'Urfa'daki kirli politikaları deşifre edeceğiz'

DBP ve HDP Urfa Eş Başkanları, şehirde Kürt yurtseverlerine yönelik işkence uygulamalarının savcıların bilgisi dahilinde olduğunu ve bu kirli politikaları deşifre edeceklerini söyledi.

Urfa'da savcılık gözetiminde yapılan ve ajansımız tarafından ortaya çıkarılan işkence, taciz ve tecavüz vakasına ilişkin konuşan DBP ve HDP Urfa il eş başkanları, Urfa'da yurtseverlere karşı yapılan insanlık dışı uygulamaların savcıların bilgisi dahilinde yürütüldüğünü ve bu kirli özel savaş politikalarını deşifre edeceklerini dile getirdi.

AKP/Saray'ın Kürt halkının demokrasi ve özgürlük mücadelesine karşı devreye koyduğu kirli savaş konseptiyle beraber Urfa'da yurtsever halka dönük gözaltı ve tutuklamalar ile hayata geçirilen insanlık dışı uygulamalar gündemden düşmek bilmiyor. İki gün ajansımızın tarafından "Urfa'da savcılık gözetiminde işkence, taciz ve tecavüz" başlığıyla servis edilen ve gözaltına alınanlara sivillere yapılan işkence, taciz ve tecavüzü konu alan habere dair HDP ve DBP Urfa il eş başkanlarını görüşlerini ANF ile paylaşarak, AKP/Saray'ın asker, polis ve devletin mülki amirlerinin eliyle yapılan insanlık ayıbına dikkat çekti.

'YAPILANLAR SAVCILAR TARAFINDAN BİZZAT BİLİNİYOR'

Urfa'da 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından AKP/Saray tarafından devletin eliyle halkı sindirmeye dönük insanlık dışı uygulamaları devreye koyduğunu kaydeden DBP Urfa İl Eş Başkanı Hidayet Enmek, kentte gözaltına alınan ve tutuklanan sivillere yapılan işkence, baskı ve kötü muamelenin hat safhaya ulaştığının altını çizdi. Enmek, bu uygulamalar karşısında mağdurların bizzat savcılara suç duyurularında bulunduğu ancak, durumunda savcılar tarafından hiçbir şekilde ne incelemeye nede araştırmaya konu edildiğini dile getirdi. İnsanlık dışı bu uygulamalara ilişkin yapılan suç duyurularına "takipsizlik" kararlarının verildiğini söyleyen Enmek, "İşkenceyle ilgili bir suç duyurusu olması durumunda şahsın gözaltında bulunduğu süre içerisindeki bütün ayrıntı ve detaylar incelemeye alınır ve araştırılır. Kamera kayıtlarına bakılır ve ne yaşamış ne yapılmış ise hepsi tespit edilir. Ancak Urfa'da yapılan bu suç duyurularına dair herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan direkt verilen 'takipsizlik' kararıyla bu işkence olaylarının üzeri örtbas ediliyor. Yapılan işkenceler savcılık makamlarınca da bizzat bilinmekte. Savcılar yapılan bu işkencelerden haberdar" diyerek konunun vahametine dikkat çekti.

'URFA'DA SİSTEMLİ BİR İŞKENCE VAR'

Ceylanpınar'da yaşanan bu olayların birçok kez açık bir şekilde benzer vakalar ile kendisini ortaya koyduğunu söyleyen Enmek, "Daha öncede Ceylanpınar'da gözaltına alınan bir arkadaş işkence gördüğünü savcılık makamına ifade esnasında aktardı. Daha sonra da bunu sorgu kısmında da aktaracağını beyan etmesi üzerine savcılık makamındaki ifadesi bittikten sonra savcı kişiyi avukatı olmadan yanına çağırıyor ve 'Bir daha sorguda veya mahkemede sorgu esnasında işkence gördüğünü söylersen senin için daha kötü olur' diyerek tehdide bulunuyor ve hatta üzerine bir de tokat atıyor. Son süreçte yaşanan hak ihlalleri içerisinde bunu da gördük, şahit olduk. Bu açıkça şunu gösteriyor ki sistemli bir işkence var. Bu sistemli işkence içerisinde savcılık makamı da var. Bütün kolluk görevlileri ve yer yer kaymakamlar ve savcılar ile vali de var. Bunu da bilinçli bir şekilde hem göz yumulmakta hemde bu yöntem ile elde edilen 'bilgilerin' devamı sağlanmakta. Tüm bu uygulamalar bilinçli ve sistemli bir şekilde devreye konulmuş durumda. Yapılan bu uygulamalar ile halk sindirilmek ve korkutulmak isteniyor. Nihayetinde yapılan bu işkenceler dışarıya yansıyor. Bu işkenceler altında baskıyla alınan ifadeler ile birçok kişi hakkında asılsız beyanlar alınıyor. Bu beyanlar üzerinden de yeni operasyonlar gerçekleştiriliyor. Sahada siyasi parti üyesi olan ve özellikle DBP'ye üye olan kişilerin sahada hiçbir şekilde çalışamaması için, onların siyasi faaliyetlerinin tamamen önüne geçmek için işkence furyasıyla korkutup uzaklaştırmaya yönelik yapılıyor" dedi.

