Zendura Tepesi direnişi ile yeni bir sayfa açıldı

Zendura’daki gerillalar, şimdiden Kürdistan ülkesinin ve halkının kahramanları oldular çünkü tarihe yeni bir sayfa açtılar. Ve Apoculuğun sağlam tokadını bir kez daha işgalcilerin yüzüne vurup Zendura tepesinin alnına “direniş” yazdırdılar.

Zaman şimdi Zendura’da atıyor. Ne olursa olsun Zendura ve Zendura’nın bağrında savaşan savaşçılar şimdiden kendi kaderlerini direnişle belirleyip, yazdılar. Şimdi tarih karar versin seni hangi sayfasına koyacağını ve ne yazacağını… Bu tarihin en büyük görevi olsun savaşçıların yurdu olan Mezopotamya topraklarında. İnsanlığından eksilen zalimlerin saldırıları karşısında nasıl direndiğini tarih söylesin geleceğin çocuklarına. Türk Devleti’nin kendi çöküşünü kurtarmak adına işgal ettiği Kürdistan topraklarında heybetiyle göze çarpan Zendura Tepesinde bir direniş tünelinde gerillanın nasıl direndiğini şimdi yazsın tüm parmaklar. Bu yaşananlar, ne savaş tünelleri ile kaderlerini değiştiren Vietnam, ne Batista başkanlığındaki ordunun iki bin askerini yolladığı Küba dağları, ne Franko diktatörlüğünde devrimcilerin kilisede direndiği İspanya, ne de sokaklarında devrimcilerin köşe başlarında infaz edildiği Şili. Burası Ortadoğu’da halkların baharında devrimi filizlenen ülke; Kürdistan.

İşgalcilerin, zalimlerin, kan emicilerin dört parçaya böldükleri, sürgün ettikleri, kadınlarına sahip olmanın fetvasını verdikleri, erkeklerini zorla kontra yaptıkları, çocuklarını asimile ettikleri Kürdistan ülkesi. Burası gökyüzünün kaldıramayacağı kadar uçakla, sayılmayacak kadar bombardımanla, herkesi zehirleyebilecek, tüm doğayı yok edebilecek ölçüde kimyasalın her gün atıldığı yer. Bu ülkenin tam ortasında tüm direniş kalelerini gözleriyle koruyan, gözetleyen Zendura Tepesi. Gözleri bir ceng meydanı olan, düşmana hala kabuslar yaşatan Haftanin’e bakıyor, bir gözü işgalcileri arazideki taktiksel yaklaşımlarıyla gerillanın felç ettiği Zap’a bakıyor. Ve şu anda kimsenin aklının alamayacağı, düşmanı şaşkına çeviren, gerillanın bile hayretle izlediği, Kürdistan halklarının hayran oldukları bir kararlılıkla direniyor.

AKP-MHP ZENDURA DİRENİŞİNE TAKILDI

Geçen gün bir HPG gerillasının ağzından çıkan bir cümle bu durumu özetliyordu. “Kahramanlar, direnişleri ve kahramanlıkları için bir şahit göstermezler, oysa ki Zendura şimdi yoldaşlarımızın şahidi oldu” diyordu. 23 Nisan’dan itibaren işgalcilerin kullanmadıkları bomba, silah, gaz kalmadı. İşgalcilerin, Zendura’ya girmek için denemedikleri yöntem, taktik kalmadı. İnsani tüm yönlerini kaybeden, ülkesinde erkek eliyle her gün kadınları katleden AKP- MHP Hükümetinin çökmemek için denemediği, sömürmeye çalışmadığı alan kalmadı ve gelip Zendura’ya çarptı. Bu dışarıdan görülen direniş destanı ancak içeride yaşanan direnişin moralini, inancını, o gerillanın silah gibi kullandığı aklı ve yüreğini yazabileceğimiz ne bir kelimemiz, ne de bir cümlemiz var. Belki de gerillanın direnişini anlatabilmemiz için artık yeni kelimeler üretmemiz gerekir. Çünkü yeni olanı eski olanla yazamazsın, yeni olan sana da yeniyi dayatır.

O kendini tarihe yazdırıyor, çağın ilerisine taşıyor direnişi. Bu olacak olanı öngörmedir, özgürlüğü sabırla dokumaktır o tepeye, devrimi ne kadar zor ve sancılı olsa da şimdi dirhem dirhem hissetmedir o tünelde. Bu var olan direniş ruhuna yeni bir damak katmaktır, yeniden şekil vermektir direnişe. Her şeye rağmen “yaşamak” demektir, yaşamı esas almaktır. Zendura’daki gerillalar, şimdiden Kürdistan ülkesinin ve halkının kahramanları oldular çünkü tarihe yeni bir sayfa açtılar. Ve Apoculuğun sağlam tokadını bir kez daha işgalcilerin yüzüne vurup Zendura tepesinin alnına “direniş” yazdırdılar.