Quseyî M. Elî ve evi arasında 200 metre kalmıştı. Nezlet Alşihad Mahallesi'nin doğusunda sert bir çatışma vardı. Quseyî iki senedir DAİŞ’e karşı savaşmakta. Çetelerden özgürleştirilen birçok yerde QSD bünyesinde çatışmış. Quseyî’nin öyküsü de diğer savaşçıların öyküsünden farklı değil. İki sene kadar önce Quseyî de Reqa’daydı. DAİŞ küçük kardeşini kaçırıp kafasını kesiyor ve kaçırılan diğer kardeşinden şimdiye kadar da bir haber alamamış. Quseyî bu olayı heyecanlı bir şekilde anlatıyordu, üstelik anlatırken titriyordu. Ona "Kardeşinin intikamını alıp, evini mi özgürleştirmek istiyorsun" deyince "Hayır, kardeşim gibi yüzlerce genç DAİŞ tarafından katledildi. Evet, bu vahşilere karşı bir kinim var ama ben bütün Reqa halkı için buradayım" dedi.

Nezlet Alşihadê Mahallesi'ne yeni yetişmiştik. Bize söylendiğine göre, bu mahallede yaşayanlar zengin imiş ve dilenciler de bu yüzden bu mahalleye gelirmiş. Bu yüzden de bu mahalleye Nezlet Alşihade (dilenciler başkenti) denilirmiş. Öğlene doğru hava çok sıcaktı, 45 derece civarında idi. Quseyî’nin kaldığı noktayı geçip başka bir noktaya gittik. Noktaya geçince keskin nişancı silahının sesi geldi. Aşağı tarafta ayağından yaralanan bir QSD savaşçısı gördük. Yarası hafifti, hemen hastaneye kaldırdılar. Tam o arada bir çatışma çıktı ve savaşçılar bize kendilerine yakın yerde konumlanan DAİŞ keskin nişancısının öldürüldüğünü açıkladı.

Bu büyük mahallede DAİŞ çeteleri her yeri mayınlamış, hareket etmek çok kısıtlı. Mahallede birçok yerde çatışma çıktı. Telsizden alınan bilgilere göre, yüze yakın sivil de kurtarılmış ve ondan fazla çete öldürülmüş. Koalisyon uçakları da DAİŞ noktalarını bombalıyordu. Mahallenin üzerinde dumanlar yükseliyordu, havanın ve savaşçıların sıcaklıkları birbirine karışmıştı. Şehir savaşı ikinci ayını ardında bırakıyordu ve şehrin yarısı kurtarılmış durumda. Bu yazıyı yazdığımda da şehrin dört bir yanından çatışma haberleri geliyordu.