Çukurova cezaevlerinde zulüm

İHD’nin 'Çukurova Cezaevleri Hak İhlalleri Raporu'nu açıkladı. Raporda, tutsaklara işkence uygulandığı belirtildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Hapishaneler Komisyonu, “Çukurova Cezaevleri Hak İhlalleri Raporu”nu açıkladı. İHD Şubesi’nde yapılan toplantıya sivil toplum örgütü temsilcileri de katıldı. İHD Adana Şube Başkanı Yakup Ataş, raporu, Adana Kürkçüler F ve T Tipi Kapalı Cezaevi, Osmaniye 1 ve 2 No'lu T Tipi Kapalı Cezaevi ile Maraş Türkoğlu L Tipi Kapalı Cezaevi'nde kalan tutsaklarla yapılan görüşmeler ile başvurular sonucunda hazırladıklarını söyledi.

Ataş, tecrit uygulamaları, işkence, iletişim kurma hakkı, çıplak arama, sağlık ve tedavi hakkının engellenmesinin rutin uygulamalar haline geldiğini kaydetti.

ZİNDAN DİRENİŞİ

Raporda, 107’den fazla cezaevinde İmralı tecridi ve hak ihlallerine karşı açlık grevi eylemlerinin sürdürüldüğü belirtilerek, Maraş Türkoğlu L Tipi Kapalı Cezaevi'nde açlık grevine giren tutsakların keyfi bir şekilde başka koğuşlara götürüldüğü kaydedildi. Raporda, “Açlık grevi eylemi gerçekleştirilen mahpuslara sıcak su, şekerli su, semaver gibi ihtiyaçlarının verilmediği, Osmaniye 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ve açlık grevi eylemi gerçekleştiren mahpuslara ise iaşelerinin az miktarda verildiği tespit edilmiştir” denildi.

Raporda, açlık grevinde olan tutsakların düzenli sağlık kontrollerinin yapılması, protokollere uygun beslenmesi, ihtiyaçlarının karşılanması, tıbbi bakımlarının yapılması gerektiği vurgulandı.

Raporda, 2010-2019 yılları arasında 1 milyon 691 bin 131 hak ihlali başvurusunun yapıldığı, tutsakların koronavirüsten etkilendiği, 17 tutsağın yaşamını yitirdiği bilgisine yer verildi. Raporda, hasta tutsakların tedavilerinin yapılmadığı, ayrıca haklarının da ellerinden alındığı belirtildi.

TUTSAKLAR ANLATTI

Raporda, 70 yaşındaki tutsak M.A.C.’nin Türkçe bilmediği için ne gardiyanlarla ne de doktorlarla anlaşabildiği kaydedildi. Kalp damarlarının yüzde 70’inin tıkalı olduğunu anlatan M.A.C., “Hastaneye götürüldüğümde doktor bana uzaktan bakıp, tedavi dahi etmeyip beni cezaevine geri gönderiyor. Ben de Türkçe bilmediğimden doktora hastalıklarımı anlatamıyorum. Ancak yoğun ağrı ve acı çektiğimden ameliyat olmam gerektiğini düşünüyorum. Bir kızım yurtdışında, bir oğlum başka bir cezaevinde, diğer oğlum da İstanbul’da ancak yabancı uyruklu olduğu ve bulunduğu şehirden ayrılması yasak. Uzun bir süredir ailemi göremedim. Bu nedenle beni, oğlumun yaşadığı İstanbul şehrindeki bir cezaevine sevk etmelerini istiyorum” dedi.

Raporda, M.Ö.’nün 3 ayrı “cezaevinde tek başına kalamaz” raporu olmasına rağmen raporların Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından onaylanmadığı gerekçesiyle tahliye edilmediği bilgisi paylaşıldı. Raporda, Türkoğlu L Tipi Cezaevi’nde kalan S.K. isimli tutsağın da ifadelerine yer verildi. S.K., “Bulunduğum koğuşta diğer mahpus arkadaşlarımla uyum içinde olmam bile iyi halli olmadığıma gerekçe yapılmıştır” diye belirtti.

Osmaniye 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tek kişilik koğuşta tutulan M.T., yaşadığı ihlalleri şu şekilde anlattı: "Tek kişilik koğuşta kaldığım için konuşma yetimi kaybetmemek için kendi kendimle konuşmaya, kitapları yüksek sesle okumaya, televizyon sesini açık bırakarak uyumaya çalışıyorum. Beni diğer koğuştaki kişilerle sohbet adı altında bile görüştürmüyorlar. Bana hiçbir sosyal faaliyet yaptırmıyorlar. Beni spora bile tek başına çıkarıyorlar. İnsanlık dışı bir muamele ile karşı karşıyayım. Burada sesimi duyan hiç kimse yok.”

ÇIPLAK ARAMA İŞKENCESİ

Ö.T.’nin, “Kürkçüler F Tipi Cezaevi girişinde çıplak arama uygulaması yapılmaktadır” şeklindeki sözleri raporda yer aldı. M.E.A, ise “Cezaevi girişinde çıplak arama uygulaması dayatıldı. Zorla kıyafetlerimiz çıkarıldı. Bu uygulamayı kabul etmediğimiz için darp edildik ancak revire bile çıkartılmadık” dedi.