Öcalan'ın avukatlarından CHP'li Ağbaba'ya yanıt

Öcalan'ın avukatları, CHP'li Ağbaba'nın "En rahat cezaevi İmralı" açıklamasına tepki gösterdi. Avukatlar, Öcalan ile 2011'den beri görüşemediklerine vurgu yaparken, tecrit koşullarına dikkati çekti.

Asrın Hukuk Bürosu, CHP Milletvekili Veli Ağbaba'nın "Şu anda Türkiye'nin en rahat cezaevi Öcalan'ın kaldığı İmralı Cezaevi. Öcalan'ın koğuşuna benim evimde olmayan, hiçbir cezaevinde olmayan 87 ekran LCD televizyon koyanlar, PKK'yla işbirliği yapıyor" şeklindeki çarpıtmalarına yanıt verdi.
Yazılı açıklamada, İmralı'daki ağır tecrit koşullara dikkat çekildi. Açıklamada, 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana avukatlarının hükümetin hiçbir meşruluğu olmayan engellemelerinden dolayı Öcalan ile tek bir görüşme yapamadığı vurgulandı. lAsrın Hukuk Bürosu, müvekkillerinin 20 aydır aile bireyleri ile görüştürülmediğini, 5 Nisan 2015 tarihinden bu yana da demokratik toplumdan tamamen uzaklaştırılmak istendiğini ve cezaevi içinde gayrimeşru ceza koşullarına tabi tutulduğunu belirtti.

'KORSANVARİ UYGULAMALARIN ADRESİ İMRALI'

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
"Durum buyken böylesi ithamlar sosyal demokratlığın ruhuna uygun düşmüyor. İmralı Ada Hapishanesi'nde izaha muhtaç daha birçok hukuka aykırı uygulama varken ve Sn. Öcalan üzerinde tarihin en ağır tecrit koşulları bu şekilde yaşanıyorken, CHP Milletvekili Veli Ağbaba da, Müvekkilimiz ve İmralı Ada Hapishanesi ile ilgili yaptığı son açıklama ile İmralı Tecrit Sistemi'ndeki kara rolünü oynamıştır. İmralı, Türkiye'deki asgari cezaevi koşullarının dahi uygulanmadığı bir cezaevidir. Hukukun ve hukuk uygulayıcılarının etkisiz kaldığı, nüfuz edemediği İmralı Ada Hapishanesi'ni, Türkiye'nin en rahat cezaevi olarak ifade edip 5 yıldızlı otel ile eş değer tutan açıklama, özgürlük ve demokrasiden ve hatta hukuktan nasibini almamış olmaktır. İmralı Hapishanesi'ni ve koşullarını görmeden, yaşamadan ya da bilmeden bu tür değerlendirmelerin yapılmasının gerçekliği ve inandırıcılığı yoktur. Sn. Öcalan'ın mutlak tecrit koşullarına maruz bırakılmış, sesi kısılmış ve kendini savunma imkanı elinden alınmışken böylesi ithamlar sosyal demokratlığın ruhuna uygun düşmemektedir. Kaldı ki Türkiye'nin, hatta günümüzün en korsanvari uygulamalarının İmralı'da yürütüldüğünü kendileri de iyi bilmektedir. 

'TECRİDE DERHAL SON VERİLMELİ'

Hükümetin yıllarca yaptığı gibi İmralı Tecrit Sistemi gerçekliğinin üzerinin örtülmeye çalışıldığı ve kamuoyunun aldatılmaya devam edilmek istendiği anlaşılmaktadır. Hükümet ile içerisine girmiş oldukları ittifak dahilinde demokrasi ve adaletten nasıl sapıldığı çarpıcı bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Uygulamada ve söylemde birbirlerinden farklı olmadıklarını kamuoyunun bilgisine sunmak isteriz. Oysa ki İmralı Ada Hapishanesi'nde bir an önce avukat ve aile görüşlerinin engellenmesinin yanında diğer tecrit uygulamalarına da derhal son verilmelidir. Bu anlamda söz hakkı, hukukun olmadığı ülkede daha çok tecrit sistemine maruz kalanlarındır."