Tuncel: Devletten beklentimiz yok; halkımız direnişi büyütmeli

DBP Eş Genel Başkanı Tuncel, Kürtlerin Ortadoğu'da 'olmazsa olmaz' bir güç haline geldiğini söyledi.

DBP Eş Genel Başkanı Tuncel, Kürtlerin Ortadoğu'da 'olmazsa olmaz' bir güç haline geldiğini söyledi. Halka dayanışma ve direnişi büyütme çağrısında bulunan Tuncel, "Devletten beklentimiz yok" dedi. Hurşit Külter'in akıbetini de soran Tuncel, barış için AKP'nin 'gitmesi' gerektiğini kaydetti.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, partisinin MYK üyeleri ve il eşbaşkanları ile Amed il binasında toplantı düzenledi. 

Tuncel, toplantı öncesi basına yaptığı açıklamada, son günlerde yaşanan siyasal gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Kürtlerin Ortadoğu'da çok önemli bir güç olduğunu vurgulayan Tuncel, yeniden şekillenen Ortadoğu'da Kürt halkının olmazsa olmaz bir rol üstlenmiş olduğunu söyledi.

Tuncel, 28 Mayıs'ta gerçekleştirdikleri olağanüstü kongrelerinin partilerine yönelik gerçekleştirilen saldırılara bir cevap olduğunu belirtirken, başta Eş Genel Başkan Kamuran Yüksek olmak üzere çok sayıda yöneticilerinin yaptığı siyasi konuşmalar nedeniyle haksız bir şekilde cezaevinde tutulduğunu hatırlattı. Kongrelerini yoğun bir baskı altına gerçekleştirdiklerini vurgulayan Tuncel, kongrelerinin demokrasideki ısrarlarının ifadesi olduğunu kaydetti.

HURŞİT KÜLTER

Partilerine yönelik saldırılardan dolayı her açıklamada bunu dile getirmek zorunda kaldıklarını ifade eden Tuncel, yöneticileri Hurşit Külter'in durumunu hatırlattı. Külter'in 16 gündür kayıp olduğuna dikkat çeken Tuncel, "Kendisinden hiç haber alamıyoruz. Şırnak Valisi'nin bu duruma açıklık getirmesi gerekir. Toplumu tatmin edecek herhangi bir açıklama resmi makamlarca yapılmamış. Bu toplantı aracılığı ile bir kez daha arkadaşımızın akıbetini soruyoruz. Biz arkadaşımızın can güvenliğinden endişe ediyoruz. Külter ile birlikte yeni kayıpların olacağının mesajı verilmek isteniliyor" dedi.

'HANEDANLIK REJİMİ!'

Tuncel, demokratik muhalefet karşısında çaresiz kalan iktidarın kendisini savaş ile pekiştirip kalıcılaştırmak istediğine dikkati çekerken, Türkiye'nin bir hanedanlık rejimi ile karşı karşıya kaldığını dile getirdi. DBP olarak başta yürütülen savaş olmak üzere ülkedeki sorunlar hakkında görüşlerini açıkladıklarını dile getiren Tuncel, "Eşitlik, özgürlük temelinde görüşmelerimizi ve projelerimizi sunduk. Ancak AKP kendi başlattığı savaşı bizim üzerimize atmaya çalışıyor" dedi.

Tuncel, "Ülkeyi AKP yönetmiyor. Cumhurbaşkanı AKP'nin iradesine el koymuş durumda. Erdoğan'ın hizmeti için çalışan bir iktidar var karşımızda. Çok büyük bir biat kültürü mevcut. AKP kongresinde Erdoğan'ın mesajının ayakta alkışlanması bunun örneğidir" diye konuştu.

