GÖRÜNTÜLÜ

‘Savaş ve kaosa ancak Öcalan son verir’

DBP Mardin İl Eş Başkanı Ömer Öcalan, son olarak, Öcalan'ın 4 Nisan'da kutlanacak doğum günü etkinliğine herkesi davet etti.

DBP Mardin İl Eş Başkanı Ömer Öcalan, savaş ortamına ancak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın son verebileceğine dikkati çekerek, tecridin derhal sonlandırılmasını istedi. 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın yeğeni ve DBP Mardin İl Eş Başkanı Ömer Öcalan, gelişen süreç ve tecride ilişkin ANF'ye açıklamalarda bulundu.

Amed'deki Newroz'da Kürt halkının Önderliğini sahiplenerek, sorunun muhatabı olarak Öcalan'ı gösterdiğini söyleyen Ömer Öcalan, ancak AKP iktidarının geliştirdiği savaş politikalarıyla Kürdistan ve Türkiye'nin tamamında siyaseti devre dışı bıraktığını dile getirdi. Siyaseti tıkamak adına AKP'nin siyasetçiler üzerinde bir linç kampanyası başlattığını belirten Ömer Öcalan, bu kapsamda milletvekilleri hakkında fezlekelerin hazırlatıldığını, kapsamlı siyasi soykırım operasyonlarına başvurulduğunu kaydetti. Türk devleti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bundan sonuç alamayacağını da sözlerine ekleyen Öcalan, Kürt halkının kendi mücadelesine sahip çıkacağını ve kendi geleceğini şekillendireceğini dile getirdi.

'TÜRK DEVLETİ VE AKP BEYHUDE ARAYIŞTA'

AKP'nin halkın irade beyanının önüne geçmek için Newroz etkinliklerini "yasaklamasını" da işaret eden Ömer Öcalan, devamla şunları belirtti:

"Buna rağmen Kürt halkı büyük bir sahiplenme pratiği ortaya koydu. Amed de bunun en büyük merkeziydi. Görkemli bir Newroz yaşandı. Orada da muhatap açık ve net bir şekilde halk tarafından ortaya konuldu. Bunun artık herkes tarafından bilinmesi gerekiyor. Bu sorunun çözümünün muhatabı Sayın Abdullah Öcalan'dır. Tarihsel olarak da barışı savaşı yapanlar ile yaparsınız. Savaşı yapanlar ile gidip barışırsınız. Gidip başka yerlerde muhataplar aramanın bir anlamı yoktur. Ama Türk devleti beyhude arayışlar içerisindedir. Kimi yerel işbirlikçiler, kompradorlar, aşiret reisleri ve kimi korucu başlarıyla bu sorunu çözeceklerini zannediyorlar. Ama bunun bir anlamı yoktur. Kürt halkı artık kendi iradesine sahip çıkıyor. Siyaseti biliyor. Profesyonel bir şekilde siyaset yapıyor. Görüldüğü gibi Rojava'da da bir federal sistem inşa edilerek ilan edildi. Şu an Rojava'da bir iradeleşme var. Ama bunun sonucu olarak artık Türkiye'nin kontrolünden çıkmış bir Ortadoğu, Türkiye'nin kesinlikle söz sahibi olmadığı bir dış politika ve Ortadoğu, Rojava özgürleşmeye doğru giderken, Rojava'ya dokunamayan, karışamayan Türk devleti bunun öcünü, intikamını Bakur'dan yani Kürdistan'ın Kuzey kesiminden almaya çalışıyor. Biz de buna karşı mücadele yürütüyoruz."