'SORUMLULARDAN MUHAKKAK HESAP SORULACAK'

Yaşanan hak ihlalleri ve hukuksuzlukların hepsini ilgili kurum ve kuruluşlar bazında raporlaştırarak kayıt altına altına aldıklarını dile getiren Enmek, "İlerde oluşacak demokratik bir ortamda hukukun üstünlüğü tahsis edildiği zaman işkenceye maruz bırakılan bu insanlarımızın bir bir hakları aranarak, sorumlulardan hesap sorulacaktır. Bizde parti olarak bunun bu şekilde yürümesi için gereken çalışmaları yerinde takip ediyoruz. Yapılan işkencelerin önüne geçmeye çalışıyoruz. Defalarca konuya dair başsavcılık  ile yapmış olduğumuz görüşmelerde böyle bir şeyin olmayacağı yönünde sözlü beyanlar oldu. Ancak hepimizde biliyoruz ki bunlar devam etmekte. Milletvekillerimiz aracılığıyla Valilik makamıyla yaptığımız görüşmelerde böyle bir şeyin olmayacağı yönünde beyanlar oldu. Ancak, yine bu konuda bir sonuç alınamadı. Dolayısıyla bu aşamada belki bir sonuç alınamayacak, medya üzerindeki baskıdan kaynaklı kamuoyuda oluşturulamıyor olabilir. Ama ileri ki dönemlerde muhakkak biz inanıyoruz ki, bu ülke bir gün demokratikleşecektir ve o zaman yapılan bu işkencelerin de muhakkak hesabı sorulacak. Mücadelemiz bu yönlü devam edecek" diye konuştu.

'BU İNSANLIK DIŞI UYGULAMALARA KARŞI MÜCADELEMİZ SÜRECEK'

HDP Urfa İl Eş Başkanı Ayşe Sürücü de yaşananlara ilişkin şunları dile getirdi: "Son süreçte Urfa'da gözaltına alınan çoğu kişi işkence, taciz ve tecavüze maruz kalıyor. Daha önce konuyu HDP'li milletvekilleri üzerinden Meclis'e de taşıdık. Ancak buna dönük bir cevap alamadılar. Urfa'da sivillerin maruz kaldığı bu insanlık dışı uygulamalar, hiçbir ahlaka sığmaz. Sözde kendisine demokratik ve uygarım diyen bir ülkenin 'güvenlik' alanında bulunanların bunu yapmaları o ülkenin uygarlık ve demokrasisini gözler önüne seriyor. Bu insanlık dışı uygulamalara karşı sonuna kadar özgürlük ve demokrasi mücadelemizi vereceğiz. Yapılanlardan ötürü sorumlulardan hesap sormaya devam edeceğiz. Her zaman için bu politikaları, bu yaklaşımları teşhir edeceğiz. Her daim takipçisi olacağız bu olayların. Yurtsever halkımıza dönük bu yaklaşımları kabul etmemiz mümkün değil. Bununla yurtsever halkımızı demokrasi ve özgürlük mücadelesinden uzaklaştırmayı hedefliyorlar. AKP/Saray rejimi demokratik siyasete karşı her türlü özel ve kirli savaş politikasını hayatın her alanında devreye koymuş durumunda. Türkiye'de 7 Haziran seçimlerinin ardından hayata geçirilen uygulamaların demokrasi ile ne yakından nede uzaktan alakası vardır. Urfa'da da her gün gözaltı, tutuklama ve bu uygulamalar esnasında şiddetin her türlüsü ve işkenceden tutun da taciz ve tecavüz boyutuyla her türlü çirkinlik ve çirkeflik yapılıyor."

'BU KİRLİ YAKLAŞIM VE UYGULAMALARI TEŞHİR EDECEĞİZ'

Sürücü, yurtseverlere dönük gözaltında ve tutuklamalar esnasında yapılanların tesadüf olmadığnı belirterek, "Bunlar tamamıyla Kürt halkının iradesini kırmaya dönük. Bu uygulamaları olabildiğince çirkinleştirmek ve çirkefleştirmek adına da her şeyi yapıyorlar. Biz bu iğrençlik karşısında asla geri adım atmayacağız. Onların bu kirli yüzünü her daim deşifre etmeye devam edeceğiz. Bizi korkutup sindirmek, sahada yalnızlaştırmak adına yapılan tüm bu girişimlerin karşısında asla geri adım atmayacağız. Hayatın her alanında mücadelemizi vermeye devam edeceğiz. Bu yaşanılanların takipçisi olacağız ve bunları yapanlardan er yada geç mutlaka hesap soracağız. Bunu yapanlar adalet önünde muhakkak yargılanacak ve hesap verecekler. Bilinçli yapılan bu uygulamalarda yer alan savcılar, bu olayların üzerine bir yere kadar kapatabilirler. Savaş hükümetinin mevcut politikalarını onaylayan ve o tarzda yaklaşan bu savcılar, bu gibi ağır vakalarda parmağı olanlar er yada geç adalet önüne çıkacak. Tüm bu kirli uygulamalar topyekun bir işbirliği ile yapılıyor. Ceylanpınar, Viranşehir, Siverek ve Suruç'ta gözaltına alınanlar ilçelerde gördükleri işkence, taciz ve tecavüzün devamını Urfa merkezde sürdürülüyor. Bunların hepsi koordineli ve sistemli bir şekilde yapılıyor. Bunların takipçisi ve buna karşı mücadelenin içerisinde olmaya devam edeceği. Ta ki hak yerini buluncaya kadar"  şeklinde düşüncelerini dile getirdi.

...