'AKP GİTMEDEN BARIŞ MÜMKÜN DEĞİL'

 Erdoğan'ın "İlk insanla başlayan bu mücadele kıyamete kadar sürecek" açıklamasını hatırlatan Tuncel, şunları kaydetti: "Bu açıklama hanedanlığın sürdürülmesi için savaşın yürütüldüğünün göstergesidir. Bu açıklamaya halklar 'evet' demeyecek. Bu açıklama savaş, ölüm ve zulmün hep devam edeceğinin açıklamasıdır" dedi. Halkların geleceğinin savaşta değil barışta gizli olduğunun altını çizen Tuncel, AKP gitmeden kalıcı bir barışın sağlanamayacağını belirtti. Tuncel, "Onlar gitmeden ülkeye kalıcı barışın ve demokrasinin geleceği mümkün değildir" dedi. CHP'nin AKP'ye hayat suyu verdiğini de vurgulayan Tuncel, "CHP de ülkeye barışı getiremeyecek. Erdoğan'ın rejim değişikliğini destekliyor. Ülkedeki hiçbir soruna ilişkin politika geliştiremiyor."

'DEVLETE ÇAĞRIMIZ YOK!'

Tuncel, Kürdistan'da insanlık suçu işleyenlerin mutlaka hesap vereceğine işaret ederek, şöyle devam etti: "Polise, askere insanlık suçunu işletenler bunun hesabını mutlaka verecektir. Nusaybin, Gever, Cizre, Şırnak'ta yaşanılanlar kabul edilebilir bir durum değildir. 'Yurttaşım' dediği Kürt halkının evini adeta başına yıkmış. Çatışmaların olmadığı alanlarda dahi evleri yıkmışlar. Operasyon bitti açıklamasına rağmen yasaklar neden devam ediyor? Orada halkın evleri talan ediliyor. Gever'de çıkan durumun Nusaybin ve Şırnak'ta çıkmaması için bütün sivil toplum örgütlerine çağrıda bulunuyoruz. Bizim devletten bir beklentimiz yok, o yüzden ona herhangi bir çağrı yapmayacağız." 

HALKA DİRENİŞ VE DAYANIŞMA ÇAĞRISI

Tuncel, halka dayanışma çağrısında bulunarak, "Toplumumuz da Ramazan ayı birbirini anlamak ve dayanışmayı güçlendirmek olarak değerlendiriyor. İnsanlar halkla dayanışmak için fitrelerini, zekatlarını saldırıların olduğu merkezlerde yaşayan insanlarımıza göndermeli. Bu dayanışma ağını oluşturan kurum Rojava Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'dir. Tüm halkımızın bu konuda duyarlı olması gerekir" diye belirtti.

Zor bir dönemden geçildiğini dile getiren Tuncel, "Bu savaş politikalarına karşı halkımızın örgütlenerek direnişi büyütmesi gerekiyor. Mücadeleyi koruduğumuzun bir kez daha altını çizmek istiyoruz. Bu dönemde devletin savaş politikaları karşısında demokrasiyi özgürlüğü savunmak çok insani ve hayati derecededir. Bütün saldırılara rağmen demokrasiyi, özgürlüğü savunmak bizim görev ve sorumluluğumuzdur" diye konuştu.

'KÜRTLER OLMAZSA OLMAZ BİR ROLDE'

Tuncel, Kürtlerin artık Ortadoğu'da önemli bir güç olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: "Yeniden şekillenen Ortadoğu'da Kürt halkı olmazsa olmaz bir rol üstlenmiş durumda. Sykes Picot'un 100'üncü yılında Kürdistan coğrafyasını mutlaka dikkate almak zorundalar. Ortadoğu'nun demokratikleşmesi, Ortadoğu halklarının geleceği, Kürt halkının geleceğiyle doğrudan bağlantılıdır. İran, Irak ve Suriye'nin demokratikleşmesi açısından yeni olanakların ortaya çıktığı çok net. Bu riski olanaklara çevirmek Kürtlerle savaşmak değil Kürtlerle düşmanlık hukukundan vazgeçip yeni bir hukuk geliştirmekten geçiyor. Türkiye'nin savaşta ısrarı değil bu olanağı kullanması gerektiği kanısındayız." 

Toplantı, Tuncel'in konuşmasının ardından basına kapalı olarak sürüyor.