'KÜRT HALKININ MÜCADELESİNİ YÜRÜTENLER KAZANACAKTIR'

Ömer Öcalan, Türkiye'nin Ortadoğu ve dünyada siyaset yapabilmesi için ilk olarak kendi sorunlarını çözmesi gerektiğini belirtti. Halkın Nusaybin, Şırnak merkez ve Yüksekova'da yapılan büyük askeri yığınaklar ile büyük bir savaş ve katliam ile karşı karşıya olduğunu ifade eden Ömer Öcalan, Cizre, Silopi ve Sur'da yapılanlar ile sivillerin katledildiğini ancak hiçbir şekilde Kürt halkının iradesinin teslim alınamadığını kaydetti. Öcalan, "Türk devleti ve AKP rejimi maalesef bu tarihsel ve yıllardır yaşanan sorunu görmezden gelip kendi çıkarları doğrultusunda tek ulus, tek devlet, tek siyaset, tek dil mantığıyla hareket ettiği ve farklılıkları kabul etmediği için büyük bir tıkanma yaşanmaktadır. Biz gelecekten umutluyuz. Bu süreçten ötekileştirilenler, Kürt halkı ve onun mücadelesini yürütenler kazanacaktır. Doğrudur; büyük acılar yaşanıyor. Ama bugünler geçecektir ve bugünlerden sonra da bunun bedelini halka bu zulmü dayatanlar ağır ödeyecektir" diye kaydetti.

'MUHATAP VE ÇÖZÜM NOKTASI ÖCALAN'DIR'

Ömer Öcalan, konuşmasına şöyle devam etti; "90'lar ve '80 darbesinden bahsederken, yakılan köy ve katledilen 17 bin faili meçhul insanlardan bahsederken, yanlış yaptıklarını söylüyorlar. 10 yıl, 5 yıl sonra da bugün içerisinde bulunduğumuz 2015-2016 sürecinden pişmanlık duyacaklar ve bu pişmanlığın derinleştiğini de göreceklerdir. İnsanların ölmesi kesinlikle sorunun çözümüne hizmet etmez. Düşmanlığı daha da derinleştirir. Sorunları daha da derinleştirerek, çözülemeyecek bir noktaya getirir. Bir an önce aklıselimin devreye girmesi gerekiyor. Amed Newrozu'nda olduğu gibi bu pozisyonda Önderliğin devreye girmesi gerekiyor. Bu sorunu ondan başkası çözemez. Devlete de çağrıda bulunuyoruz; bu sorunun muhatabı Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'dır. Bu sorun ancak onunla çözülür. Yüzyılların sorunu olan Kürt sorununun muhatabı Öcalan'dır. Halk da mesajını veriyor. Önderliğinin arkasında duruyor. Kürt siyaseti ve hareketi de bunu çok iyi biliyor. Bu sorunun muhatabı ve en makul çözüm noktası Öcalan'dır. Mesajın devlet tarafından anlaşılması gerekiyor."

'KÜRT HALKI ÖCALAN'IN AİLESİDİR'

Öcalan'ın üzerindeki tecride de değinen Ömer Öcalan, şunları ifade etti: "Türkiye'de siyasi iktidarlar kendilerine göre yasalar çıkararak kendilerine göre hukuku işletiyorlar. Bu bizim en doğal talebimizdir. Kardeşleri görüşemiyor. Zaten yeğenleri ve diğer akrabaları görüştürülmüyor. Şu an hayatta olan iki kardeşi var. Bunların bile yanına gidip görüşmelerine engellemektedirler. Antidemokratik bir tutumla bu yapılıyor. Hiçbir şekilde hukuki ve insani değildir. Kendi yazdıkları anayasada bu ailelere verilen hakları şu an devlet ve AKP rejimi korsanvari ve illegal bir şekilde gasp etmektedir. Önderlik bir buçuk yıldan fazladır ailesi ile görüştürülmüyor. Şu an ailenin Önderlik ile hiçbir bağlantısı kalmamıştır. Normalde telefon hakkı ve kimi farklı hakları vardır. Ama bunların hepsinden aileyi ve Önderliği mahrum bırakmışlardır. Bu şekilde aileyi tasfiye etmek, Önderlik ile olan iletişimini koparmak pek bir anlam ifade etmiyor. Çünkü Kürt halkının hepsi Öcalan'ın ailesi olmuştur ve büyük bir sahiplenme vardır. Biz de buradan haklarımızı talep ediyor ve ailemizin içinden çıkarak bu halka Önderlik yapan Sayın Öcalan ile görüşmek istiyoruz. Bunların bir an önce sağlanması gerekiyor."

DBP Mardin İl Eş Başkanı Ömer Öcalan, son olarak, Öcalan'ın 4 Nisan'da kutlanacak doğum günü etkinliğine herkesi davet etti.