Halepçe Katliamı: Fransız şirketlere suç duyurusu

Halepçe Katliamı: Fransız şirketlere suç duyurusu

Halepçe’de 5 bini aşkın Kürdün katledildiği kimyasal saldırıda sorumluluğu olan Fransız şirketlere karşı Paris Asliye Mahkemesi’nde suç duyurusu yapıldı.

Fransa’da hükümet cephesindeki çok sayıda yolsuzluk skandalını ortaya çıkaran alternatif internet gazetesi Mediapart, Suriye’de kimyasal silahların kullanımının gündemde olduğu bir sırada 25 yıl önce gerçekleşen bir katliamın yeniden gün yüzüne çıktığını duyurdu.

16 Mart 1988’de Saddam Hüseyin’in uçakları tarafından kimyasal gazlarla bombalanan Halepçe kurbanlarından 20’sinin temsilcileri, bugün Paris Asliye Mahkemesi’nde, katliamda sorumluluğu bulunan Fransız şirketler hakkında suç duyurunda bulundu.

Parisli avukat David Pere ve Amerikalı meslektaşı Gavriel Marione tarafından hazırlanan suç duyurusu, “insanlığa karşı suçla işbirliği yapmak” ve “yataklık etmek” kapsamında yapıldı.

Mediapart’a konuşan David Pere, 1980’li yıllarda Irak’a kimyasal silah üretimi ve stok edilmesini sağlayan teknoloji, materyal ve ekipmanlar satan Fransız, Alman ve Hollandalı şirketlerin sorumluluğuna inceleme istediklerini söyledi.

“Irak’ın kendisini gerekçelendirmek için BM’ye gönderdikleri başta olmak üzere, gizli belgelerin sızması için Saddam rejiminin yıkılmasını beklemek gerekti” diyen Mediapart’a göre avukat Pere, kimyasal silah üretimi için materyal ve ürün sağlayan bir çok Avrupalı şirketin adının bu belgelerde yer aldığını kaydetti.

Avukat Pere, “Örneğin bir Fransız şirket, böcek ilaçlarına karşı kullanılabileceği bahanesiyle, zehirli gazları içermek için yeteri kadar dayanıklı olan konteynırları Irak’a sattı” dedi. Suç duyurusunda, hangi şirketlerin işbirliği yaptığının tespitini sağlayan belgelerin de sunulduğu bildirildi.

Mediapart’a göre “işbirliği” ve “yataklık etme” suçlamaları tesadüfi olarak belirlenmedi. Burada sözkonusu olanın, gayrı ahlaki ticari faaliyetlerde kar elde edildiğini hatırlatmak olduğunu belirten site, tüzel kişileri (şirketler) kovuşturularak, mağdurların tazminat isteyebileceğini ifade ediyor. Bunun kuzey Amerika adaletinin alışık olduğu pragmatik bir girişim olduğunu ifade eden site, yer olarak Paris’in seçilmesinin ise, 2012’de Paris Asliye Mahkemesi’nde “insanlığa karşı soykırımlar ve suçlar” şubesinin kurulmasından kaynaklı olduğunu ifade etti.

Avukat Pere, “Bazı aileler ailelerinden 15’e varan üye kaybetti. Korkunç yaralar ve sonuçlar oldu” derken, “Para her şey değildir. Bizim eylemimizin bir anlamı olduğunu iyi anlamak gerekiyor” ifadelerini ekliyor.

Pere, henüz hiçbir sivil toplum örgütünün bu suç duyurusuna ortak olmadığını söylerken, Mediapart bunların daha sonra müdahil olabileceklerini belirtti.