeler içinde, üçüncü cephe stratejisini demokratik mücadelesinin geliştirilmesinin temeli olarak görmektedir. Aynı zamanda anti demokratik devletlerle sınırlarını keskince belirlemiştir, bölgedeki statükocu güçlerin sıralamasında yer almaz, bağımsız siyasetini geşiştirir.   

3- KODAR, Kürt Halk Önderi Önder APO’nun özgürlüğü için mücadelenin geliiştirilmesinde kendini her yönüyle sorumlu görür. ‘Abdullah Öacalan’ı demokratik konfederalizm sisteminin ideologu olarak görür.Bu anlamda bütün siyasi ve toplumsal kapasitesini Önder APO’nun özgürlüğünü garanti altına almak için seferber eder.

4- Ülke içinde İran İslam Devleti, demokratizasyon sürecinin geliştirilmesiyle ve Doğu Kürdistan’da Kürt halkının demokratik öz yönetim hakkını resmi olarak tanımak ve onaylamakla mükelleftir. Doğu Kürdistan’da bu, Kürt halkının temel haklarından biridir. Bunıun ön şartı da varolan İran Anayasası’nın değiştirilmesidir. Eger İran İslam Cum huriyeti Doğu Kürdistan’daki Kürt halkının özgürlüğünü ve haklarını, başta da demokratik öz yönetim hakkını resmi olarak tanırsa, demokratik konfederalizm sistemi de devletle temas halinde olabilir. Bunun dışında KODAR tek taraflı olarak demokratik özyönetim modelini örgütleme ve pratikleştirmeyi siyasi ve toplumsal planlaması olarak işaret eder.     

5- Demokratik Konfederalizm modelinde ki KODAR bunu geliştirmenin öncüsüdür, kimlik, siyasi ve toplumsal oluşumları, tüm inançları, özgür, demokratik ve eşit yurttaşları olarak garanti altına alır. Tüm değişik toplumsal oluşumları, aralarında hiç bir fark gözetmeksizin, kendilerini örgütleme ve kültürel, toplumsal, siyasi, dini ve inanç kimliklerin korunmasını tanır. 

6- KODAR sistemi içinde, kadın ve gençler, öncü güçlerdir. Aynı zamanda demokratik konfederalizm sisteminin örgütlendirilmesi ve geliştirilmesinde belirleyici bir role sahiptirler. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigma temelinde kendilerini örgütlerler. Kadınlar bütün siyasi, toplumsal, savunma, kültürel ve ekonmik alanlarda eşit bir temelde katılım sağlar ve bütün derece ve yönetim mekanizmalarında eşbaşkanlık sistemi esasıyla ortak ve eşit temsiliyeti esas alır.   

7- Kapitalist Modernite sistemi, sermaye, endüstriyalizm istismarı, ulus devlet modelinin derinleştirilmesi ve yaşam alanlarının tahribatıyla kendi varlığını devam ve kalıcılaştıma çabasındadır. Bununla bağlantılı olarak Doğu Kürdistan’da ‘ ekonomik gelişme’ adı altında çok büyük tahribatlar geliştirilmektedir. KODAR büyük bir hassasiyetle, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigma temelinde İranİslam Cumhuriyetinin işgalci zihniyetine, talancı ve tüm yeraltı ve doğal zenginlikleri fethe etme anlayışına karşı keskince karşı durur. Kürdistan’daki her çeşit ekolojik tahribatı Kürt halkının toplumsal ve tarihsel kimlik değerlerine karşı darbe olarak görür. Bu siyasetlere karşı mücadele yürütür.

8- KODAR Doğu Kurdistan’da işgalci güçler tarafından içte ve dişta Kürt halkına karşı geliştirilen her türlü zihniyet, saldırı ve dayatmaları  karşısında mücadele edilmesini ve özsavunma hakkını meşru görür. Öz savunma güçleri saldırı güçleri değildir. Tüm toplumsal farklılıkların ve demokratik toplumun savunma güçleridirler. 

9- İran’ın demokratizasyonu çerçevesinde İrani halkların demokratik cephe oluşturmaları ve özgürlükçü toplumsal güçlerin dayanışması açısından, stratejik bir ihtiyaç olarak görmektedir. Bu temelde ikinci KODAR kongresi Kurt, Azeri, Arab, Beluc, Türkmen ve diğer halklar arasında siyasi ve toplumsal ilişkilerin geliştirilmesini, çalışmalarının başında yer verdiğine işaret etmiştir. KODAR, İran İslam Cumhuriyeti’nin uygulamalarına karşı, tüm mücadeleci ve demokrasi güçlerini ortak siyasi ve toplumsal mücadele cephesini geliştirmeye, dayanışmaya ve ortaklaşmaya davet eder.  

10- KODAR, Doğu Kürdistan’daki özgürlük isteyen diğer partilerle oturmaya hazırdır. Halkların özgürlük ve demokrasi mücadelesinin daha da yükseltilmesinin vaktinin geldiğine inanmaktadır. Bu anlamda ortak çalışma mekanizmalarının oluşturulmasının zaruriyeti kendini dayatmaktadır. Bu anlamda demokratik toplumsal ve siyasi bir sistem olarak KODAR, görev ve sorumluluklarını yerine getirmede kendini mukellef görmektedir. 

EŞBAŞKANLAR SEÇİLDİ

Seçim sonucu Fuat Beritan ve Zilan Tanya arkadaşlar KODAR’ın eşbaşkanları olarak seçilmişlerdir. KODAR ikinci kongresi tüm Doğu Kurdistan ve İran halklarına, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin tüm şehitlerine, tüm siyasi, toplumsal, parti, aydın, sivil toplum arayışçılarına kutlu olsun. Aynı zamanda tüm demokratik ve özgürlükçü güç ve tarafları, İran’da ve Doğu Kürdistan’da demokratik bir toplum ve gerçek bir demokrasinin geliştirilmesi için ortak mücadele ve pratiğe davet ederiz."
 

...