İmralı Barış Delegasyonu avukatlarla tecridi görüştü

Uluslararası İmralı Barış Delegasyonu üyeleri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatlarını ziyaret ederek tecride ve siyasi sürece ilişkin bilgi aldı.

Uluslararası İmralı Barış Delegasyonu üyeleri, Asrın Hukuk Bürosu’nu ziyaret ederek Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dair bilgi aldı.

Delegasyonda üç farklı ülkeden temsili 3 kişi yer aldı. Sosyoloji ve Antropoloji Proförörü Denis O’Hearn, Avrupa Konseyi Sol Grup Başkan Yardımcısı ile Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi temsilcisi ve İzleme Komitesi üyesi Laura Castel, İzlanda Eski Adalet ve İç İşleri Bakanı Ögmundur Jonasson, 11-12 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da siyasetçiler, sivil toplum ve hukuk örgütleriyle görüşmeler gerçekleştirecek.

İlk olarak Abdullah Öcalan’ın avukatlarının bulunduğu Asrın Hukuk Bürosu’nu ziyaret eden heyeti avukatlar Raziye Öztürk, Emran Emekçi, İbrahim Bilmez ve Rezan Sarıca karşıladı.  

BİLMEZ: TÜRKİYE’DE HUKUK ÇOKTAN RAFA KALDIRILDI

Görüşmede konuşan İbrahim Bilmez, “Sayın Abdullah Öcalan sıradan biri değil” diyerek, sözlerine başladı. Daha sonra İmralı tecridine değinen Bilmez, “Bu durum halkı ilgilendiriyor. Dünyada eşi benzeri bulunmayan bir tecritte bulunuyor. Türkiye’de hukuk çoktan rafa kaldırıldı. Söz konusu Kürtler, Abdullah Öcalan ve muhalifler olunca hukuk rafa kaldırılıyor” dedi.

İmralı Adası’ndaki uygulamaların hukuka dayanmadığını ve tamamen keyfi yöntemlerle uygulandığını kaydeden Bilmez, Kürt halkının Abdullah Öcalan’ı “lider” olarak gördüğünü sözlerine ekledi.

25 AYDIR HABER ALINAMIYOR

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sorunların barışçıl çözümünden yana olduğunu ifade eden Bilmez, “En makul çözüm önerilerini yapan insan. Dolayısıyla tecrit uygulanınca Kürt sorununa da tecrit uygulanmış oluyor. İkisini birbirinden ayırmak güç. Hal böyle iken siyasetçiler bizim müvekkilimiz hakkında spekülasyona başvuruyor. Abdullah Öcalan’dan 25 aydır haber alamıyoruz. En son kardeşi ile 25 Mart 2021’de yaptığı telefon görüşmesinde avukatları ile görüşmek istediğini iletmişti. Bu telefon görüşmesi de yarım kalmıştı. Bu tarihten itibaren kendisinden bir haber alamadık. Bu yüzden bu siyasetçilerin yaptığı tartışmaları etik dışı buluyoruz” ifadelerini kullandı.

Bilmez  “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının” da ilk olarak Abdullah Öcalan için getirildiğini ve ilk olarak uygulandığını belirtirken, bu cezanın daha sonra birçok kişi hakkında uygulandığını söyledi  

SARICA: İMRALI’DA İŞKENCE KOŞULLARI VAR

Avukat Sarıca, iktidarın avukat ve aile görüşlerine getirdiği yasaklar ile disiplin cezalarına dikkat çekti.

Türkiye’nin son 8 yıldır bir çatışma “tüneline” girdiğini söyleyen Sarıca, bu süre zarfında da Kürt halkı, Kürt siyasetçi ve temsilcilerinin kriminalize edildiğini belirtti.

 “Bugün seçim arifesinde İmralı’da işkence koşulları var. Bunun üstü örtülüyor” diyen Sarıca, seçim kampanyalarında Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen “ahlak dışı” siyasete tepki gösterdi.

Sarıca, “Toplumu yönetmeye aday kesimler, insan hakları ve hukuk ile ilgili hiçbir şey söylemeden böyle bir siyaset yürütüyor” dedi.  

CPT’NİN TECRİDE DAİR TAVRI 25 YILDIR AYNI

Delegasyonun Türkiye-AB ilişkileri üzerine yönelttiği bir soru üzerine avukatlar, Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’nin AB’ye girmesinin mümkün olmadığını ifade etti.

Avukatlar ayrıca, Türkiye’nin AB sürecinin Abdullah Öcalan’ın aldığı ateşkes sonucu yaşanan çatışmasızlık dönemde geliştiğini ekledi.

Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) İmralı Cezaevi’ne yönelik yaklaşımına değinen avukat Sarıca, CPT’nin tecride dair tavrının 25 yıldır aynı olduğuna dikkat çekti.

AB TÜRKİYE’YE BASKI YAPMIYOR

Avukatlardan Raziye Öztürk, Asrın Hukuk Bürosu adına Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’ne (İHK) ve Acil Eylem Komitesi’ne yaptığı başvuruları hatırlattı.

Raziye Öztürk, İHK’nin Abdullah Öcalan’a yönelik tecride son verilmesi, avukatlarıyla görüştürülmesine dair karar verdiğini ve kararı iki kez tekrarladığını sözlerine ekledi.

AB’nin rolüne de değinen Öztürk, AB’nin Türkiye’ye baskı uygulama hakkını tam olarak kullanmadığını ve bunun nedeninin de aralarındaki çıkar ilişkisi olduğunu vurguladı.

Delegasyon üyesi Denis O’Hearn, 14 Mayıs seçimlerini muhalefetin kazanması halinde AB ile ilişkilerin nasıl olacağına dair bir soru yöneltirken, avukatlar, muhalefetin AB’ye girmeyi önlerine koyduğunu, bu doğrultuda programlar hazırladığını dile getirdi.

JONASSON: TÜRKİYE KÜRTLERDEN KORKUYOR

Delegasyon üyesi Ögmundur Jonasson, Amed’e daha önce yaptığı ziyareti hatırlattıktan sonra “Türkiye, NATO’da olduğu sürece AB uygulamalarından veya başka bir uygulamadan korkmaz. Ancak Türkiye Kürtlerden korkuyor. Biz de bunun çok iyi farkındayız. Bu nedenle sizlerin ve Kürtlerin yanındayız” dedi.

Delegasyon üyesi Laura Castel ise, Kürt sorunun çözümünün Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşması ve sonrasında sorunun çözümüne dair yapılacak görüşmelerle sağlanabileceğini söyledi.

Son olarak konuşan avukat Emran Emekçi, Abdullah Öcalan’ın her zaman bu rolünü yerine getirmeye hazır olduğunu belirterek, “Abdullah Öcalan, yaşama ve direnme gerekçesini buna bağlıyor” dedi.  

Avukatlar, daha sonra İmralı’da 2022 yılında yaşanan ihlallere dair raporu delegasyon üyelerine verdi.