Reqa cephesinde 63 yaşında bir kahraman

Ebu Osman, Reqa Cephesinde 63 yaşında Kobaneli bir kahraman. Savaşçıları doyurmak ve ihtiyaçlarını karşılamak için oradan oraya koşan bir devrim sevdalısı.

Her devrim kendi kahramanlarını yaratır. Kimisinin ismi duyulur, kimisinin duyulmaz ama bu onların devrime rengini veren özelliklerini değiştirmez. Hep gerektiği yerde olmak, hizmet etmek temel özellikleridir onların. Tarih not düşer mi onları, bir gün adlarına bir türkü söylenir mi düşünmezler bile.

Onlar hep bizimledir, hep bizimle yaşarlar.  Belki çoklarımız onların taşıdığı yükün, yaptığı işin devrim için anlamının bilincine varmaz bile…  Ama bu onların anlamını değiştirmez.

İşte bu kahramanlardan biri de 63 yaşındaki Ebu Osman.

Ebu Osman YPG’li bir yurtsever. Rakka Hamlesi’nde cepheye lojistik dağıtımından sorumlu. Kendisiyle cephedeki tüm çocuklarına hızla yiyecek yetiştirmeye çalışırken tanıştık. Önce yaşı dikkatini çekiyor insanın sonra da enerjisi.

‘50 DERECE SICAK BİLE ENERJİSİNİ AZALTAMIYOR’

Malum yaz sıcağı ve çöl sıcağı. Değil kendisi yaşındakilerin, gençlerin bile sokağa çıkmamasının gerektiği hava sıcaklığında, o, oradan oraya gidiyor ve gençlere taş çıkarıyor.

Onun bu fedakarlığını gören savaşçılar ise onu hem sempati, sevgi ve saygıyla karşılıyor hem de yorulmasın diye yardımcı olmaya çalışıyorlar. Bir savaşçı bana, “Bizim böyle insanlarımız olduğu sürece ölüm nedir ki” diyor. İşte o zaman Ebu Osman’ın bu fedakar duruşunun savaşçıların savaşa motivasyonunu da artırdığını görüyorum.

TÜM CEPHELERDE YERİNİ ALMIŞ

Ebu Osman bize doğru geldiğinde kendisine neden bu yaşta cepheye geldiğini soruyorum. Ebu Osman, “Ya gençlerimizi yalnız mı bırakaydım” diyor. Kendisinin sadece Reqa hamlesinde değil devrimin başından bu yana tüm cephelere gittiğini anlatıyor.

“Ben başka türlü yaşayamam. Onlar ülkemizi, insanlarımızı kurtarsın ben evimde mi oturayım. Ben gücüm yettiğince çocuklarıma, ülkeme ve devrime hizmet edeceğim” diyor. Çocukların burada mı diyorum, Ebu Osman bana, “Bunlar hepsi benim çocuklarım” diyor. Bu cevap biraz utandırıyor bizi. Yanımdaki savaşçı bunu görünce gülüyor.   

‘ACELEM VAR, ÇOCUKLARIM AÇ’

Ben Ebu Osman’la sohbet etmeye çalışıyorum ama Ebu Osman oldukça aceleci, “Heval kusura bakma başka zaman. Çocuklar aç” diyerek yanımızdan uzaklaşıyor.

Yanımdaki savaşçıdan Ebu Osman’ın Rojava’daki gelenek üzerine ilk çocuğunun ismiyle Ebu Osman olarak tanındığını, 63 yaşında olduğunu öğreniyorum. Bir diğer savaşçı giriyor söze ve Ebu Osman’ı anlatıyor: “Ebu Osman devrimin başından beri cepheden cepheye gidiyor. 3 çocuğu var.  Şu anda Serekaniye’de yaşıyor ama Kobaneli. Hep Önderliğin ilk Kobane’ye gidişinden, devrimin de Kobani’de başlamasından bahseder. Bununla gurur duyar ve “Ömrüm yettiğince bu Önderliğe layık olacağım der’’ diyor ve gidiyor. Bunun üzerine onun erzak aldığı yere arkasından gidiyoruz. Çok fazla kameralara konuşmayı sevmiyor. Sürekli bir koşturmanın içinde, biz de zor bela ondan birkaç dakika konuşması için rica ediyoruz. Konuşmasında da Ebu Osman kısa ve net cevaplar veriyor bize. "Benim için hiçbir mekanın ve yerin önemi yok. Neresi istenirse ben oraya giderim. Bu cephede olur, her yerde olur. Benim için fark etmez" diyor. Ona peki bu sıcaklar altında zorlanmıyor musun ve cephede hep savaş var bu senin için zor olmuyor mu diye soruyoruz. Ebu Osman bize söyle cevap veriyor, "ülkemize canımız feda olsun. Biz ölümden korkmuyoruz. Eğer ölümden korksaydık bu işe kalkışmazdık. Her şey ülke içindir. Biz her şeyden önce şahadetin hesabını yaparak geldik." Artık ona soru sormayı bırakıyoruz. Onu kendi işiyle baş başa bırakıp oradan ayrılıyoruz.