Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu Kurucu Meclisi Eşbaşkanı Hediye Yusuf federasyon projesinin nasıl kararlaştırılıp pratikleştirildiğini, bunun önemini ve nasıl savunulacağını ajansımıza değerlendirdi.

Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu Kurucu Meclisi Hediye Yusuf Federasyon projelerini adım adım kararlaştırıp pratikleştirerek yaşamsallaştırdıklarını belirtti.

“Biz 2016 Mart ayında ilk kurucu meclis toplantımızı gerçekleştirdik ve demokratik federasyon projemizi ilan ettik. Biz Mart ayında yaptığımız toplantıda toplumsal sözlemenin yazılmasını kararlaştırdık. Yine yürütme konseyi oluşturuldu” diyen Yusuf, federal sistemin toplumsal sözleşmesinin yazıldığını ve kurucu meclisin 2’inci toplantısında Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu’nun toplumsal sözleşmesinin onaylandığını söyledi.

İkinci toplantıda federal sistem için pratik adımlara geçebilmek amacıyla idari yönetimler kanunu ve seçim kanunu oluşturma kararı aldıklarını da vurgulayan Yusuf, “Bundan dolayı kurucu meclis kanun taslağının yazımı için bir komite örgütledi ve görevlendirdi.

Bu temelde yasa taslağı hazırlama komitesi her 3 kantonunun yüksek seçim konseyinin yardımıyla her 3 kantonun yasama meclisleri, yürütme konseyi, yasalarla ilgili komite ve buroların görüşlerini alarak mahalli idarelerin ve seçim yasasının taslağını hazırladı. Zaten daha önce bu çalışmayı yürütebilmek için bir nüfus sayımı yapmıştık. Kurucu meclisimizin üçün toplantısında da idari bölgeler ve seçim kanunu tartışarak onayladık. Onu pratikleştireceğiz” diye konuştu.

‘ÖZGÜRLEŞTİRİLMİŞ ALANLAR İSTEDİKLERİ ZAMAN SİSTEMİMİZE DAHİL OLABİLİR’

Toplantıda kararlaştırılan 3 idari bölgenin her birinin 2 ilden büyük eyaletten küçük alanlar şeklinde örgütleneceğini ifade eden Yusuf şöyle devam etti: “Cizîr Bölgesi Qamişlo ve Haseke, Fırat Bölgesi Kobanê ve Girê Spî, Efrin Bölgesi Efrin ve Şehba olarak kendi içinde 2 bölüm olarak örgütlendirilecek.

3 bölge şeklinde örgütlendik çünkü şu anda Minbic, Tabka, Reqa gibi özgürleştirilmiş alanlar sistemimize dahil değil. Biz bu projeyi ilan ettiğimizde Efrîn, Cizîr, Kobanê olmak üzere 3 temel kantonla ilan etmiştik.

O zamandan şimdiye kadar özgürleştirilen bölgeler sistemimiz içinde temsil edilmedi. Biz projemizi ilan ettiğimizde henüz Minbic özgürleştirilmemiş, Reqa Hamlesi’de başlamamıştı. Fakat toplumsal sözleşmemizde sınırlarımız herkes için açık. Biz sözleşmede Özgürleştirilen alanların özyönetimlerinin federal sisteme katılma yönünde karar vermesi noktasında ve bize talepte bulunması durumunda mecliste kararlaştırabileceğimizi belirtmiştik. Şu anda Minbic, Tabqa, Reqa bizim idari bölgelerimiz içerisinde değil. Ama böyle bir karar almaları ve talepte bulunmaları durumunda mecliste değerlendiririz.

Fakat Minbic’ten bazı kişiler meclisimizde yer alıyorlar. Çünkü biz toplantımızı yaptığımızda Minbic daha özgürleştirilmemişti, onlarda alanımızdaydı. Kişi olarak iradelerini sistemimizden yana beyan ettiler. Ama dediğim gibi Minbiç adına değil kişi olarak.”

‘TÜM SALDIRILARA KARŞIN BAŞARDIK, BAŞARACAĞIZ’

Yusuf şu anda projenin ilanından itibaren Türk devletinin Kuzey Suriye’ye önemli saldırılar geliştirdiğini, şu anda da geliştirdiği tüm saldırıların amacının demokratik federasyon projesini önlemek olduğunu söyleyerek, “Efrîn saldırıları gibi Türk devletin’nin şu anda bölgelerimize karşı geliştirdiği bütün saldırılar ve uygulamalar, yine bölgemizde istikrarsızlık geliştirmek için terör gruplarının desteklenmesinin tek nedeni projemizi durdurmaktı.

Fakat tüm saldırılarına karşın güçlerimiz şu anda Reqa operasyonunu geliştiriyor ve bizde adım adım projemizi pratikleştiriyoruz. Biz projemizi başarıya ulaştıracak ve şehitlerimizin verdiği emeğe yarattıkları değere sahip çıktığımızı rahatlıkla ifade edebileceğiz” diye konuştu.

‘GÜÇLERİMİZ SALDIRILARA KARŞI SAVUNMA YAPMAKLA GÖREVLİDİR’

Türk devletinin bugün Efrîn ve Şehba saldırılarına dikkat çeken Hediye Yusuf şunları dile getirdi: “Toplumsal sözleşmemizde savunmaya ilişkin bir maddemiz var. Bu maddede belirtildiği gibi Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu alanlarına saldırı geliştirildiğinde savunma güçlerimiz YPG, YPJ, QSD cevap ve savuma yapmaktan sorumludur. Halkımız ve alanlarımızı tüm gücüyle savunacaktır. Bu onun görevidir. Yine sadece demokratik federalizm alanlarına karşı değil tüm Suriye’ye herhangi bir saldırı olduğunda savunma güçlerimizin temel görevi savunma yapmaktır. Afrin ve Şehba’ya saldırılara da bu temelde yaklaşıyoruz.”