TTIP gelişmekte olan ülkelere karşı ‘egemenlik aracı’ olacak

Avrupa Birliği (AB) ve ABD arasında müzakereleri devam eden Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) antlaşmasının bugüne kadar sadece Avrupa ülkelerinin ekonomilerine etkileri tartışılıyor.

Avrupa Birliği (AB) ve ABD arasında müzakereleri devam eden Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) antlaşmasının bugüne kadar sadece Avrupa ülkelerinin ekonomilerine etkileri tartışılıyor. Dünya ekonomisinin yarısını elinde tutan iki gücün imzalayacağı antlaşmanın gelişmekte olan ülkelere olumsuz etkileri ise gözden kaçmıyor.

Almanya’da kalkınma yardımı alanında faaliyet gösteren Brot für die Welt, Greenpeace ve Forum Umwelt und Entwicklung gibi uluslararası kuruluşlar, TTIP ile birlikte yayılmak istenen iyimser havaya karşı temkinliler. Ocak ayında Alman Kalkınma İşbirliği Bakanlığı (BMZ) için Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü (ifo) tarafından yapılan araştırmaya göre, AB ve ABD arasındaki TTIP’nin hayata geçmesiyle birlikte kalkınmakta olan ülkelerin de olumlu etkileneceği savunuluyordu. İfo’nun araştırmasında bu öngörüye argüman olarak da ‘AB ve ABD ekonomilerinin büyüklüğü’ ve bunun diğer ülkelere etkileri gösteriliyordu.

Araştırmanın TTIP’nin sadece pozitif etkilerini öne çıkarması da kamuoyunda antlaşmanın gelişmekte olan ülkelere özellikle olumlu katkı yapacağı görüşünü ön plana çıkarıyordu.

ARAŞTIRMA POZİTİF OLARAK SPEKÜLE EDİLDİ!

Uluslararası yardım kuruluşlarına göre ise, dünyanın iki büyük ekonomik devi AB ve ABD arasındaki ortaklık antlaşması en çok da gelişmekte olan ülkelere zarar verecek. Greenpeace, Brot für die Welt ve Forum Umwelt und Entwicklung tarafından yayınlanan ortak araştırmada, “Bizler ifo araştırmasının tek yanlı ve TTIP antlaşmasının gelişmekte olan ülkelere etkisini özellikle pozitif olarak speküle eden bir yapım olarak görüyoruz” denildi.

Ifo araştırmasında yer alan uzmanların daha önce yaptığı değerlendirmelerde TTIP’nin gelişmekte olan ülkeler için olumsuz etkilerinden bahsedildiğini hatırlatan yardım kuruluşları, “(bu rapor) bilimsel realiteden ziyade hüsnükuruntudur” yorumunu yapıyorlar.

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN TARIM EKONOMİSİNE ZARAR VERECEK

TTIP antlaşmasının gelişmekte olan ülkelerin ekonomisine en büyük zararı tarım alanında vereceği tahmin ediliyor. AB ve ABD arasındaki tarımsal ürün alım-satımında gümrüklerin tamamen kalkması ile birlikte yoksul ülkelerin ekonomileri için önemli olan tarımda gerileme kaydedilecek. Zira bu ülkeler özellikle ABD’nin Avrupa ülkelerine gümrük alınmadan satacağı tarımsal ürünlerle rekabet edemeyecek.

Bu durumda yoksul ülkeler ani bir biçimde baş edemeyecekleri bir fiyat rekabetine itilecekken, ABD veya AB pazarında birikecek ucuz ürünlerin fazlası da gelişmekte olan ülkelere ihraç edilecek. Bu da, gelişmekte olan ülkelerdeki çiftçilerin ürünlerini satamamalarına ve rekabet karşısında diz çökmelerine yol açabilecek. Hali hazırda, Avrupa ülkelerinden ihraç edilen kümes hayvanı etleri nedeniyle Afrikalı binlerce üretici ürünlerini satmakta zorlanıyorlar.

KÜÇÜK BİR ELİT SINIFIN GELİRİNE KATKI SAĞLAYACAK

TTIP antlaşmasının ‘olumlu etkilerinden’ biri olarak da, karşılıklı ticaretin artmasıyla birlikte yaşanacak gelir artışı gösteriliyor. Ancak bunun da toplumun geneline etkisinin çok küçük olacağı ve daha ziyade küçük bir ‘elit sınıfa’ katkı yapacağının altı çiziliyor. Ifo araştırmasının gelişmekte olan ülkeleri ‘zengin dünyanın ham madde dağıtıcısı’ olarak gördüğü de bir başka eleştiri noktası.

KALKINMA HEDEFLERİ GÖZETİLMİYOR

Alman sivil toplum kuruluşlarının BAMZ ve TTIP üzerine araştırmayı yapan ifo enstitüsüne yönelik bir diğer eleştirileri ise, gelişmekte olan ülkelere yönelik Milenyum Hedefleri kapsamında değerlendirme yapılmamış olması. Araştırmanın ‘sürdürülebilir kalkınma’ya yönelik hedefleri de gözetmeden yapıldığı eleştirisi yapılırken, TTIP’nin hayata geçmesiyle birlikte ham madde kaynaklarının azalmasının da insan hakları alanında sorunlara yol açacağı biliniyor.

Bazı kesimler TTIP antlaşmasını ‘ticaretin altın standartları’ olarak görürken, antlaşmanın sanayileşmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere karşı ‘egemenlik enstrümanı’ olarak görenlerin sayısı da oldukça fazla. Alman STK’ları bu nedenle Kalkınma Bakanlığı’nın TTIP ile ilgili yeni bir araştırma yaparak, antlaşmanın yoksul ülkelere etkilerini yeniden ele almasını talep ediyorlar.