Tevgera Azadi, Xurmatu’da yaşanan çatışmalarda yaşamını yitiren Kürtlerin ailelerine ziyarette bulunarak ilçede olup bitenler hakkında ulaştığı sonuçları düzenlediği basın açıklamasıyla kamuoyuyla paylaştı. Basın açıklamasında, “Xurmatu’nun kaybetmesi Güney Kürdistan'ın kaybetmesidir” denilerek Güney Kürdistan hükümetine sorunu çözün çağrısı yapıldı.

Güney Kürdistan Özgür Toplum Hareketi (Tevgera Azadi) Kerkük Halk Meclisi Eşbaşkanı Nevzat Bekir ve Germiyan Halk Meclisi Eşbaşkanı Hevrê Cebbar’ın da aralarında olduğu kalabalık bir grup Xurmatu’da yaşanan durumu yerinde gözlemlemek ve çatışmalarda yaşamını yitiren Kürtlerin ailelerine taziyede bulunmak üzere ilçeye gitti.

Çatışmalarda yaşamını yitiren Danyel Reşad, Piştiwan Eziz Mithat, Cegır ve Rêkewt kardeşler ile İbrahim Mıhemmed Said’in ailelerine taziyelerini sunan Tevgera Azad heyeti, çatışmalarda yaralananları da ziyaret ederek olaylar hakkında bilgi aldı, geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Taziye ziyaretlerinde konuşmalar yapan heyet üyeleri, Kürtlerin hiç bir zaman başka halklara karşı saldırı içinde olmadığına ancak Kürtlere karşı dört parçada da saldırıların geliştiğine değinerek bütün Kürtlerin bunun farkında, bilincinde olması gerektiğine dikkat çekti. Xurmatu’nun Kürt, Türkmen, Arap halklarının ve Şii Sünni inancına mensup Kürdistanlıların bir arada yaşadığı bir ilçe olması bakımından önemli bir yer olduğunu söyleyen Tevgera Azad heyeti üyeleri, “Burada halklar birlikte yaşayabilir, bunu sağlamak hepimize düşüyor” şeklinde konuştu.

Yaşamını yitirenlerin aileleri ise, Güney Kürdistanlı güçlere çağrıda bulunarak sorunların halledilmesini istedi. Acılarının büyük olduğunu dile getiren Kürt aileler, “Daha fazla çatışma istemiyoruz. Biz çocuklarımızı, kardeşlerimizi kaybettik ama başkaları bu acıları yaşamasın” dedi.

Tevgera Azadi heyeti gerçekleştirdiği ziyaretlerin ardından bir basın açıklaması düzenleyerek elde ettiği sonuçları ve gözlemlerini kamuoyuyla paylaştı.

Basın açıklamasında ilk sözü alan Tevgera Azad Kerkük Halk Meclisi Eşbaşkanı Nevzat Bekir, “Yüzlerce yıldır bu ilçenin etnik ve mezhebi farklılıkları bir arada yaşıyorlar. Ancak 2003’ten bu yana bu alanda bazı güçler karışıklık çıkarmaya başladılar. Başta İran, Türkiye olmak üzere Suudi Arabistan, ABD gibi güçler buralarda karışıklık çıkarmaya başladılar. Sonuçta bugün böylesi çatışmalı ortam yaratıldı” dedi.

Tevgera Azadi olarak bu çatışmaların bir an önce durdurulmasını talep eden Bekir, bu amaçla Xurmatu’ya geldiklerini söyledi. Bekir konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz halkımızın yanındayız. Burada çatışmalarda yaşamını yitiren şehitlerimizin aileleriyle görüştük. Görüştüğümüz herkes bir an önce eski barışçıl ortama dönmek istiyor. Herkes dışarıdan buraya gönderilen güçlerin yine Irak’tan gelen ve Maliki’ye yakın güçlerin burada karışıklık çıkardığını belirttiler.”

‘XURMATU HALKI DAİŞ’E KARŞI KAHRAMANCA DİRENDİ’

Bugün Kürtlere sadece Xurmatu’da değil, Kürdistan'ın her tarafında saldırıların geliştiğine dikkat çeken Bekir, Kürtlerin artık sistem sahibi olduğunu ve saldırılara karşı örgütlü bir halk olarak direndiğini kaydetti: “Xurmatu halkı DAİŞ çetelerine karşı kahramanca bir direniş geliştirdi. Güney Kürdistan yönetiminin bu gerçeği görerek bir an önce sorunlara gerçekçi çözümler üretmesi gerekir. Xurmatu’nun kaybetmesi Güney Kürdistan'ın kaybetmesidir. O açıdan hükümet buradaki halkın kendi değerlerine sahip çıktığını, değerlerini dış güçlere karşı kahramanca savunduğunu görmelidir.”

Bekir’in ardından söz alan Tevgera Azadi Germiyan Halk Meclisi Eşbaşkanı Hevrê Cebbar ise, Xurmatu’daki olayları, Kürtlere dönük saldırıları lokal saldırılar veya münferit olaylar olarak görmediklerini, bu saldırıların Rojava’da, Kuzey Kürdistan ve Güney Kürdistan’ın değişik yerlerinde Kürtlere dönük geliştirilen saldırılarla direkt bağı olduğunu söyledi.

‘KÜRTLERE YÖNELİK SALDIRILARA KARŞI DURACAĞIZ’

Cebbar sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Kürtlere karşı bir baskılama durumu genel olarak yaşanıyor. Tabi biz buna karşı duruyoruz, duracağız. Xurmatu’ya gelişimiz de bununla bağlantılıdır. Halkımıza karşı geliştirilen komplolara karşı duracağız. Direneceğiz. Diğer halklara ve özellikle Türkmenlere çağrıda bulunuyoruz. Halkımıza karşı geliştirilen bu saldırı planlarına, komplolara dahil olmamalılar. Eskisi gibi yan yana barış içinde yaşam yolunu tercih etmelidirler. Biz Kürtler olarak bundan yanayız ve inanıyoruz ki karşılıklı böyle bir anlayışla hareket edilirse, eskisi gibi Xurmatu’da da barışçıl bir ortam yeniden yaratılabilir.”