Yazılı bir açıklama yapan Tecride Karşı Özgürlük Platformu, açlık grevlerine ilişkin şu bilgileri verdi: “DTK Eş Genel Başkanı ve Hakkari Milletvekilimiz Leyla Güven 51 gündür süresiz, dönüşümsüz açlık grevindedir. Leyla Güven’in Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan hukuk dışı, mutlak tecridin kaldırılması talebi ile başlattığı açlık grevi eylemi dalga dalga büyümüş, Türkiye’nin çeşitli illerindeki cezaevlerinde bulunan 64 tutsak da çeşitli tarihlerde süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine başlamıştır. 600’ün üzerindeki tutsak dönüşümlü olarak açlık grevi eylemine katılarak, Güven’in talebini sahiplenmiştir.”

2015’TEN BERİ EN AZ 1500 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

Türkiye’de tecridin uygulamaya konulduğu 5 Nisan 2015 tarihinden bu yana yaşanan temel ihlalleri sıralayan platform şunları ifade etti:

“11 il ve en az 49 ilçede en az 320 kez sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş, en az 1500 insan yaşamını yitirmiş, binlercesi ise yaralanmıştır. Çatışmalı sürecin uygulamaya konulmasından sonra darbe kliği devreye girmiş, bu kliğin bertaraf edilmesi bir fırsat olarak değerlendirilerek darbe ile ilişiği olmayan muhalif yurttaşlar ihraç edilmiş, cezaevlerine atılmıştır. Tecridin uygulanması ile başlayan bu sürecin en son semptomu ise derinleşen ekonomik krizdir. Türkiye’nin 2013-2015 yılları arasındaki durumu ile 2015 Nisanı’ndan bugüne olan durumuna bakıldığında uygulanan tecridin sonuçları açıkça görülmektedir.”

YETKİLİLERİN DERİN SESSİZLİĞİ

Açıklamada, açlık grevi eylemlerinin Türkiye’yi kendi iç yasalarına ve imzacı olduğu uluslararası sözleşmelere uymaya davet ettiğini belirtilirken, yetkililerin sessizliğine dikkat çekildi. Platform, “Bu eyleme yönelik yetkili isimler ısrarla kayıtsız kalmakta, beslendikleri çatışmalı ortamın derinleşmesine katkıda bulunmaktadırlar” dedi.

Açıklama şu ifadelerle son buldu: “Demokratik taleplerini dile getirdikleri için hapsedilen yüzlerce siyasetçi ve aktivist cezaevlerinde bedenlerini açlığa yatırarak seslerini duyurmaya çalışmaktadır. Bu sesi duymamakta ısrarcı olanlara, 2012 yılında başlatılan açlık grevlerinin Sayın Öcalan’ın mesajı ile sonlandığını hatırlamalıdır. İnsani, haklı ve kararlı bu talebe derhal kulak verilmelidir. Cezaevlerinde rutinleşen işkenceye ve kötü muameleye maruz bırakılan açlık grevindeki siyasi tutsakların seslerini duyurabilecekleri en son alan budur. Talepleri tüm toplumun yararına hizmet edecek hukuki bir taleptir. Yükselen sese dışarıda yargı sopası ile sindirilmeye çalışılan, sessizleştirilen toplumun sesidir. Bu sesin dikkate alınmaması geri dönülemez sonuçlara yol açabileceğinden, toplumun tüm demokratik kesimlerini dillendirilen bu talebe sahip çıkmaya çağırıyoruz.”