Birleşmiş Milletler (BM), İran'daki insan hakları ihlalleri konusunda yayınladığı yeni raporda bir yıl içinde kaçakçılık yaptıkları gerekçesiyle 70 Kürdün öldürüldüğünü, 68’nin yaralandığını tespit etti.  

Uzun yıllardır İran rejiminin sınır boylarında kaçakçılık yaptıkları gerekçesiyle gerçekleştirdiği yargısız infazlar BM raporuna da girdi. BM Özel Raportörü Ahmed Şahid tarafından hazırlanan raporda, son bir yıl içinde Doğu Kürdistan'ın Urmiye, Sine ve Kirmaşan bölgelerinde İran rejim güçleri tarafından sınır ticareti yaptığı gerekçesiyle öldürülen Kürtlerin sayısının 70 olduğu ifade edildi.  

Raporda ayrıca Kürdistan’da uluslararası sözleşmelerce yasaklanan anti personel mayınlara da değinilerek İlam, Kirmaşan, Sine, Urmiye ve Kuzistan eyaletine bağlı Erebakinci bölgesinde 20 milyon mayının bulunduğuna dikkat çekti. Bu mayınlardan günde ortalama 2 kişinin yaşamını yitirdiğini ve bunların yüzde 40’ının 14 yaşının altında olduğu belirtildi. 

Raportör Ahmed Şahid, ayrıca ülkedeki azınlık gruplarının durumuna işaret ederken,  “istihdam ve eğitimde ayrımcılığa maruz kalan azınlıkların sık sık keyfi olarak tutuklandığı ve işkenceye maruz kaldığı”nı ifade etti.

İki gündür basında yoğun ilgi gören raporda, gazetecilere yönelik baskılar ile internet üzerindeki yasaklara genişçe yer verildi. Raporda ayrıca çocuklarla ilgili yeni çıkarılan yasaların endişe verici olduğuna dikkat çekildi.

ANF yıllardır sınır hattındaki infazlara dikkat çekiyor. İran rejimi her yıl sınır hattında onlarca kişiyi yargısız bir şekilde, kaçakçılık yaptıkları gerekçesiyle infaz ediyor.   İran Kürt İnsan Hakları Derneği verilerine göre 2012 yılında da İran askerleri sınır boyunca en az 37 kişiyi katletti. Gerçek rakamların daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. Zira, İran'da hak ihlallerinin kaydını gerçek boyutları ile tutmak mümkün görünmüyor.

İran askerleri sınır hattında, kendilerini yargı yerine de koyarak “ölüm mangaları” gibi hareket ediyor. Bu cinayetler tam bir cezasızlık içerisinde işleniyor.  Sınır ticareti yapanların yüklerinde nelerin olduğuna bakılmıyor.  Çoğunlukla, temel ihtiyaçların giderilmesine yönelik bir sınır ticareti sözkonusu. İnfaz edilenler arasında çocuklar da var. “Kaçakçı” olarak ifade edilen bölge sakinleri baştan sona adaletsiz ve eşitsiz bir rejimin kurbanları oluyorlar.