KON-MED’den 1 Mayıs mesajı
Almanya'daki Kurdistanlı Toplumlar Konfederasyonu (KON-MED) 1 Mayıs mesajında “2024 yılının işçi ve emekçi sınıfının politik ahlâki bilinçle yeniden ayağa kalktığı bir yıl ve başlangıç olmasını” diledi.
Almanya'daki Kurdistanlı Toplumlar Konfederasyonu (KON-MED) 1 Mayıs mesajında “2024 yılının işçi ve emekçi sınıfının politik ahlâki bilinçle yeniden ayağa kalktığı bir yıl ve başlangıç olmasını” diledi.
KON-MED yaptığı yazılı açıklamada, “Emekçilerin ve ezilen dünya halklarının 1890 tarihinden beri birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele ruhuyla kutladıkları ‘1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’ günümüzde her zamankinden daha çok önem arzetmektedir” dedi.
Açıklamada devamla şu ifadelere yer verildi: “Uluslararası sermaye sahiplerinin ve elit sınıfın her türlü angaryaya koştuğu yetmez gibi bir çok yöntem ve araçla insana her türlü kötülüğü yapmak için de yine emekçileri kullandıkları nedense görmezden gelinmektedir. Gün geçtikçe kapitalist Moderniteye daha çok teslim olan, sınıf bilincinden yoksun işçiler tarafından kutlanan 1 Mayıslar politik kimlikten soyutlanarak kutlanan resmi bir seramoniye dönüşmektedir. Yeni sistemde hücrelerine kadar parçalanan Postmodern işçiler, karşı örgütlenme ve direnme umudunu yitirdikçe içi boşaltılan 1 Mayıs kutlamalarından da kimsenin bir beklentisi kalmamaktadır.
Oysa 1 Mayıs’ı ortaya çıkartan düşüncesinin altında “Bütün iyi işlerin yaratıcısı olduğu kadar bütün kötü işlerinde yaratıcısı yine işçi ve emek sahibi insanlardır” gerçeği yatmaktadır. Gerçek kurtuluş: İşçi ve emekçilerin topluma dayatılan kötülüğün bir parçası olmayı ret etmeleriyle mümkün olacaktır.
Zaten doğanın ve toplumun tecavüze uğramasında suç ortaklığı yapan emekçi sınıflardan da sömürü ve haksızlıklara karşı çıkmaları beklenemez. İnsan varlığının hiçleştirildiği, katman ve kategorilere ayrıldığı dünyamızda zayıf toplumlara yaşam şansının ve özgürlüğün yasaklandığı bir dünyada her şeyin ve her kötülüğün sorumlusu yalnızca egemen sınıfları görmek eksik bir bakış açısıdır. Bunda iradelerini sorgusuz ve sualsiz egemenlere sunan emekçilerin de payını görmek gerekir. Emekçi sınıfı emeğinin insanlık adına iyi sonuçlar doğuracak konulara sarfedilmesinin takipçisi olmak zorundadır. Kendi emeği üzerinden dünyaya kötülük yapılıyorsa bunu sorgulamalıdır.
Ekolojik, Demokratik, Ahlâki politik ve Kadın özgürlükçü temellere dayanan Paradigmamızın hayati önemi burada da kendisini göstermektedir. Emeğinin hangi işlerde ve amaçlarla kullanıldığını sorgulamamakla politik sınıf bilincini yitiren kimliksiz işçi ve emekçiler sonuçta Modern çağın köleleri olmaktadırlar. Sömürüye karşı çıkmak ve direnmek yerine egemenlerle uyumu esas alan işbirlikçi yaklaşım kendilerini ve varlıklarını daha da değersizleştirmektedir. Demokratik toplumun vazgeçilmez unsuru olan işçi ve emekçi sınıfının yeni bir politik ahlâki bilince ulaşmadan bu modern kölelik sisteminden kurtulması mümkün değildir.
Dünyada gelir ve barınma ihtiyaçlarının karşılanması noktasında muazzam farklar olduğu gibi temel insani hak ve özgürlükler konusunda da yine ciddi farklar vardır. İşçi ve emekçiler karınlarını doyurma kaygısıyla hareket eden bir sınıf olmaktan çıkıp, samimiyetle emeklerinin sonuçlarını sorgulayan ahlâki bilince ulaşmadıkları sürece dünya da daha iyi bir yer olmaktan uzaklaşacaktır. Ömür boyu ürettiği araca veya haneye sahip olamayan bir emekçi sınıfı bunu sorgulamak yerine kendi içinde rekabete girerek bir şeyler elde etmeye çalışmaktadır.
Emeği üzerinde tiranlaşan şirketlere, devletlere ve egemen sınıflara karşı duracağı yerde işçi sınıfının aleyhine bir siyasetle; çıkar peşinde, konfor peşinde koşmak, emekçi sınıfının kendisine yapacağı en büyük kötülük olmaktadır.
Yarım asırdır Kürdistan’da toplumun bütün katmanlarını kapsayan özgürlük mücadelesinin motor gücünün Kürdistan İşçi Partisi olması bir tesadüf değildir. Kötülüğe karşı verilen mücadele ve ödenen bütün bedeller özünde işçi ve emekçi sınıflarının özgürlüğü içindir. Uluslararası işçi ve emekçi sınıflarının bu güçle birlik ve dayanışma içinde olması bütün dünya halkları için kurtuluş umudunu büyütecek ve daha aydınlık günlere götüren meşaleyi yükseltecektir.
Bu temenni ve inançla 2024 yılının işçi ve emekçi sınıfının politik ahlâki bilinçle yeniden ayağa kalktığı bir yıl ve başlangıç olmasını diliyoruz.”