Almanya’da mülteci sayısı arttıkça gerginlik de artıyor

Almanya’da bu yılın başından itibaren yapılan iltica başvuruları 200 bini geçerken, şimdiden geçen yılın toplamı aşılmış durumda.

Almanya’da bu yılın başından itibaren yapılan iltica başvuruları 200 bini geçerken, şimdiden geçen yılın toplamı aşılmış durumda. Mülteci sayısının artmasıyla birlikte ortaya çıkan ciddi barınma sorunuyla birlikte mülteci yurtlarında yaşanan olaylar da artıyor.

Çoğunluğu krizlerden etkilenen ülkelerden gelen mültecilerin yaşadığı psikolojik sorunların etkili olduğu belirtilirken, mültecilerin insani koşullarda barınmasının sağlanmasına yönelik çabalar sonuç vermiyor.

Alman medyasında yer alan haberlere göre, sadece geçtiğimiz hafta içinde birçok mülteci yurdunda kavgalar yaşandı. Thüringen eyaletine bağlı Suhl’daki bir mülteci kabul merkezinde 80 kadar mültecinin karıştığı bir kavgada en az 8 kişi yaralanırken, kavganın basit bir nedenden ötürü çıktığı bildiriliyor.

Bonn kentindeki bir mülteci yurdunda Gine’li bir kişiyle beraber kaldığı aile arasında çıkan bıçaklı kavgada ise, en az iki yaralandı. Gine’li gencin ise olaya müdahale eden polislere ‘saldırdığı’ esnada ağır yaralandığı iddia edildi.

Dresden kentinde ise 100 kadar Suriyeli ve Afganistanlı mültecinin karıştığı kavgada da en az 8 kişi yaralandı. Nedeni tam olarak bilinmeyen kavgaya müdahale için 80 kadar polisin gönderilirken, iki taraf arasındaki gerginliğin saatlerce sürdüğü öğrenildi.

Geçtiğimiz hafta Trier kentinde yaşanan bir kavganın da Suriyeli ve Arnavut mülteciler arasında çıktığı ve bir kişinin yaralandığı duyurulmuştu.

Mülteci yurtlarında yaşanan ve genellikle onlarca kişinin karıştığı kavgaların onlarla ifade edildiği ve yaralıların olmadığı yüzlerce kavganın da yaşandığı tahmin ediliyor.

YOĞUN MÜLTECİ AKININA KARŞI YETERLİ LOJMAN VEYA YURT YOK

Ancak mülteci arasında sorunlara yol açan en önemli gerçeklik olarak Almanya’daki mülteci yurtlarının yetersiz kalması ve mültecilerin normalinden daha dar alanlarda yaşamaya zorlanmaları. Yine mültecilerin büyük kısmının savaşlar, krizler ve açlıkla boğuşan ülkelerden gelmeleri de, mülteci yurtlarındaki gerginliklere yol açıyor. Mültecilerin neredeyse tamamı Ortadoğu, Afrika ve Balkanlar’dan geliyor.

Geçtiğimiz yıl iltica başvrurularının 200 bini aşarak son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaşması ardından bu yılın ilk 7 ayında bu sayı aşılmış durumda. Yılın başından bu yana 200 bin iltica başvurusunun yapıldığı Almanya’da bu sayının yıl sonuna kadar 400 bini bulmasına kesin gözüyle bakılıyor. Ancak son yıllarda sayıları hızla artan mültecilerin barınması için yeteri düzeyde lojman veya yurt bulunmuyor.

YÜZDE 40’I PSİKOLOJİK SORUNLAR YAŞIYOR

Alman Psikoterapistler Odası (BPtK) tarafından verilen bilgilere göre mültecilerin yüzde 40’ı ülkelerinde yaşadıkları olayların etkisi altında ve posttravmatik stres bozukluğu yaşıyor. Ancak bu kişilerin sadece yüzde 5’i psikoterapi görebiliyor.

Travma geçirmemiş mültecilerin önemli bir bölümünün de hem Almanya’daki yurtlardaki yaşam koşulları, iltica başvurularının karar aşamasının uzunluğu, işsizlik ile ülkelerinde kalan ailelerinin yaşamından duydukları endişeler nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadığı belirtiliyor.

EYALETLERİN ÇABALARI SONUÇ VERMİYOR

Mültecilerin psikolojisini etkileyen en önemli sorunlardan biri olarak görülen barınma sıkıntısının aşılması için eyaletler nezdinde girişimler de devam ediyor. Niedersachsen Eyalet İçişleri Bakanı Boris Pistorius, bir moratoryum kurularak eyaletlerin kanunlarında mülteci yurdu inşasına engel olan maddelerin belirlenmesini istedi.

Mültecilerin önemli bir kısmının yaşadığı Nordrhein-Westfalen eyaleti ise, mülteci karşılama merkezlerindeki kayıt işlemlerini hızlandırmak emekli Almanları çalıştırmayı hedefliyor.

Thüringen eyaletinin Sol Parti (Die Linke) üyesi Başbakanı Bodo Ramelow ise, Federal Hükümet’e çağrı yaparak, iltica davalarını hızlandırmasını istedi. Ramelow, mültecilerin herhangi bir karar olmadan mesleki eğitim veya iş bulma imkanlarının olmadığına dikkat çekiyor.